Geriye kalan son figür yaklaşık 20 yaşlarında bir gençti. Uzun, at gibi bir yüzü vardı. Ağzını açtı ve küçümseme dolu bakışıyla birlikte söylenmeye başladı. ''Dövüşçü Kardeş Wang, üç aydır kapalı kapı çalışması yaptığından bilmiyor olabilirsin ama şu anda bu Wang Lin tarikattaki en büyük saçmalık. Bu yavşak iç tarikat öğrencisi olmak için, az önce Dövüşçü Kız Kardeş Xu' nun dediği şeyleri yaptı."
Wang Zhuo söylenenleri duyduğunda yüksek sesle gülmüştü. ''Gerçekten bir saniyeliğine korkmama sebep oldun seni salak. Yani tarikata böyle girdin. Tarikata girmiş olsan bile, muhtemelen Qi Yoğunlaştırması' nın ilk katmanına asla ulaşamayacaksın. Neden buraya gelip Wang Ailemizin namına leke sürüyorsun? ''
''Dövüşçü Kardeş Wang, sözlerinde haklı değilsin. Yetenek önemli olabilir ama azim daha da önemli. Ölümsüz olmaya çalışarak zaten göklere karşı çıkıyoruz. Eğer birisi azimli değilse, ne kadar yeteneğe sahip olduğu fark etmez. Hiçbir şey başaramazlar.'' Zhou isimli kız, insanın kalbini tekleten ses tonuyla söylenmişti.
Xu isimli kız Wang Zhuo' ya birkaç adım daha yaklaşırken konuşmaya koyulmuştu. ''Dövüşçü Kardeş Wang' ın söyledikleri yanlış değil. Şu tipe baksanıza, çok salak görünüyorsun Wang Lin. Hiçbir yanınla ölümsüzlük yoluna çalışan birisi gibi durmuyorsun. Hmph!''
Wang Lin kendi kendine güldü. Aralarındaki durumun karıştığını anlamıştı. Wang Zhuo, Zhou isimli kızdan hoşlanıyordu ama Xu isimli kız da Wang Zhuo' dan hoşlanıyordu, bu yüzden de ikili arasındaki bağı erkenden bozmayı deniyordu.
Wang Zhuo Wang Lin' in kahkahasını duyduğunda havaya bir 'Hmph!' savurmuş ve homurdanmaya başlamıştı. ''Wang Lin, kendi iyiliğin için Heng Yue Tarikatından ayrılmalısın. Eğer ayrılmazsan, ölmesen bile, yıl sonundaki Sıralama Turnuvasında kesinlikle sakat kalacaksın.''
//Öğrenci Turnuvası diyordu aslında ama çok hoş gelmedi bende Sıralama Turnuvası dedim, bilgilerinize//
Wang Lin Sun DaZhu' dan yıls onunda Sıralama Turnuvası yapıldığını, ayrıca kazananın büyülü hazine alabileceğini duymuştu. Sıralama turnuvası iki aşamaya bölünmüştü. İlki, tüm tarikat öğrencilerinin zirvede yer almak için dövüştüğü aşamayken diğeri de yeni gelen tüm öğrencilerin Çömezlerin Kralı unvanını almak için dövüştüğüydü.
Wang Lin sıradan sesiyle cevabı gömmüştü. ''Benim için hiç endişelenmene gerek yok. Zaten neden senin gibi biri benim gibi bir çöp parçasının hayatı için endişelenir ki?''
Wang Zhuo soğukça gülmüştü. ''Endişeleniyorum çünkü akrabayız aptal. Ha, eğer iyi niyetimi kabul etmeyeceksen, Sıralama Turnuvasında acımasız olacağım için beni suçlayamazsın.'' Genç adamın sözleri bittiğinde gözlerinde donuk bir ifade belirip kaybolmuştu.
Wang Zhuo küçüklüğünden beri Wang Lin' in ailesini küçük görmüştü. Gerçeği söylemek gerekirse Wang Lin' le hiç görüşmemişti ama babasından, Wang Lin' in babasının büyükbabasına, aile hazinesinin büyük bir kısmını çalmak için yalakalık yaptığını ve genç adamın babasını rezil ettiğini duymuştu. Şu anki durumda olabilmelerinin tek nedeni de Wang ailesi üyelerinin kör olmaması ve Wang Lin' in babasından hazineyi geri alabilecek güçte olmasıydı. Wang Zhuo' ya göre, Wang Lin' in ailesi Wang Ailesi' nin yüz karasıydı. Wang Lin' de babası gibi eziğin tekiydi.
Ne var ki, büyüdükten sonra olayların babasının anlattığı gibi olmadığını fark etmişti ama küçüklüğünden beri kibirli olduğu için önemsememişti. Hatta arada sırada, genç adam babasına başkalarından bahsetmeyi kesmesi için dik dik bakardı.
Xu isimli kız biraz düşündükten sonra Wang Zhuo' ya bakarak söylenmişti. ''Siz harbiden akraba mısınız?''
Diğer ikili de şaşırmıştı. İkili arasındaki bağı duydukları ilk seferdi. Görünüşe göre gerçekten Wang Zhuo ile Wang Lin akrabaydı.
Xu isimli kız Wang Zhuo' nun düşmanlık dolu ifadesini görmüş, bu yüzden hızla konuşmaya başlamıştı. ''Kardeş Wang Zhuo, kızmanıza hiç gerek yok. Basitçe bu salak iyi niyetinizi anlamıyor. Siz iyi birisiniz ve ondan daha zekisiniz. Böyle birinin, iyi niyetinizi anlamasını beklemeyin. Biraz acı çektikten sonra sizin nasıl iyi birisi olduğunuzu anlayacaktır. Benim ailemde de onun gibi aptallar var. Doğruyu söylemek gerekirse her ailede böyle kişiler var. Sonuçta herkes sizin gibi mükemmel olamaz. Aslında nasıl hissettiğinizi anlıyorum, gerçekten Wang Lin' in iyiliğini istiyorsunuz.''
Wang Zhuo, Xu isimli kızın söyledikleriyle kızarmıştı. Kıza bakmaya başlarken övüyor mu sövüyor mu anlayamamıştı./övüyor mu yoksa dalga mı geçiyor anlayamamıştı.
Kızın söylediklerini duyduktan sonra Wang Lin geniş bir kahkaha patlatmıştı. ''Wang Zhuo, görünüşe göre seni yanlış anlamışım. Bana iyi davranıyorsun. Bendeniz Wang Lin bunu unutmayacağım, teşekkürler.''
Genç adam konuşurken ilaç binasının kapısı açılmıştı. Neşeli bir ifadeye sahip olan genç dışarı çıkmıştı. Bu genç Wang Hao' ydu.
Dışarı çıktıktan sonra, dikkat çekmek için öksürdü ve yüzündeki geniş gülümsemeyle konuşmaya koyuldu. ''Bugünün Qi Toplama Hapları hala fırında. Tamamlandıklarında, hepinizi teker teker çağıracağım.''
Wang Zhuo Wang Hao' ya bakarken dişlerini gıcırdatmıştı lakin şu anda onu rahatsız edemezdi. Wang Hao hala ilaç binasında Üçüncü Kıdemli Dövüşçü Kardeş' in yardımcısıydı. Eğer Wang Hao ustasına şikayet ederse, o zaman aylık tedarik edilen malzemeleri oldukça azalırdı. (?)
Konuşmayı bitirdikten sonra Wang Hao, bölgeyi taramış ve Wang Lin' i gördüğünde afallamıştı. Hemen Wang Lin' i kenara çekmiş ve konuşmaya başlamıştı. ''Büyük Kardeş Tie Zhu, iç tarikat öğrencisi olduğun için tebrik ederim. Olan her şeyi duydum, aslında gelip seninle konuşmak istiyordum ancak kaldığım yer çok katı kurallara sahip olunca gelemedim. Diğerlerinin senin hakkında konuştukları hiç hoşuma gitmedi ama bir kere birkaç geliştirme tekniği öğrenirsen sana tepeden bakan herkesten intikamını alabilirsin. Buna eminim!''
Wang Lin içindeki sıcaklığı hissetmiş ve gülümsemeye başlamıştı. ''Teşekkür ederim Wang Hao.''
Wang Hao iç çekmişti. ''Geçmişe dönersek tarikata kabul edilmediğin o gün, birkaç gün yanında kalıp sana destek olmak istemiştim ama babam durmam için gözdağı verince elimden bir şey gelmedi. Babama göre bu meseleye burnumu sokmamalıymışım da öyle olmalıymış da! Bahanesine sokayım. Eh böyle oldu işte, Büyük Kardeş Tie Zhu, lütfen affet beni."
Wang Lin kafasını sallayıp, ''Geçmişten bahsetmenin bir anlamı yok. Şu anda istediğim tek şey çabucak Qi Yoğunlaştırması' nın birinci katmanına ulaşmak.'' Dedi.
Wang Hao' nun gözleri dönmüştü. Kimse bakmıyorken Wang Lin' in eline bir şeyler sıkıştırmış ve göz kırpmıştı. Ardından içeriden soğuk bir ses gelmişti.
''İlaç Yardımcısı bu sene gelecek misin?''
Wang Hao sese cevap vermiş ve çabucak ilaç evine geri dönmüştü.
Wang Lin sıkı sıkı elindekileri tutmuştu. Elindekilere bir bakış attığında üç şeffaf hap görmüştü. Gizlice hapları boyutsal çantasına atmıştı. Üzerindekilerin kirleneceğinden korkmadan, bağdaş kurarak yere oturmuş ve pratik yapmaya başlamıştı.
Dörtlüden birisi Wang Lin' in oturduğunu görmüş, ardından o da oturup pratik yapmaya başlamıştı, o sırada diğer üçlü de kenarda bekliyordu.
Wang Zhuo Zhou isimli kızın üzerinde iyi bir izlenim bırakmayı denemişti ama Xu isimli kız tüm planlarını alt üst etmişti.
Zaman yavaşça geçmiş ve gökyüzü kararmaya başlamıştı. Ay yükselişe geçerken, ilaç binasının kapısı da açılmıştı. Elinde tuttuğu tepsiyle yorgun haldeki Wang Hao dışarı çıkmıştı.
Tepsi de 5 düşük kalite ruh taşı ve 5 şeffaf hap duruyordu.
Herkes payını aldıktan sonra sırayla ayrılmıştı. Wang Lin en son gidendi. Gülümseyerek Wang Hao' nun elini tutmuş, ardından o da ayrılmıştı.
Genç adam, Wang Hao' nun yaptığı bu iyiliği hatırlayacaktı. Sonuçta Wang Hao' nun verdiği üç hap Qi Toplama Hapı' ydı.