1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

457 2 0
                                    

122

cüzdanından parayı çıkarır gibi bekletiyordu. Delikanlının arkasına geçti. Randy, kollarını kavuşturmuş, Başkanın konuşmasını dinler gibi gözüküyordu. Gergin olduğu belliydi. Sivilceli suratını siperlikli ucuz bir şapkayla gölgeliyordu.

Tam bu anda Gökhan, silahı kabzasını aniden Randy nin kafasına arkadan sertçe indirdi. Acele etmeliydi. Delikanlının ekose gömleğini, çizgili pantolonunu hızla çıkarıp giydi, şansına boylan tutuyordu. Şapkayı da kafasına geçirip iyice öne eğdi. Bir ruj parçasıyla, sivilcelerin kırmızılığını yaptı. Yakından bakılınca makyajı hemen fark edilirdi ama dışarıdakilerin şu anda heyecanlı olacağını düşündü. Kucağına dolapta bulduğu bir koliyi alıp içine ikinci bombanın olduğu sırt çantasını ve silahını koydu.

Kapıyı açtığında Randy nin konuşmasını taklit ederek, "Tamam efendim, çöpü atarım ben," diye bağırdı.

Koridorun ucunda operasyon için hazırlanmış timler hızla gelmesi için işaret ediyorlardı. Değişikliği anlamamışlardı.

Operasyon şefi, "Hadi çabuk ol, canlı yayma geçecekler. Geç arkaya, başlıyoruz," diye itti onu.

Adamlar sürünerek kapıya doğru ilerlemeye başladılar. Gökhan bir kadının yanında duruyordu. Boyalı saçlı, sakız çiğneyen yaşlı bir kadın.

Kadın bir an ona dönüp, "Randy, paranı ne zaman..." diye konuşmaya başladı ama derhal gözleri açıldı, "Hey sen...!"   Bir anda bütün başlar Gökhan a doğru döndü. Koridorda ilerleyenler daha ne olduğunun farkında değildiler ve susun işareti yapıyorlardı.

Gökhan kutudan silahını çıkarıp o dar koridorda ölüm kusmaya başladı. Çelik yeleklerin dışında kalan yerlere ateş ediyordu; boyunlara veya bellere. Kurşunu bittiğinde otomatik tüfeklerden birini kaptı.

Neredeyse tüm dünya, Gökhan in yarattığı dehşeti kameralardan izliyordu. Baskın için hazırlanan tim, kurban olmuştu. Öyle bir şaşkınlık vardı ki yayını kesmek kimsenin aklına gelmedi. Ekranın altındaki küçük bir pencerede Başkanın ağzı açık hali görülüyordu.

Koridorda sürünen adamlar arük hedef gözetmeden Gökhan ı öldürmek için ateşe başlamıştı. Gökhan m arkasında kalan kendi arkadaşlarından biri kevgire döndü.

Burada daha fazla kalamazdı. Koridorun ucundaki pencere dikkatini çekti. Yerdeki, bombanın olduğu kutuya bakü, almasının imkânı yoktu. Üçüncü kattaydı ama atlamaya karar verdi. Koştu. Camı kırıp atlarken, bacağındaki acıyı hissetti. Vurulmuştu.

Gözlerini bir an yumdu. Açtığında gerilmiş telleri fark etti. Üç sıra gerilmiş tele çarpıp koparttı. Teller, Gökhan in düşüşünü biraz yavaşlatmıştı. Tam yere çarptığı anda tüm direnci ellerine verip yuvarlanmak için kendini itti. Düşmeyi bilmek önemliydi.

Ölmemişti ama sol kolu kırılmıştı ve ayağından vurulmuştu. Kendini bayılacak gibi hissetti ama koluna vurarak büyük bir acının bedenini kaplamasına izin verdi. Bu onu ayık tutardı.

Kırık pencereden ateş etmeye başlamışlardı, telsizle konuşuyorlardı. Yüzlerce insan birazdan peşine düşecekti. Köşeyi dönüp topallayarak kaçmaya başladı.

Bir an önce saklanacak bir yer bulmalıydı. Durumu hiç iyi değildi.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin