1.BÖLÜM SAVAŞ BAŞLIYOR

770 13 0
                                    

23

Asteğmen askerlere ateş için hazırlanmaları talimatını verdi:

"Ateş!!!"

Bir anda siperlerden onlarca değişik çaplı izli mermi, karanlığın içinde belirsiz bir noktaya doğru amaçsız şekilde fışkırdı. 50 kalibre makineli tüfeğin sesi, neredeyse diğer uçtaki askerlerin bile yerinden fırlamasına neden olmuştu. Siperler arasında koşuşturmacalar oldu ve askerlerin hepsi çaüşma için belirlenen yerlerine geçti. Siperler arasında eşya değiş tokuşu yapılıyordu. Askerler kendilerinde eksik olan malzemeyi yandaki siperden istiyor, eğer varsa koşarak alıyor ve kendi siperlerine geri dönüyorlardı.

Asteğmen bağırdı: "Ateş kes!"

Silahlar sustu ve kulaklar karanlığa verildi. Mekanik seslerde hiçbir azalma olmadığı gibi hareketlilik daha da artmış gibiydi. Sesler aniden kesildi. Asteğmen kızılötesi kameradan ufku taradı ve gözüne ilişen karaltıları yanındaki askerlere bildirdi. Uzakta irili ufaklı yükseltilerin içinde büyük araçlar göze çarpıyordu.

Genç subay dikkat kesilmişti ama heyecandan, ne yapacağını da bilemiyordu. Ancak yanında duran ere seslenebildi:

"Merkeze haber ver, tanklar var."

Er kulaklarına inanamadı ve hemen bilgiyi merkeze iletti.

Tam bu sırada gök gürültüsü gibi bir ses duyuldu. Az önce ateş edilen noktaya yakın bir yerde bir ateş topu meydana geldi ve büyük bir mermi, ardında iz bırakarak, ilk ateş açan Türk siperini tam ortasından vurdu.

Asteğmenin sesi bile çıkmamıştı, ateş topunu görmesi ile merminin siperlerini vurması neredeyse aynı anda meydana gelmişti. Korkunç bir basınç ve ısı dalgası siperdeki askerleri çok uzaklara savurdu. Asteğmen, havadayken hislerinden arındığını duyumsadı, bedeninin tek bir parça halinde olmadığını fark edebilmişti. Acı yoktu ama yakıcı bir sıcaklık bedeninin her yanını kavuruyor gibiydi. Gözleri kamaşmıştı, milyonlarca renk birbirine girmiş gibiydi.

"Komutanım saldırıyorlar, saldırıyorlar!"

Telsizcinin adrenalinle titreyen sesi Merkez Karargâh ta yankılandı. Tümgeneral İhsan Paşa çadırından dışarı fırladı. Koruma askerleri ve telsizci de peşinden gitti. Uzakta patlamaları görebiliyorlardı. Kuzey ve kuzeybatıdaki siperlerin bulunduğu bölge cehenneme dönmüş gibiydi. İhsan Paşa dürbünü ile bombaların patladığı ön siperlere bakü. Askerlerin, yanan siperlerden çıkıp koşarak uzaklaşmaya çalıştıklarını görebiliyordu. Tank ateşi çok şiddetliydi ve aralıksız devam ediyordu. Bir an her şey durdu, bombaların patlama ekoları daha tamamen uzaklaşıp kaybolmadan ikinci dalga ateş başladı. Ateş daha yukarıdan geliyordu şimdi. İhsan Paşa helikopterlerin devreye girdiğini anladı. Çok ciddi bir saldırının ilk dakikalarını yaşıyorlardı. Kalp atışları bir anda iki katma çıkü. Hemen karargâh çadırına koştu. Tabur subaylarından bazıları da oraya gelmişti. Tam bir ölüm kalım koşusu başlamıştı. Dış dünya garipleşmişti, kimse etrafındaki olayları bundan birkaç dakika önce olduğu gibi sakinlikle karşılayamıyordu.

"Çabuk, çabuk çocuklar. Topçu ateşe başlasın. Allah yardımcımız olsun," diye bağırdı İhsan Paşa, aynı

METAL FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin