1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

494 8 0
                                    

91

hiçbir güç duramazdı. Ne zırhlılar, ne uçaklar! Hiçbir güç onları korkutamazdı.

Bir süre sonra bölgeye gelen askerler ve itfaiyeciler de bütün güçleri ile kazı çalışmasına başladılar, çok üst düzey subayların da kurtarma çalışmalarına katıldığı görülebiliyordu. Askerler insanların yüzüne bakamıyorlardı sanki. Bu duygusuz saldırıları durduramadıkları için halktan utanıyor gibiydiler.

Birkaç saat sonra sivil bir araç konvoyu göründü. Sadece üç araç vardı, Aslanlı Yol un girişinde park ettiler. Ön ve arkadaki araçtan Türk Özel Kuvvet askerleri çıkü. Hepsi tam teçhizatlı sekiz asker hemen etrafta bir kordon oluşturdu. Ortadaki araçtan inen adamı insanlar şaşkınlıkla izledi. Günlerdir hiçbir haber alınamayan Hikmet Pars ti bu. Hızlı adımlarla enkaza doğru yürüdü, insanlar ilk şaşkınlıklarını atınca, yavaş yavaş Hikmet Pars in etrafını sarmaya yeltendiler ama özel Kuvvet askerleri buna izin vermedi. Hikmet Pars, son derece ciddi ve yorgun bir ifade ile enkaza tırmandı, diğer çalışmaları yapanlarla beraber enkazı kazmaya başladı.

Hava karardı. Enkazın ortasında koca bir delik açılmış durumdaydı. Bu delikten içeri girenler alt katta duran naaşı bulmak için bir madenci gibi çalışmak zorundaydılar. Sığmakları delmek için kullanılan bombaların yaydığı ısı, merkeze yaklaşılmasını imkânsız kılıyordu.

Ankara civarında uçan bir F-15E uçağının pilotları kulaklıklarından gelen mesajı duyunca birden heyecanlandılar. Irak taki operasyon komuta karargâhından bir mesaj gelmişti ve acil istihbarat sonucu belirlenen bir hedefin vurulması isteniyordu. Ancak vurulacak hedef, az önce vurulan ve neredeyse taş üstünde taş kalmayan bir yerdi.

"İstihbarat var, büyük balıklardan birisi hedefe gelmiş. Orayı tekrar vurun. Zaman çok önemli, hemen vurun."

"Merkez, tekrar edin, az önce vurulan mezarın tekrar vurulmasını mı istiyorsunuz?"

"Evet, lütfen onaylayın."

"Anlaşıldı."

F-15E sert bir dönüş yaparak kendisine verilen hedefe yöneldi. Ankara yi çok iyi öğrenmişlerdi, bu nedenle koordinat verilmesine gerek yoktu. Gideceği yeri iyi biliyordu. Kısa bir süre sonra hâlâ dumanların çıküğı hedef bölgesine ulaştı ama gördükleri karşısında şaşırmıştı pilot. Heyecanla durumu merkeze bildirdi.

"Hedef bölgesinde siviller var. Çok kalabalıklar, ateş etmek mümkün değil."

"Hedef vurulsun."

"Onaylayın, siviller hedefte..." Pilotun sesindeki heyecan açıkça belli oluyordu.

"Hedef vurulsun," dedi, idare subayı. Sesi tok ve duygusuzdu.

F-15E savaş uçağı bir çember çizdi. Anıtkabir in etrafına toplanmış olan insanlar uçağın süpersonik sesini duyabiliyorlardı. Havaya birkaç el silah atıldığı duyuldu. Bunlar öfke ile yapılan, uçağa hiç yaklaşamayacak atışlardı. Hedefleme ekranında görünen şey, arük bir yıkıntıdan başka bir şey değildi ama ekranda pek çok sivil de fark edilebiliyordu. Göz göre göre cinayet işleyeceğini düşündü pilot, uçağın sağ kanadında kalan son GBU-27 Penetrator lazer güdümlü bombayı hedefe yolladı ve bir yarım

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin