1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

690 13 0
                                    

46

döndüğünde Otto dan gelen mesajın çıkışını aldı.

26 Ocak 2007 Cuma ROTTERDAM HOLLANDA

Fransız plakalı mavi Renault Megane pek dikkat çekmeden hafta sonu artan trafiğin içinde yol alıyordu. Bir cadde kenarında uygun bir boşluk bulduğunda park etti.

Frank sağındaki boş koltuğun üzerindeki açılmış zarfı aldı. Hedef ve görev tanımını bir kez daha incelemek istiyordu. Her zamanki gibi Jean-Paul Bevay isimli sahte bir kimlik üzerine açılmış posta kutusuna gelmişti zarf. Rotterdam a gelmeden önce Paris e uğramıştı bunu alabilmek için. Sabahtan beri yoldaydı. Okula hasta olduğunu belirtmişti.

Frank dikiz aynasındaki gözlerine bakü. Kalın camlı gözlükleri yoktu. Zira zaten gözlerini bozuk göstermek için lens takıyordu. Şimdi lens de yoktu, gözlük de... Ve gayet iyi görüyordu.

Takım elbiseyi çıkarmış, rahat bir kot pantolon, kaşmir kazak ve deri mont giymişti. Kambur durmuyordu. Hafif sarsak yürümesini sağlayan özel imal ayakkabılarını da giymemişti. Saçlarını her zamanki gibi yandan taramamış, geriye doğru yatırmıştı.

Zarfı açtığında birkaç fotoğraf kucağına döküldü. Şişman, başının sadece kenarlarında saç kalmış yaşlı bir adamın uzaktan çekilmiş fotoğrafları vardı. Evden çıkarken, bürosunun bulunduğu apartmanın önünde, bürosunda otururken, her gün yemek yediği restoran ve masasında pozlar... Göz altlarında bir koyuluk vardı adamın, yüzünde de kırmızı noktalar...

Frank, "Karaciğer ve kalp rahatsızlığı," diye düşündü.

Fotoğrafların yanındaki krem rengi bir kâğıtta, adamın Arman Bogosian isimli Ermeni asıllı bir silah tüccarı olduğu belirtiliyordu, ama onun yanında uyuşturucu, teknoloji ve nadiren beyaz kadın ticareti de yapıyordu. Görünüşteki işi petrol komisyonculuğuydu.

Rotterdam zaten petrol ticareti ile ünlüydü. Avrupa ya giren petrolün üçte ikisi, deniz yoluyla gelen tarım ürünlerinin yarısı bu limana gelirdi. Bir telefon ve masadan ibaret küçük bürolarda birçok ülkenin bütçesinden büyük bir para el değiştirirdi.

İşi tam dörtte, her gün bürosunu kapadığı saatte yapmasını, son günlerin tarihlerini taşıyan dosyalara göz atmasını istiyorlardı.

Arabadan inip Erasmus köprüsüne doğru yürüdü. Adamın bürosu köprü ile yüz seksen beş metrelik yüksekliğiyle ünlü Euro-mast kulesi arasındaydı.

Rotterdam m büyük kısmı savaş sırasında Alman bombardımanı ile yıkıldığı için yeniden inşa edilmiş ve bu sırada deneysel mimari ilginç yapılar ortaya koymuştu. Frank daha önce karısı Helen le geldiğinde Küp evleri, Rubens, Bruegel gibi ünlü ressamların tablolarının bulunduğu Boijmans van Beuningen müzesini gezmiş, Euromast a çıkıp iki restoranın birinde yemek yemişti.

Adreste yazılı Jan Zoet apartmanının önüne geldiğinde kolundaki saat üç kırkı gösteriyordu. Yirmi dakikası vardı.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin