70
sağlanabiliyordu.
Hükümet üyeleri ortada yoktu. Varılan ortaklaşa bir karar gereği hükümet üyeleri kendi işleri ile ilgili bakanlıkların yöneticileri ile sürekli temas halinde olacaklar ve gerekli idareyi sağlayacaklardı. Sadece savunma ve güvenlik ile ilgili bakanlar, Başbakan ile yakın temasta olacaktı ve birbirlerinden fazla uzaklaşmayacaklardı. Hiçbir devlet görevlisi artık resmî binaları kullanmayacaktı, zaten kullanacak fazla bir bina da kalmayacaktı bir süre sonra. Artık her yer devlet binasıydı. Muhtarlıklar bile kısa bir süre için Başbakanın idare ofisi olarak kullanılabilirdi.
Kuvvet komutanları hepsi ayrı bir masada sürekli telefon üzerinden bilgi alarak not tutuyordu. Yüzlerinde sıkkın ama dinamik bir ifade vardı. Enerjilerinin doruk noktasındaydı hepsi de. Harekât Merkezi nde duyulan sesler ve konuşmalar sıradan bir insanın kanını dondurabilirdi. Bütün güvenlik duygusunun yitirilmesine neden olacak kadar şiddet dolu mesajlar yağıyordu ülkenin her yanından.
"Donanma Üssü ağır saldırı altında. Tekrar ediyorum Donanma Üssü ağır saldın altında!" diye bağırdı, operatör subay. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Tahsin Yücesun masasından kalkıp hava radar ekranının önüne gitti. Ege bölgesindeki uçak yoğunluğuna bakü. Hava saldırısının ölümcül olduğuna şüphe yoktu. Deniz Kuvvetlerinin on iki savaş gemisi Bodrum daki üste bulunuyordu ve şu anda bu donanma gücü şiddetli bir hava saldırısı altındaydı. Operatörün önündeki konsolda bulunan ahizeden üsle bağlantı kuruldu.
Üs komutanı Amiral in telefonundan uçakların sesleri geliyordu. Zaman zaman rapor verebiliyordu Amiral. Üssün tepe üzerinde bulunan Merkez Binası ve radar anteni vurulmuştu, gemilerin hemen hepsi yanıyordu. Uçaksavar ateşi ise kısa bir süre önce susmuştu çünkü radar güdümlü 40 mm uçaksavar topunun bulunduğu tepeye birkaç füzenin isabet ettiğini görülmüştü. Bunlar büyük ihtimalle hava savunma radarlarının yaydığı tespit dalgalarını takip ederek kaynağı ortadan kaldıran HARM füzeleriydi.
"Çok fazla aktivite yok üste." Amiralin sesi kısık kısıktı.
"Özel Eğitim Komutanlığı ndaki lojmanlar bölgesine birkaç bomba düştü. Can kaybı konusunda bilgi yok. Söndürmeye çalışıyoruz," diye devam etti. "Burada durum çok kötü efendim, SAT komandolarını Ankara ya yolluyorum, burada yapacak bir şeyleri yok."
"Anlaşıldı Paşam, haklısınız. Onlara burada daha çok ihtiyacımız olabilir."
Tahsin Bey planları kafasında hazırlamıştı çoktan. SAT komandolarını karada sabotaj amaçlı kullanmayı düşünüyordu. Amerikan birliklerine karşı ne denizde ne de havada savaşmanın pek imkânı vardı. Onları karada karşılamak zorundaydılar ve o karşılaşmada ellerinde ne varsa kullanacaklardı.
Korkunç bir gürültüyle sarsıldı bina, Harekât Merkezi ndeki tüm aygıtlar bir an için bozuldu; sarsıntının durmasıyla tekrar eski hallerine döndü. Herkes bulunduğu yerden düşmüştü. Patlamanın şoku geçmeden ikinci bir patlamayla sarsıldı Harekât Merkezi. Kablo bağlantılarından çıkan dumanlar kapladı etrafı. Birkaç küçük elektrik yangını çıkmıştı ama askerler hemen müdahale edip söndürdüler. Hikmet Paşa, kendisini toparlamaya çalışü. Şaşkın bir şekilde etrafına bakıyordu ki üçüncü bir patlama herkesin tekrar yere yapışmasına neden oldu. Nefes almak mümkün değildi. Yerin metrelerce altındaydılar ama uğradıkları saldırının boyutları tahmin edilemeyecek düzeydeydi. Genelkurmay Başkanlığı Binası yerle bir edilmekteydi. Harekât Merkezi ndeki subaylar bir süre bekleyerek yeni bir saldırının etkilerini en aza indirgemek için kendilerini güvenceye aldı. Ortalığı kötü bir is kokusu ve duman sarmıştı.
Kuvvet komutanları hızla Hikmet Paşanın yanma geldiler:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METAL FIRTINA
AdventureMETAL FIRTINA METAL FIRTINA KAYIP NAAŞ METAL FIRTINA KURTULUŞ METAL FIRTINA 3.DÜNYA SAVAŞI METAL FIRTINA NÜKLEER DARBE METAL FIRTINA KIZIL KURT