1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

1.3K 24 1
                                    

7

dolduğu için tam olarak seçemiyordu ama eline dokunan sıcaklıktan dost olduğunu anlamıştı. Bunun ne anlamı vardı ki, ne değişecekti?...

Amerikalı askerlerin bulunduğu alandan bir ses geldi, yılan ağzından çıkmış gibi şiddetli bir sesti. Bir ateş huzmesi büyük bir hızla Yüzbaşı Hakkı nm geldiği kayalığa doğru uçup patladı, kıvılcımlar saçıldı etrafa. Yüzbaşı Hakkı nm ağzından, "Allah!!!" diye bir çığlık koptu. Askerlerini bıraktığı kayalıkta patlamıştı füze, hiç ateş gelmiyordu şimdi oradan. Az önce susmuş olan Amerikan ateşi yeniden başladı, Amerikalılar şaşkınlıklarını üzerlerinden atmış ve şimdi her iki noktaya doğru karmaşık bir ateş yağmuruna başlamıştı. O anda bir helikopterin silueti görüldü, birkaç yüz metre ötedeki tepenin arkasından... Helikopter hızla tepenin arkasından çıkıp 30 mm lik topu ile Türk askerlerinin bulunduğu kayaya doğru ateş yağdırdı. Çaüşma alanı o kadar küçüktü ki, helikopter ateşi bütün araziyi aydınlatmıştı. Yüzbaşı Hakkı, ilerideki birkaç Amerikalı askerle göz göze geldi. Anlamsız bakışlar çarpıştı. Helikopterin ateşi durdu ve hemen ardından kanat altından art arda büyük ışık huzmeleri fırladı. Hakkı Beyin az önce terk ettiği kayanın olduğu alan cehenneme dönmüştü. Kulaklarına inanmak istemiyordu ama yanan Türk askerlerinin acı dolu çığlıkları kulaklarına geliyordu.

Üsteğmen Alper ile konuşamamıştı bile, onun yüzündeki anlık rahatlamayı gördüğü an görevini yerine getirdiğini anladı Hakkı Yüzbaşı. Helikopterin mekanik seslerini duyabiliyorlardı, ölümcül savaş makinesi büyük bir hızla onların oldukları noktaya dönüp tekrar ateş etmek üzere hareketlenmişti ki, az önce alevlere bürünen kayanın olduğu alandan atılan roket, helikopterin hemen kuyruğunun alünda patladı. Siyah dumanlar çıkararak dönmeye başladı. Saniyeler sonra çok uzaklardan bile görülen bir alev topuna dönüşmüştü. Geri hatlardaki Amerikalı askerler için moral bozucu bir görüntüydü.

Hakkı Bey, ölümden dönmüştü, birkaç dakika daha fazla yaşayacağı anlamına geliyordu bu. 101. nin askerleri hiç nefes aldırmadan tekrar ateşe başladı. Kurşunlar vızıldayarak geçiyordu başlarının üzerinden, yere yapışmışlardı ve az sonra izli mermiler onları bulacaktı.

Alper gözlerini kapatmış, başında ağrılar yaratan uğultuları dinliyordu, yüzü gülüyordu. Büyük metal bir kutunun içinde, başka bir dünyada gibiydi. Sesler yaklaşıyordu, artarak geliyordu, bağırışlar az öncekilerden farklıydı. Gözlerinin önüne bir görüntü geldi Alper in. Uzaktan yaklaşan bir karaltı, gittikçe büyüyordu; gümbürtüler duyuluyordu ama karaltı hiçbir değişiklik göstermeden genişliyor ve ona doğru yaklaşıyordu. Sesleri ayırt etmeye başlamıştı. At sesleri geliyordu kulaklarına, binlerce nal sesinin çıkardığı dev senfoniyi dinliyordu şimdi. İçindeki yalnızlık duygusu kaybolup gitti, coşku selleri gökyüzünden kopup üzerine yağmur gibi yağıyor ve ruhunu ferahlatıyordu. Atları seçebiliyordu şimdi, engellerin önünden kanatlanarak geçiyorlardı sanki.

"Allah im!" diye boğuk bir ses koptu gırtlağından, onları görüyordu, gözyaşları boşaldı. "Onlar!" diye bağırdı. Atlarının üzerinde gözlerini ileri dikmiş, kalpaklı Türk askerleri uçarak ilerliyorlardı.

Üsteğmen Alper felç olmuştu, hareket edemiyordu, içindeki mutluluğu tarif edemezdi. Bütün dünyada yalnız kendisine ait bir hissi yaşadığının farkındaydı. Yüzü aydınlandı birden, boğazı kurudu. Bir şimşek çakü zihninde, gök gürlemesine benzer bir ses doldurdu her yeri. Her yer karanlığa bürünmeden önce geriye dönüp bakü.

Patlayan roket herkesi öldürmüştü. Hakkı Bey, parçalanan bacaklarına baktı, ikisi de yerinde değildi. Gülümsedi, silahını çekip birkaç mermi sıktı yaklaşan askerlere. Koca bir çelik kütle alnına çarptı, sonrasında derin bir uyuşukluk kapladı bedenini. Toprağa bakıyordu gözleri, ağzının içi taş parçaları ile dolmuştu. Hissediyordu, başlarına toplanmışlardı ve dikkatli biçimde etrafı arıyorlar, ölü Türk askerlerinin üzerine kurşun sıkıyorlardı. Sıra Yüzbaşı ya geldiğinde durdular, yaşadığını fark etmişlerdi, tek bir patlama sesi duyuldu.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin