1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

473 6 0
                                    

113

Harekâtın sürebilmesi, tehlikeye girmişti.

Yarın sabah başka bir sabah olacak, diye düşündü Barkın. Elindeki kalaşnikofa bakü ve karısını, annesini düşündü. Şahin Bey onun aklından geçenleri biliyordu.

"Gitmelisin."

"Hayır Şahin Bey, olmaz."

"Barkın, git. Şimdi yapacak bir şey yok. Baksana adamlar şehrin merkezine girdi. Yavaş yavaş şehri kurtaracağız. Şimdi ne yapsak boş. Kararlılar ve her imkânları var. Sivillerin fazla zarar görmesini istemiyoruz değil mi?"

"Evet ama..."

"Git ulan, uçururum kafanı yoksa!" Güldü Şahin Bey.

"Ya sen..."

"Ben de Albayımın yanma gideceğim."

Barkın kafasını sallayıp koşarak uzaklaştı. Karısına ulaşmalıydı, kim bilir ne kadar korkmuştu. Arka sokaklarda koşarken insanlara ve askerlere rastlıyordu. Herkes bir şeyler yapabilmek için uğraşıyordu ama düşmanın ağır silahlarına karşı ne yapacaklarını bilmiyor gibiydiler. Bir an aklına geldi. Kalaşnikofu omzundan çıkarıp attı. Bu şekilde yakalanırsa hiç umudu kalmazdı doğrusu. Nasıl olsa silah bulurum, diye düşündü.

Şahin Bey, Barkın m gittiğinden emin olduktan sonra dönüp Amerikan askerlerinin ilerleyişine bakü. 1. Zırhlı Süvari Tümenine bağlı tanklar ve askerler oluşturdukları bir koridorla 101. nin askerleri ile temas sağlamaya başlamışlardı. Ancak durumun hangi yönde gelişeceği belli değildi. Süvari Tümeni açılan gediklerden girmişti ama bekledikleri gibi bu gediklerin çoğu Türk Ordusu tarafından tuzak amaçlı açılmıştı. Bunu tam olarak belirleyemeseler de Ankara nın içinde etrafı sarılmış durumda önemli bir Amerikan kuvveti bulunuyordu.

Civarda çok sayıda farklı giysili asker de vardı. Amerikan Özel Kuvvetlerinin en iyi adamlarının etrafta olduğundan şüphesi yoktu Şahin Beyin. Hedeflerinin Meclis olduğu belliydi. Ne yapıp edip oraya gitmeliydi. Ölene kadar orayı savunmak zorundaydı. Zihnini bir yokladı, en güvenli yolun planını kafasında çizdikten sonra kalkıp bir maraton koşucusu gibi istikrarlı bir şekilde fırladı. Orada pek çok arkadaşını bulacağından şüphesi yoktu.

Sokaklar boşalmıştı iyice, silah sesleri doldurmuştu insanların yerini. Şahin Bey, bu saldırıyı atlatabileceklerini düşünmüyordu. Düşman içlerine inmişti ve şehri çevreleyen süvari tümeni ile bağlantısını kurması hızlı gerçekleşmişti. Bu harekâta direnmek demek, sivil kayıpların artması anlamına geliyordu, çünkü direnişin olduğu noktalar acımasızca hava saldırılarına hedef olmaktaydı. Şehrin her yerinde hava bombardımanının neden olduğu patlamalar meydana gelmekteydi sürekli. Şahin Bey koşarken, bombaların fırlattığı metal ve beton parçalardan korunmak zorunda kalıyordu. Meclise yaklaşırken çatışmaların şiddetinin arttığını hissedebiliyordu. Silahının emniyetini açtı ve namlusu aşağıya bakar biçimde koşmaya devam etti. Barut kokusu bütün şehrin üzerine sinmişti. Büyük bir felaketin ortasmdaydı ve hiçbir şey hissetmiyordu. Bombaların vurduğu binaların önünde, binada bulunan ama şans eseri kurtulmuş insanlar oturuyordu. Şok içindeydi hepsi de. Onlara yardım etmek

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin