Kötü Niyetli Düşünceler

224 32 0
                                    

Üç tekniği düşünürken, Wang Lin heyecanlanmaya başlamıştı. Hemencecik eliyle mühür oluşturmuş ve Ateş Topu Tekniği' ni kullanmaya kalkıştı. Ne var ki, ateşi bırakın bir kıvılcım bile belirmemişti. Uzun bir süre sonra, kaşlarını çatmış ve tekrar denedi.

Tekrar tekrar denedi, ancak sonunda çuvalladı. Sadece bir kere kıvılcım oluşturmayı başarmıştı.

Wang Lin acı acı güldü. ''Yetenek... hep yetenekle alakalı!'' Ardından genç adam Yer Parçalama Tekniği' ni yakındaki bir kaya üzerinde çalışmıştı. //Üzerinde oturarak değil ha, onu belirteyim// Sonuçlar Ateş Topu tekniğinden daha iyi olsa da, oluşturabildiği çatlaklar sadece bir parmak boyutundaydı. Bu tür teknikler ölümlüleri etkilemek için iyiydi, lakin gerçek savaşta tamamen işe yaramazdılar.

Sonunda, genç adam Çekim Gücü Tekniği' ni çalışmaya başlamıştı. Ortaya çıkan sonuçlardan hala memnun değildi.

Ancak Çekim Gücü Tekniği' ndeki başarısını göz önüne alınca, Wang Lin tüm gayretini Çekim Gücü Tekniği' ni çalışmak için kullanmıştı. Çekim Gücü Tekniği' ni basitçe anlatmak gerekirse, Çekim Gücü aslında uzak mesafeden nesneleri kontrol edebilme üzerine kurulu bir teknikti.

Eğer birisi Çekim Gücü' nü iyice kontrol edebilir ve Qi Yoğunlaştırması' nın ikinci katmanına ulaşırsa, Yansıtma Tekniği' ni çalışabilirdi. Üçüncü katmanı kırıp dördüncü katman giren kişilerde, Kılıç Ruhu Evine gidebilir ve uçan bir kılıç seçebilirdi.

Uzun süre pratik yaptıktan sonra, Wang Lin hava kararmadan eve gitmek için yola koyulmuştu. Qi Yoğunlaştırması' nın ilk katmanına ulaştığı için görüşü ve işitme duyusu büyük ölçüde gelişmişti. Doğu kapısından geçtikten sonra, iş dağıtım binasının önünden geçerken tanıdık bir ses duymuştu.

''Kardeş Liu, yakacak odun toplamak için ilk planı yaptığınızda, 45 kilo kadar toplamamın işi bitirmek için yeterli olduğunu söylemiştiniz. Neden şimdi 450 kiloya yükselttiniz? Sanırım yenilerden olmadığımı ve sizi memnun etmek için pek çok şey yaptığımı unuttunuz. Gerçekten tarikattan atılmamı mı istiyorsunuz?"

''Zhang Hu, sakın senin için işleri zorlaştırdığımdan bahsetme! Neredeyse yılsonu geldi ve kardeşin bile iyi zaman geçirmiyor. Ancak, çalışmak yerine, gelip bana bu saçma hikâyeyi anlatacak zamanı bulabiliyorsun. Senin topladığın odunları ilaç binasına götürdüğümde, üstatlar tarafından azarlandım. Sonradan alıp odunları kontrol ettiğimde bir de ne göreyim? Seni küçük piç, gerçekten zekisin. 45 kilo odunun içinde en azından 10 kilo su var be!''

Zhang Hu oldukça öfkeliydi, yüksek sesle konuşmaya başladı, ''İmkânı yok! Beni yalan ithamlarla suçluyorsun. Birkaç gün önce, Zhao FuGui' den bir ölümsüz tılsımı aldığını gördüm, bu yüzden onun için kolay işler seçeceksin değil mi? Anlaşmanız ne, söylesene? İsimsiz öğrenciler arasında nasıl davranacağını bilmeyen asıl kişi kim ha? Heng Yue Tarikatından atılmam için çabalamana gelince, bir götümü sikmediğin kalmıştı, seni piç kurusu! Daha fazla katlanamıyorum, olanları üstatlara anlatmaya gidiyorum!''

''Zhang Hu, beni buna sen zorladın. Eğer suçlayacak birini arıyorsan, sadece hiçbir şey yapamayacak kadar şanssız olduğun için kendini suçla. Dur orada seni salak! Eğer bunu üstatlar öğrenirse, soyunu kuruturum g*t herif!''

Öğrenci Liu' nun soğuk sesi dışarıdan duyulmuş ve Zhang Hu bir çığlık atmıştı. Duyduklarından sonra, Wang Lin şaşırmış bir şekilde kapıyı tekmelemiş ve kapıyı açmıştı.

Wang Lin ilk olarak Liu isimli gencin çirkin yüzünü görmüştü. Korkmuş bir ifadeyle duvara dayanmış Zhang Hu' ya doğru tuttuğu hançeri saplamak üzereydi. (?)

Wang Lin, Zhang Hu' ya yardım etmek için yeterince zamanının olmadığını biliyordu. Çabucak Çekim Gücü Tekniği' ni kullanmıştı. Neyse ki, bu sefer başarılı olmuştu. Görünmez bir el saldırgan genci tutmuştu. Buna rağmen, hançer zaten Zhang Hu' nun göğsünde bir kesik açmıştı. Kan, yaradan dışarı sızıyordu.

Liu isimli genç oldukça korkmuştu. Bedenini tutan görünmez güç karşısında zayıf hissetmiş, hançeri daha fazla bastıramamıştı.

Zhang Hu' nun yüzü solmuş, alnı ter damlacıklarıyla kaplanmıştı. Wang Lin' e bir bakış atmış ve çabucak kenara sürünmüştü.

Liu isimli genç şaşkına dönmüş ve hemen karşı koymaya başlamıştı. Wang Lin'in suratı kontrolünü kaybetmeye başladığını anlatır bir ifadeye bürünmüştü.

Bu, Wang Lin'in tekniği ilk kez gerçek bir insana uyguladığı seferdi. Açıkça iyi kontrol edemiyordu. Bir de tuttuğu kişinin mücadele etmesi eklenince, kontrol etmesi iyice zorlaşıyordu. Wang Lin' in vücudu titremişti. Zhang Hu' nun daha fazla tehlikede olmadığını görünce, biraz rahatlamış ve Çekim Gücü Tekniği de zayıflamıştı.

Zhang Hu, Liu' nun kurtulmak için çabaladığını görünce, garip bir ifade sergilemişti. Wang Lin' e bir bakış atmış, ardından kardeş Liu' ya bakmıştı. İfadesi acımasız bir hal almış, odun kestiği baltasını aldığı gibi kardeş Liu' ya doğru yürümeye başlamıştı.

Kardeş Liu' nun yüzü korkuyla dolmuş ve kurtulmak için daha çok çabalamaya başlamıştı. Zhang Hu dişlerini sıktı ve kendi kendine mırıldanmaya başladı. '' Gerçekten sinsi bir yılandan farkın yok. Kardeş Liu, beni buna sen zorladın. Soyumu kurutmak mı istiyordun?''

''Zhang Hu ne yapacaksın?'' Wang Lin afallamış ve Çekim Gücü Tekniği etkisini kaybetmişti.

O anda Liu isimli genç bedeninin kontrolünü kazanmış Zhang Hu' da baltasını kardeş Liu' nun kafasına doğru savurmuştu. Kardeş Liu kaçmak için geç kalmıştı. Bir an için, bir karpuz ikiye yarılıyormuş gibi bir ses odada yankılanmıştı. Kardeş Liu' nun bedeni, hareketsiz kalmadan önce yere yığılmıştı.

Zhang Hu' nun elindeki balta yere düşmüş; ne yapacağını bilemez bir halde kanlar içindeki cesede bakmaya başlamıştı.

Wang Lin şaşkınlıktan donmuştu. Bu kadar kanlı bir manzarayla ilk kez karşılaşıyordu. Uzunca bir süre sonra, acı acı söylenmişti. ''Zhang Hu, sen ne yaptın...''

Zhang Hu, Wang Lin' e bir bakış attı. Yüzü çarpık duruyor, acımasız bir adamın görüntüsünü gözler önüne seriyordu. Kelime kelime konuşmaya koyuldu, ''Wang Lin, sen de gördün. Ölmesini istememiştim. Eğer sen yardıma gelmeseydin, beni öldürecekti. Beni buna o zorladı, o zorladı!''

Wang Lin sessiz kalmıştı. Bunların yaşanmasını beklemiyordu.

Zhang Hu derin bir nefes aldı. Yüzünde kararlı bir ifade belirmişti. Cesedin yanına gelmiş ve bir süre cesedin ceplerini yoklamıştı. İsimsiz öğrencilerin ailelerini ziyaret etmek için ayrılırken kullandığı yüzlerce ölümsüz tılsımını içeren bir boyutsal çanta bulmuştu. Buna ek olarak, kaplanmış bir kitapçık vardı. Zhang Hu kitaba göz gezdirmiş, ardından kıyafetinin içine yerleştirmişti.

Daha sonra odayı aramıştı. Neticede yatağın altında gizli bir bölüm bulmuştu. Bu gizli bölümün içinde bir parça sarı kağıt vardı.

Biraz düşündükten sonra, Wang Lin' e dönmüş ve ''Wang Lin, bugün beni kurtardın. Bendeniz Zhang Hu, bu iyiliğini asla unutmayacağım. Heng Yue Tarikatı konusuna gelirsek, burada daha fazla kalamam. Bu şerefsizin bedeni bulunduğunda, mutlaka olayı araştıracaklardır ve sonunda yaptıklarım açığa çıkacaktır. Bunları alacağım. Bu Felaket Yaratan Ölümsüz Tılsımına gelince, bir hazine falan herhalde. Şerefsiz herif beni öldürmeyi denemeyecekti." Demiş ve sarı kağıt parçasını Wang Lin' e uzatmıştı.

Wang Lin kağıdı almak yerine iç çekmiş ve acı acı gülümsemişti. ''Neden... neden bunu yapmak zorundaydın ki? Eğer onu öldürmemiş olsaydın...''

Zhang Hu kaşlarını çatarak söylenmeye başladı. ''Wang Lin, artık geçti, unut gitsin. Geçen birkaç yılda yeterince acı çektim. Hala arkadaşımsan, al şu tılsımı.''

Wang Lin hüzünle tılsımı almış, daha fazla konuşmamıştı.

''Wang Lin, gidiyorum. Olanların seninle bir alakası yok. Eğer tarikat araştırırsa, sadece beni bulacaklar. O zamana kadar, zaten tarikattan ayrılmış olacağım. Hmph, Zhao ülkesi çok büyük. Hayatımın geri kalanını isimsiz bir öğrenci olarak geçirmeyeceğime inanamıyorum.'' Zhang hu' nun ifadesi karmakarışıktı. Uzun süre sonra, yavaşça arkasını dönmüş ve odadan ayrılmıştı...

Xian LiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin