1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

556 13 0
                                    

68

saldırısı kimsenin beklemediği bir anda ve beklemediği hızda gerçekleşmişti, iki taraf da zamana karşı savaşmak zorundaydı.

Emir, Amerikan zırhlılarının Toroslardaki geçitleri aşmasının önlenmesiydi. Türk Mekanize birlikleri hava saldırısının öncelikli hedefi oldukları için hızlı hareket edemiyorlardı, eğer bunu yaparlarsa deneyen birkaç mekanize birlik gibi yoğun bombardımana maruz kalabilirlerdi. Kayseri Komando nun 1. Taburu Toroslardaki geçidi kapatmakla görevlendirilmişti ama bunu başarmak için gerekli koordinasyonu kendileri yapmalıydı. Tabur Komutanı Binbaşı Tümer, 2 bölükten oluşan birliğini arazide güvenceye alıp gizlice ağır silah hazırlıklarının tamamlanması gerektiğini biliyordu ve öyle yapmıştı. Tugayın geri kalan kısmı Ankara nm kuzeyine gönderiliyordu.

Binbaşı, gökyüzüne baktıkça durumun kritik olduğunu görebiliyordu, çok yoğun bir hava hareketi gözlemleniyordu ve yavaş yavaş kulaklarına ulaşmaya başlayan sesler, saldırıların çapı hakkında yeterli ipucu veriyordu.

Geçidin her iki yanma bir bölük asker yerleşmiş, bulabildikleri mağaraları korunaklı savaş mevzileri haline getirmişlerdi.

"Hasan, dikkatli olun! Ufukta kesif bir siluet görüyorum. Tam da beklediğimiz gibi..." Sesi dik bir tondaydı, kasları gerilmiş ve ileri atılmayı bekleyen bir vahşiye dönüşmüştü. Binlerce yılın savaşçı genleri yerinde duramıyordu. Emri alan Yüzbaşı Hasan el hareketleriyle karşı tepedeki bölük komutanını da uyardı.

Geçidin birkaç kilometre ilerisinde beliren küçük bir aracı fark ettiler. Aracın üzerinde yükselen bir gözetleme cihazı etrafı taradı ve yavaş yavaş geçide yaklaştı. Daha önce buraya B-52 lerin bombardıman yapması nedeniyle geçidin temiz olduğunu düşünüyor olmalıydılar. Zamanlama da şans, Türk tarafındaydı. Hava saldırısından neredeyse yarım saat sonra komandolar mevzilere girmişti. Dev kraterlerin bazıları da siper olmak için hayli uygundu doğrusu.

Amerikan ileri gözetleme aracı geçidin ağzına kadar geldi ve durdu. Kamerayı taşıyan yükseltilmiş kafa, geçidi çevreleyen yükseltileri taramaya başladı. Sessizlik bunaltıcıydı. Komandolar nefes bile almadan araziye yayılmış ve neredeyse fare deliklerine girmişti. Gözetleme aracı geçidi aşmak üzere hareketlendi. Hâlâ dikkatliydi ama hızlanmaya başlamıştı. Tatmin olmuş olmalı, diye düşündü Binbaşı Tümer.

İleri gözlem aracı geçitten geçip de gözden kaybolurken komandolar rahat bir nefes aldı. Bir dakika sonra Amerikan öncü grubuna bağlı Bradley zırhlı araçları ve M1A2 tankları geçidin girişinde belirdi. Araçların üzeri ekleme yakıt tankları ile doluydu. Binbaşı Tümer ellerinde, tankları yeterince etkili biçimde vuracak silahlan olmadığını düşünüyordu. Dört Milan tanksavar füze sistemi, iki 105 milimetre geri tepmesiz top ve hemen hemen her askerin taşıdığı RPG roketatarları. Bu yeterli olmayabilir, diye iç geçirdi. Başka bir şey yap -malıydı. Dürbünü ile, gelen araçları inceledi, bu sadece başlangıçtı ve koskoca bir tümenin öncü gücüydü. Bir an aklına bir şey geldi. Tanklar lojistik sorun çıkma ihtimaline karşı yakıt tankları ile doluydu. Tank zırhlarını geçmek zordu ama yakıt tanklarının dış çeperi hafif silahlarla bile delinebilirdi. Yüzbaşı Hasan ı çağırdı.

"Bütün askerlere emredin, boşa ateş etmesinler. Ben işaret verince zırhlı araçların üzerlerindeki haricî yakıt tanklarına ateş edecekler. Nereden ateş geldiği önemli değil. Ne olursa olsun tek hedef o yakıt tankları. Yüzbaşı başını salladı ve hızla siperden çıkıp diğer siperleri dolaşmaya başladı. Birkaç dakika içinde komandolar ne yapacaklarını bilir durumdaydı. Bu, kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamıştı.

Tanklar yaklaşırken gerginlik arttı. Helikopter sesleri de duyulmaya başlamıştı. Her saniye önemliydi.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin