1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

893 15 0
                                    

19

"Başbakanım, size katılıyorum." Hikmet Pars, sözlerini vücut diliyle de onayladı.

Diğer komutanlar bu karardan hoşnut görünmüyordu hâlâ. Kapandaki birliklerine "bekle" komutunu vermekte zorlanacaklardı. Amerikan hatlarının gerisinde kalan birliklerin nasıl bir psikoloji altında olduğunu biliyorlardı. Hepsi de harekete geçmek ve bir an önce bu tuzaktan kurtulmak istiyor olmalıydı. Oysa toplantıdan çıkan karar, onlara beklemeleri yönünde talimat verilmesiydi.

Ancak beklerken yapılabilecek çok şey vardı. Büyük bir gizlilik içerisinde ordunun tüm birimleri uyarılacak ve eğitimlerini artıracaklardı. Bu gizlilik ne zamana kadar ve ne ölçüde sağlanırdı, bunu kimse bilemezdi fakat her saniye hayatî değerdeydi.

Toplantı sona ermişti. Başbakan ve yanındakiler Genelkurmaydan ayrılıp hükümet yetkililerini yönlendirmek üzere Başbakanlığa doğru yola çıktılar. Askerî hazırlıkların yanı sıra sivil hazırlıkların da en üst seviyeye çıkarılması gerekiyordu. Ülkenin her yanında böyle bir işgale karşı belirlenmiş savunma kuvvetleri ve gizli silah depoları vardı. Bakanlıklara, açık olarak yapılması gereken hazırlıklardan bahsedilecekti. Sivil çalışmaların, "gizli" başlığı altında yapılması çok zordu. Bilgi hemen sızar ve Amerika nm yapmak istedikleri konusunda daha hızlı hareket etmesine neden olabilirdi.

Hikmet Pars haritaya bakıp gözlerini kıstı: "Biz Kuzey Irak ve Kıbrıs için endişeleniyoruz. Ama bu herifler harekâta başlarlarsa orada durmazlar," diye mırıldandı. Yüzüne karanlık bir gölge düşmüştü.

23 Mayıs 2007 - Saat: 03.30 BAĞDAT HAVAALANI

Havaalanında inanılmaz bir yoğunluk yaşanıyordu. Alandaki uçaklar, kanat altları tamamen silahlarla yüklü olarak havalanıyordu. F/A-18E Süper Hornet, F-16 ve F-15E filoları Lazer ve Uydu güdümlü bombaları paylonlara takılı halde, arka arkaya alandan kalkış yapıyor ve bilinmeyen bir yöne doğru, kanatlı bir yıkım ordusu gibi süzülüyordu. Alanın yeni eklenen kuzey ucunda ise farklı bir hareketlilik vardı. Modifiye edilmiş C-130 uçakları -modifiye edildikten sonra adları Killer/Katil diye anılmaya başlamıştı- sırayla, alandaki piste giriyor ve ağır bir biçimde havalanmaya çalışıyorlardı. Bu görünüşleri ile hantal Rus uçaklarını andırdıkları söylenebilirdi. Her hallerinden taşıdıkları yüklerin hayli ağır olduğu anlaşılabiliyordu.

Karanlık, uçaklara yeterince koruma sağlayabilecekti. İlk aşamada hedef, Kuzey Irak civarında konuşlu bulunan kara birlikleriydi, bu birliklerin uçaklara fazla bir sorun çıkarması beklenmiyordu. Ancak her ihtimale karşı F-16 uçakları hava savunma radarlarına kilitlenerek onları yok eden silahlan takılı halde Hava Savunma Bastırma görevini yerine getirmek üzere filolara eşlik ediyordu. C-130 uçaklarını korumaya gerek yoktu, yapılan geliştirme çalışmaları sayesinde hayli yüksek bir irtifadan bombalarını aşağıya bırakabileceklerdi.

Bir süre sonra havaalanına haberler ulaşmaya başlamıştı. Irak yanıyor gibiydi. Yer gök sallanıyordu. İnsanlar evlerinin bodrum katlarına atmışlardı kendilerini. Amerikan Kuvvetlerinin Suriye ye girdiği, Kuzey Irak taki Türk askerleriyle çarpıştığı söyleniyordu.

Iraklı görevliler radyodan bilgi almak için bir kenarda toplanmışlardı. Irak Radyosu spikerinin sesi titriyordu. Topraklarında meydana gelen çatışmanın şiddeti ile sarsılmış gibiydi. Washington dan hiddetli açıklamalar geliyordu.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin