1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

542 10 0
                                    

65

uydurur, kendi kendini ikna ederdi.

Bunlar da hak ediyordu işte soyulmayı. Ömer in anası bir gün kuaföre gitmiş miydi! Kadıncağız sarhoş babasının kahrını çekmiş, ondan saklayabildiği biraz parayla Ömer i ve kardeşi Harun u büyütmeye çalışmıştı.

Araya belli bir mesafe koyarak kadınları takibe başladı. Başörtülünün kolunda bilezikler vardı ama sarı saçlı çantasını çok sıkı tutmuyordu.

Hedefini belirledikten sonra bu kez etrafı kolaçan ederek yürümeye başladı... Çantayı çaldıktan sonra bir daha yakalanmak istemiyordu. Şansına sokak bomboştu, araç trafiği bile seyrelmişti. Biraz ileride, mağazalardan sonra dört yol ağzı vardı. Orada çalıp kaçarsa, karşıya geçip gözden kaybolurdu.

Kadınlarla arasındaki mesafeyi giderek kısaltmaya başladı.

Bahçeli bir kahvenin yanından geçerken, kulağına Başbakanın heyecanlı sesi takıldı. Başını çevirdiğinde sokağın neden bomboş olduğunu anladı; kahvenin içi üka basa doluydu ve millet gergin, hüzünlü gözlerle televizyona bakıyordu.

"Aldığımız haberler Amerikan uçaklarının harekete geçtiği ve ülkemize saldırmak üzere olduğu yönünde. Metin olun ve Allah in izinden ayrılmayın. Biz yaşadıkça bu topraklar üzerinde hiçbir düşman askeri sağ kalmayacaktır," dedi Başbakan.

Ömer yanlış duyduğunu zannetti. Kadınları bir an unutmuştu, kafasını çevirdiğinde dolmuşa bindiklerini fark etti, elini sallayıp "Tüh be!" diyerek kahveden içeri daldı.

Başbakanın açıklaması o dakika bitmişti, basın toplantısı yapılan yerdeki kargaşa ekrana yansıyordu. Herkes birbirine dönmüş, telaşla konuşuyordu. Ömer arka tarafta dikilen uzun boylu bir adama yanaşü. "Hocam, nedir bu böyle? Neler oluyor?"

Adam önce onu baştan ayağa bir süzdü. "Sen neredeydin ki haberin yok, savaş çıktı."

Ömer şaşırmıştı, "Biz mi?! Türkiye mi savaşıyor?" diye sorabildi. En son dün öğlen haberleri izlemişti, orada Amerika ile Suriye arasındaki gerginlikten bahsedilmişti.

"Evet, ya biz," dedi adam. "Üstelik Amerika ile... Herifler bizim askerlere saldırmış. Binlerce askerimizin üzerine bomba atmışlar."

Ömer in bir an gözleri karardı. Duvara dayandı. Kahve boşalmaya başlamış, herkes ailesinin, yakınlarının yanında olmak için hızla harekete geçmişti. Orada yarım saat kadar oturup haber bültenlerinden gelişmeleri takip etti.

Çayını bitirip parasını verirken kahveciye, "En yakın askerlik şubesi nerede biliyor musun hocam?" diye sordu.

23 Mayıs 2007 - Saat: 19.00 İSTANBUL BEYOĞLU

Emel, İstiklal Caddesi nde etrafından akan yaşamı hissetmeden Galata daki evine doğru yürüyordu.

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin