116
düşünmelerini istemiyordu. Şahin Bey ne yapıyordu acaba, ona ulaşabilir miydi? Ne zamandır üst düzey yöneticilerden ses çıkmıyordu. Barkın içinde gitgide büyüyen derin uçurumu anlamaya çalıştı. Bunca yıldır işleyen ve betonlaşmış gibi görünen sistem neden ibaretti de bir anda buharlaşmış gibi duruyordu?! Aslına bakılırsa Amerikan Ordusu, çok hızlı bir operasyonla ülkenin kalbine oturmuştu. Diğer bölgelerde hayat normal akışında devam ediyordu. Amerikan güçleri hava hakimiyeti nedeniyle böylesi bir ileri harekât yapabilmişti ama bunu devam ettirecek güçleri yok gibi görünüyordu.
Bu, yeni dünyanın savaş konsepti olmaya başlamıştı. Amerikan Ordusu ile savaşan ülkeler, askerî alt ve üst yapılarını hava saldırılarına karşı koruyamıyor ve bir süre sonra klasik ordu tanımlarını kaybetmeye doğru gidiyorlardı. Yine öyle olmuştu, Türk Ordusu alt ve üst yapısını büyük oranda kaybetmekteydi ve tek yapabildiği, gerilla tipi savunma idi, henüz püskürtme aşamasına geçilmiş gibi görünmüyordu.
28 Mayıs 2007 BİLİNMEYEN BİR YER
Odanın içi sıcakü. Sivil kıyafetli birisi, elinde ağır bir makineli tüfekle kapının önünde duruyordu. Kapıdan girince tam karşıdaki geniş kanepede Genelkurmay Başkanı Hikmet Pars, onun hemen sağında kalan sıradaki koltukta Başbakan Tayyip Erdoğan, sol tarafındaki kanepede Hava Kuvvetleri Komutanı Orhan Akyürek ve onun yanındaki sandalyede Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Selami Dikbaş oturuyordu. Hepsinin yüzünde soğuk ve karanlık bir ifade vardı. Hikmet Paşa herkesten daha enerjik görünüyordu. Amerikan Ordusu onu öldürmek için sayısız girişimde bulunmuştu ve bunlardan bazılarında hedeflerine çok yaklaşmışlardı. Hikmet Paşa bu durumu alaya alıyor ve etrafındakilere "Sizi öldürmeye değer bulmuyorlar herhalde," diye şaka yapıyordu. Odada bulunanların bir araya gelmesi gerçekten büyük başarıydı.
Kaosun gittikçe artüğı bir anda hükümetin -sadece Başbakan- ve askerî kanadın bir araya gelip istişarede bulunması önemli bir olaydı. Bu durum ülkenin geri kalanına iletilirse halkın morali üzerinde olumlu etki yaratırdı. Ancak televizyonlar bu sorumluluğu alamıyorlardı. Eğer o görüntüleri yayınlarlarsa Amerikan güçleri tarafından hemen sorgulanacaklarını düşünüyorlardı. İşgal henüz fizikî olarak tamamlanmamıştı ama insanların beyinlerinde önemli bir kısmı tamamlanmış görünüyordu. Hikmet Paşa, odaya kurdurduğu kameraya çekimin kaliteli olması için talimat verdi, toplantının bazı kısımlarında çekim yapılacaktı. Bu bölümler keyifli sohbetlerin yapılacağı kısımlar olacaktı. Halka biz buradayız ve direniyoruz mesajının çok sağlam biçimde verilmesi gerekiyordu. Kamera şimdilik beklemedeydi, öncelikle biraz gerçek durumdan bahsedilmeliydi. Toplantının ana amacı buydu zaten. Sonra sohbet kısmına geçebilirlerdi.
"Bu şimdiye kadar görülmüş bir operasyon değil," diye söze girdi Hikmet Paşa. Sesi buğuluydu. "Bazı bölümlerinde olanlar, beklenir tarzda. Mesela hava saldırıları ile askerî altyapının yok edilmeye çalışılması. İşgal için hızlı bir zırhlı birlik harekâtının yapılması."
Diğerleri başlarıyla onayladı. Bu gerçekleşenler normal sayılabilecek şeylerdi.
"Normal olmayan şeylerse, saldırının çok sınırlı bir bölgede ve çok hızlı gerçekleşmesidir. Bunun yanı sıra sivillere de saldırılıyor. Oysa işgalci güç, sivilleri karşısına almamalı. Ama bu adamlar sivillerde korku yaratma amaçlı saldırılar düzenliyorlar."
"Dünya umurlarında değil. Gönderdiğimiz belgelere rağmen ülkelerden ses çıkmıyor," diye araya karıştı Başbakan Tayyip ERDOĞAN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METAL FIRTINA
AdventureMETAL FIRTINA METAL FIRTINA KAYIP NAAŞ METAL FIRTINA KURTULUŞ METAL FIRTINA 3.DÜNYA SAVAŞI METAL FIRTINA NÜKLEER DARBE METAL FIRTINA KIZIL KURT