1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

475 6 0
                                    

114

isterdi ama

artık bütün bağlar kopmuştu, dev bir Cumhuriyet sistemi var olma mücadelesi veriyordu, kayıpların önemi her dakika daha da azalıyordu.

Şahin Bey, Meclis Binasına yaklaştığında bir sokağın karanlık noktasında durup etrafı gözetledi. Gözlerine inanamıyordu; bazı siviller, ellerinde işaret ışıkları ile gökyüzüne işaret veriyordu. Ve hemen ardından alçaktan uçan bir helikopter bölgeye inip Amerikan Özel Kuvvet askerlerini bırakıyordu. Onlarca kilo ağırlığındaki teçhizatları ile askerler hemen etrafa dağılıyor ve hızlı biçimde güvenlik noktaları oluşturmaya çalışıyorlardı. Şahin Bey, Amerikan helikopterlerine yer gösterenlerin kim olduğunu göremiyordu ama Amerikalı olmadıklarına emindi, içi öfkeyle doldu. Sivillerden birini izlemeye başladı. Genç, yirmi beş yaşlarında, koyu tenli birisiydi. Helikopter indikten sonra koşarak ara sokaklara girmişti. Şahin Bey onu yakalamak için koşmaya başladı. Yan sokaktan tam önüne çıkıp durdurdu onu. Genç adamın gözü korku ile açılmıştı. Şahin Bey ile göz göze geldiğinde ne yapacağını şaşırdı. Bir şeyler söylemek istiyordu ama sesi çıkmıyordu. Şahin Bey ona soru sormak gereğini bile duymadı, M- 16 nm tetiğini bir kere çekti ve genç adam yüzünde patlayan merminin şiddeti ile hızla sırt üstü yere serildi.

Şahin Bey koşarak az önceki yerine geldi. Amerikan askerleri çok önemli noktalarda baraj kurmuşlardı. 'Allah kahretsin, daha iyisi yapılabilir miydi?" diye düşündü.

Bu kadar cüretkâr bir saldırı beklenmiyordu doğrusu. Şahin Bey resmin tamamını göremediği için Amerikan kuvvetlerinin, inisiyatifi elinde tutuğunu zannediyordu ama durum hiç de düşündüğü gibi değildi. 1. Süvari Tümenine karşı yapılan hazırlıklar hep tankların imhasına yönelikti ve bütün şehrin dış cephesine yayılmıştı. Oysa Amerikalılar dar bir koridordan merkeze girmişlerdi ve havadan gelen 101. ile birleşerek Ankara nm merkez noktalarını ele geçirmeye çalışıyorlardı. Bir hayli de ilerleme sağlamışlardı. Ayakta kalan devlet binalarının bazılarında Amerikan askerleri görülebiliyordu. Cumhurbaşkanlığı Konutu da zırhlılar tarafından kontrol ediliyordu. Görüntü her ne kadar kötü de olsa, buradaki Amerikan birlikleri sarılmış durumdaydı. Onlar sabahı ve TV kameralarını bekliyorlardı. Yeni kuvvetlerin gelip kendilerini kurtarması gerekecekti. Oysa Bolu karayolunu kapatmak için gönderilen 527. Hava indirme Alayı, Kayseri Komando Tugayının saldırısına uğramıştı. Bu, Amerikalı

askerler için tarihlerine yazılan acı bir sayfa olmuştu doğrusu. Kayseri Komando Tugayının inanılmaz gerilla taktikleri nedeniyle çok zor durumda kalmışlar ve çok kayıp vermişlerdi. Komandolar çok yakınlara kadar girip havan topları ile karargâhı bile vurmuşlar ve birkaç üst düzey subayı öldürmüşlerdi. Savaş garip bir hal almıştı. Ankara nm konumu belirsizdi. Tam anlamıyla kaos yaşanıyordu.

Şahin Bey, yerden kalkıp koşmaya başladı yine, hâlâ kendi arkadaşlarından kimseye rastlamamıştı. Meclis yakınlarındaki caddeden karşıya geçti. Cadde üzerinde tank paletlerinin izleri görülüyordu. Kavaklıdere semtindeki küçük bir parkı çevreleyen beton duvarın arkasına saklandı. Bir an yanlış davrandığını düşündü. Çok fazla merkezdeydi, etrafta serseri kurşunlar uçuşuyordu ve her an görülme tehlikesi vardı. Amerikalı askerlerin sürekli bağırdıklarını ve ateş ettiklerini duyuyordu sadece. Tam o sırada sağında kalan yokuştan birkaç sivil giyimlinin Amerikalı askerlere ateş ettiğini görünce sevindi. Hareketlerinden, Özel Kuvvet askeri olduklarını anlamıştı. Üç kişiydiler; birisinin elinde ağır makineli tüfek, diğer ikisinin elinde M-16 vardı, iki büyük taş parçasının arkasında mevzilenmişlerdi ama durumları kötüydü. Umutsuzca savaşıyorlardı. Şahin Bey tam onlara seslenecekti ki, bir ışık huzmesi gelip siper aldıkları taşlara çarpü ve ortalık aydınlandı. Şahin Bey kendisini yere

atü, gözleri bir an için kör olmuş gibiydi, gözlerini açabildiğinde üç askerin yerde kıvranmakta olduğunu gördü. Hemen oradan uzaklaşmalıydı, yoksa... Koşarak uzaklaşırken dönüp arkasına baktığında siyah üniformalar giymiş, gece görüş dürbünlü kaskları olan birkaç düşman askerinin yerde yatanların başına geldiğini gördü. O anda Amerikan askerlerinden birisi başını döndürdü ve Şahin Bey ile göz göze geldi.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin