Geri Dönüş..

351 36 0
                                    

En sonunda, 11 gençten hiçbiri testi geçememişti. Wang Lin kadar ilerleyebilmiş genç bir kız da vardı.

Günün geri kalanında, başarısız olan tüm gençler dağın dibine gönderilmişti. Oradan da Heng Yue Tarikatı öğrencileri tarafından birer birer evlerine götürülmüştüler. Wang Lin kendisini geri götürecek olan gencin önceden Heng Yue tarikatına gelmesini sağlayan genç olduğunu gördü. Wang Zhou ve Wang Hao' da arkasına bekliyordu.

Genç tokalaşmak için elini uzatmış ve ''Kardeş Wang Zhou, Dövüşçü Amca' nın öğrencisi olduğunuz için sizi kutlarım. Önünüzde parlak bir gelecek uzanıyor.'' Demişti.

Wang Zhuo kibirli ifadesini gözler önüne serdi. Gururlu sesiyle konuşmaya başladı. ''Bu çok doğal. Ustam evdeki ufak tefek işleri halledip döndüğümde bana Xiu Xian tekniklerini öğreteceğini dahi söylemişken nasıl bu basit testi geçemem?''

Wang Hao kafasını kaldırdı ve sözlerinin ardına ekledi. '' Wang Zhuo her zaman kibirli tavrına aşağıdan baktım. Peki ya ustan varsa ne olmuş? Sıkıyorsa ölümsüz haplarının nasıl yapıldığını öğrendiğimde karşıma çık!''

Wang Zhuo Wang Hao' ya sert bir bakış fırlattı, sonra bakışlarını sessizce duran Wang Lin' e çevirdi. Dudakları kıvrılırken küstah bir gülümseme sergiledi ve '' Tie Zhu nasıldı? Önceden yeteneğin olmadığını söylediğimde baba oğul inanmamıştınız! Şimdi hepimiz sonucu biliyoruz.'' Dedi.

Tie Zhu kafasını kaldırıp, Wang Zhuo' ya hafifçe baktıktan sonra kafasını çevirdi ve konuşmaya başladı, ''Efendim, ailem beni beklemekte lütfen olabildiğince çabuk hareket edelim.''

Wang Zhuo Wang Lin' in umursamazlığını görünce alayla sırıttı. ''Küçük ahmak, hayatının geri kalanında baban gibi küçük bir köyün marangozu olman daha iyi.''

Ölümsüz genç, önündeki üç gence hafif bir gülümsemeyle baktı ama hiçbir şey demedi. Kollarını salladı ve üçlüyü Heng Yuo Tarikatı dağından götürürken gözden kayboldu.

Son uçuşuyla karşılaştırınca, Wang Lin' in ruh hali büyük bir değişim geçirmişti. Önceden tamamen umutla doluyken şimdi umutsuzlukla doluydu.

Kısa bir süre sonra, Wang Klanının evi göründü. Wang Lin gözlerini açtığında kutlama için süslenen klan evinin canlı atmosferini uzaktan görmüştü. Babasının düzenlediği köydeki ziyafette olandan çok daha fazla masa dışarı yerleştirilmişti. Neredeyse tüm bahçe kaplanmıştı.

Bütün Wang ailesi üyeleri oradaydı. Uzaklarda olup da gereksiz eşyalar satın alanlar bile gelmişti./ Uzaklarda odunculukla uğraşanlar bile gelmişti. İnsanlar, tüm gün sürecek kutlamada keyifle içiyor ve laklak ediyordu.

Ziyafetin yöneticileri Wang Tian Shui' nin büyük abisi, Wang Tian Shui ve Wang Tuan Shui' nin üçüncü kardeşiydi. Tüm akrabalar üç kardeşi kutlamak için kuşatmıştı. Tam bir bayram havası hâkimdi.

Çoğu kişinin kıskandığı gözlerinden anlaşılabiliyordu lakin gözlerinin aksine ağızlarından çıkanlar iyi şeylerdi. Özellikle Wang Lin' in babasına karşı, sıkıntılı zamanlarını bildikleri halde yardıma koşmayanlar bile etrafındaydı.

Wang Lin' in altıncı amcası coşkuyla konuştu, ''İkinci kardeş, bu sefer oğlun kesinlikle seçilecek! Bundan sonra artık marangoz olmak zorunda olmayacaksın. Kim olursa olsun seni gördüğünde üstat diye çağırmak zorunda kalacak!''

Wang Tian Shui' nin beşinci amcası ''Lao Er, geçmiş günlere dönersek normal bir hayatının olamayacağını zaten biliyordum Hayatını Tie Zhu' ya adamıştın. Şimdi o bir ölümsüz olacak, babası olarak olağanüstü olmalısın.'' Diye eşlik etti.

''İkinci kardeşim, bu sefer ikimizin çocuğu da seçilecek. Biz kardeşler on yıldır bir araya gelemedik. Şimdi, ne olursa olsun, birlikte içmeliyiz!'' Wang Hao' nun babası şarap bardağını getirdiği gibi coşkuyla bağırmıştı. Ayrıca Wang Hao' nun babası Wang Tian Shui' nin ikinci kardeşiydi.

Tie Zhu' nun babası eskiden ona aşağılamayla bakan tüm akrabalarına baktı. Geçmişinden gelen tüm acıları uzaklara süpürülmüştü. Yine de, kalbinde yer edinen ve hiçbir şey yapamadığı devasa kayayı da hissetmişti.

''Tie Zhu, seçilmelisin!''

''İkinci kız kardeş, ikinci kardeşle evliliğiniz iyi bir şans getirdi. Tie Zhu gibi bir çocuğa sahip olduktan sonra, komşu bölgelerde dahi namınızı duymayacak biri bile olabilir mi?''

''İkinci kız kardeş, çocuğunuz Tie Zhu benim çocuğumdan daha yetenekli. Tie Zhu küçükken bile, yaşıtlarını aşan bir zekâya sahipti. ''

''Tie Zhu' nun annesi, aynı aileden olsak bile, bu günlerde bir sürü akraba evleniyor. Benim kızım bekâr ve Tie Zhu ile aynı yaştalar. Tie Zhu yakışıklı ve ben onu beğendim. Neden aileniz ile ailemiz arasında bir bağ kurmuyoruz?'' Tie Zhu' nun babası gibi, annesi de bir grup heyecanla konuşan kadın akraba ile çevrelenmişti.

Wang Zhao' nun babası tüm bu zaman boyunca kayıtsızdı. Gizlice, ölümsüzün gelmesini ve Tie Zhu' nun seçilmediği hakkında bilgileri duyurduğunda ikinci kardeşinin tepkisini görmeyi arzuluyordu.

Bunu düşündüğü zaman, bir kahkaha patlattı ve çocuğunu övmek için yanına gelen akrabasıyla kadeh kaldırdı.

Sahne kalabalık ve neşeliydi. Tam o anda, bir kılıç ışığı belirdi ve avluya indi. Parıldamayla birlikte dört figür ortaya çıkmıştı.

Çevreden çıt bile çıkmıyordu. Wang Ailesinin hiçbir üyesi bir kelime bile söylemeye cesaret edemiyordu.

Heng Yue Tarikatı öğrencisi alanda ilerledi ve gizlice iç çekti. Bu öğrenci Heng Yue Tarikatına seçildiği zamanı hatırlamıştı. Onun memleketi de böyle kutlamıştı. Wang Lin' e acıma dolu hızlı bir bakış attı. Bu gencin deneyimleyeceği şeyin üstesinden gelemeyeceği bir şey olduğunu biliyordu.

''Önünde acımasız bir yol var... '' Öğrenci kafasını salladı ve ışık kılıcını bıraktı.

''Ölümsüz uygulayıcıların dünyevi arzularının olmayacağını göze alarak hazırlanın. Üç gün sonra geri geleceğim.'' Sesi çevrede yankılanırken bir ışık hüzmesiyle birlikte ortadan kayboldu.

Wang Zhuo' nun babası ölümsüzün ayrıldığını gördüğünde, hızla oğlunun yanına koşturmuş ve deli gibi merak ettiği soruyu sormuştu. ''Shang Xian seni öğrenci olarak aldı mı?''

Wang Zhuo gurur ve kibrinin karıştığı ifadesiyle, ''Tabii ki. Usta on yıl içinde Heng Yue Tarikatı öğrencilerinin başkanı bile olabileceğimi söyledi. '' dedi.

Wang Zhuo' nun babası çok sevinmişti. Oğlunun omuzlarını sıvazladı ve bağırdı. ''Harika, Wang Zhuo gelecekte bir ölümsüz olacaksın! Bizim Wang ailemizin ölümsüzü!''

Wang Hao' ya bakarken Wang Hao' nun babası endişeli bir ifadeyle karşısına geçti. Tam sormak üzereyken, Wang Hao iç çekti ve ''Baba sormana gerek yok. Oğlun zaten bir Heng Yue Tarikatı öğrencisi. ''

Wang Hao' nun babası kendinden geçmişti. Kupasını kaldırdı ve şevkle içti. Wang Zhuo' nun yüzünde tiksinmiş bir ifade belirmişti. Aşağılayarak ''Üçüncü amca, iyi bir oğul yetiştirdin. Wang ailesinin güzelce itibarını zedeledi. Herkesin önünde ölümsüzü övdü ve sonra, yalnızca rüşvete dayanarak bir yardımcı oldu. '' dedi.

Wang Hao kaşlarını kaldırdı ve ''Ben mutluyum, ne olmuş yani? Gelecekte kimin daha güçlü Xiu Xian tekniğine sahip olduğunu görelim, daha sonra kimin aileye itibar kaybettirdiğini görürüz.'' Diyerek homurdandı.

Tie Zhu' nun babası oğlunun üzerine çöken yıkılmış ifadeyi fark etmiş ve vücudunun ürpermesine engel olamamıştı. İçinde kötü bir his vardı.

Tie Zhu' nun annesi sesinden de anlaşılabilen beklentisiyle sordu.''Tie Zhu, peki... peki sen seçildin mi?''.

Xian LiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin