Sahneye Çıkmak[3]

192 30 0
                                    

Wang Lin de şaşırmış ve uzun süre kendine gelememişti.

Zhou Peng öfkeden kuduruyordu, çünkü az önce dikkatsiz davrandığını düşünüyordu. Nasıl olur da 3.katmandaki bir velet tarafından yenilebilirdi? Bu sefer, hiçbir şey söylemedi ve biz kez daha devasa pitonu çağırdı. Eliyle bir mühür oluşturduğunda, piton ağzını açmaya başlamıştı.

Wang Lin tekrardan çekim gücünü gönderdiğinde, piton acı bir haykırışla yok olmuştu. Zhou Peng'in sağ yanağı şişmiş; yine uçarak geriye gönderilirken, bir ağız dolusu kan kusmuştu.

Yere düştüğü an, tekrar sahneye çıkmıştı. Saçları tamamen dağılmıştı. Dudaklarının kenarından sızan kanı umursamayarak, tekte elbiselerini yırtmış ve göğsündeki sarı tılsımı çıkarmıştı. Gelişimi aniden yükselmiş ve saçları garip bir şekilde havada uçuşmaya başlamıştı.

''WANG LİN!!! BU SAYILMAZ! GERÇEK GÜCÜMÜ KULLANMAMIŞTIM! HADİ DÖVÜŞELİM-''

Wang Lin artık gücünden emin olmuştu. Zhou Peng'i beklemeden, Çekim Gücü Tekniği'ni bir kez daha kullanmış ve bir kez daha Yuan Dao Tarikatı'nın baş öğrencisini tokatlamıştı.

Pa! Tokat, hala öfkeli olan, Zhou Peng'in yüzüne yine çarpmış ve daha fazla kan kusturmuştu. Bu sefer, Zhou Peng hemen kalkamamıştı. Bedenindeki ruhsal enerjisi kaos halindeydi. Çabalamıştı, ancak kalkamamıştı; utançtan boğulacaktı! Nefesini tutabilecek kadar gücü dahi kalmamış, dışarı üflemişti.

Hiç kimseden çıt çıkmıyordu. Çevredeki öğrencilerin derin nefes alışları dışında, hiç ses çıkmıyordu.

Sonunda Huang Long şaşkın halinden kurtulabilmiş ve yüzü heyecanını dışa vuruyordu. Wang Lin ne kadar bakarsa, o kadar genç adamı seviyordu. İçinden düşündü: ''Bu Wang Lin, Heng Yue Tarikatı'mın şanslı yıldızı. Dingile bak, zaten bu kadar güçlenmiş hala dövüşmek istemiyor. Gerçekten biraz azarlanmaya ihtiyacı var! Ayrıca, ihtiyatla, bunu nasıl başardığını da sormalıyım.''

Sun DaZhu derin bir nefes aldı. Sonunda biraz kendine gelebilmişken içten içe düşünüyordu: ''Demek birkaç sırrın var seni velet! Aslında su kabağından sadece bir taneye sahip değildi! Wang Lin, beni iyi kandırdın! Hmph!''

Dao Xu afallamıştı. İlk hamle şans olarak görülebilirdi, ancak sonraki iki karşılaşma gerçek dövüştü. Onu en çok şaşıran şey ise; Zhou Peng sarı tılsımı çıkardıktan sonra, gelişimi onunla aynı seviye olan 12.katmana yükselmişti, ancak buna rağmen hala Wang Lin'in bir tokadıyla sahneden uçuruluyordu!

Wang Lin nasıl bir seviyeye ulaşmıştı? Uzun süre Wang Lin' e baktı, ancak genç adamı ilahi hissiyle ne kadar kontrol ederse etsin, Wang Lin'in gelişimini tam olarak göremezdi.

Kırmızı yüzlü elder de sonunda kendine gelmişken kafasının içinden düşünceler geçmeye başlamıştı: ''Wang Lin'i tarikata kabul edecekken, ben onaylamıştım. Hmph, görünüşe gözlerim yanlış görmüyormuş!''

Wang Lin'i, dördüncü amcasından aldığı metal parçası sayesinde tarikata sokan orta yaşlı adam da içinden düşünüyordu. ''Kader! Bu kader! Görünüşe göre bu çocuk ve ben aynı alınyazısını taşıyoruz, eğer öyle olmasaydı, tarikata katılması için uğraşmazdım. Heng Yue Tarikatı için iyi bir iş başardım! Daha sonra bunu tarikat lideriyle konuşmam gerek.''

Yanında, sarı yüzlü, orta yaşlı birisi dikiliyordu. Bu sarı yüzlü adam kafa sallarken düşüncelere boğulmuştu. ''Geçmişte bu çocuğu test ettiğimde, azminin iyi olduğunu öğrenmiştim. Görünüşe göre normal birisi değil. Hmph, eğer Sun DaZhu tarafından çalınmamış olsaydı, benim, Zhang Rencai'nin, öğrencisi olabilirdi!''

Wang Zhuo'nun zihni sonunda düzgünce düşünmeye başlamıştı. Daha fazla bulutların üzerinde süzülmüyordu, bunun yerine acı acı düşünüyordu: ''Bu kadar güçlü olduğu ortaya çıktı... tüm bu zaman boyunca onunla alay ettim... benden intikam alma yollarını düşünüyor olmalı... ne yapacağım?!''

Zhou isimli kızın gözleri ışıldıyordu. Wang Lin'in gücünü sakladığına tam olarak ikna olmuştu. Genç kız, hala üçüncü katmanda olduğunu düşünüp, genç adama söylediği onca duygusal şeyi hatırlamıştı. Yüzü kırmızıya dönerken içinden düşünüyordu. ''Wang Lin cidden... zaten çok güçlüymüş, ancak bana sadece 3.katmanda olduğunu söyleyerek yalan söyledi! Daha sonra, bunun hesabını sormalıyım! Hmph!''

Xu isimli kız Wang Lin'e bakarken birçok kez gözlerini kırpıştırmış, ardından Wang Zhuo'ya bir bakış atıp düşünmeye başlamıştı. ''Nasıl Wang Zhuo ile karşılaştırılabilir. Şu anda, kardeş Zhuo'nun kendini kanıtlama zamanı, ancak Wang Lin aşırı güçlü! Diğer tarikatın baş öğrencisini sadece bir kere değil, tam üç kez tokatlayarak sahneden üst üste aşağı uçurdu! Hepimizi cidden gururlandırdı.''

İç tarikat öğrencilerinden birisi gizlice güldü ve çevresindeki birkaç öğrenciyi incelerken içinden bazı düşünceler geçiyordu. ''Wang Lin, bütün bu zaman boyunca bir kaplanı yemeyi planlayan domuz gibi davranıyordu. Dolandırıcıya bak. Neyse ki, daha önce onunla hiç dalga geçmemişim, öbür türlü gerçekten kötü olurdu. Hehe, bu dingille çok fazla dalga geçenlerin takınacağı ifadeyi görmek, gerçekten güzel bir şov izleyebileceğim!''

Wang Lin'le çok fazla alay eden öğrencilerden birisi acı acı düşünüyordu. ''Bittim ben! Onunla daha önce çok fazla geçtim, fakat şimdi beni tek parmağıyla öldürebilir! Zaten gelişimin çok yüksek, fakat hala zayıfmış gibi davranıyorsun! Çok alçakça! Yandım ben, Wang Lin isimsiz öğrenciler arasında kinciliğiyle biliniyor, hatta takma ismi bile Kara Kalpli Kral! İleride dayak yemek istemiyorsam gidip yalakalık yapmalıyım...''

Wang Lin'le çok fazla dalga geçen başka bir öğrenci de gergince düşünüyordu: ''Wang Lin sakin bir dahi olmalı. Bu yüzden alay ettiğim zamanlar cevap vermeye tenezzül etmedi! Bu tıpkı birisi köpek tarafından ısırıldığında, o kişinin de dönüp köpeği ısırmaması gibi. Doğru, böyle olmalı. Kardeş Wang Lin bir dahi, nasıl olur da bizim gibilerle uğraşır?''

İlaç binasının 3.kıdemli kardeşi soğuk havadan bir nefes aldı. İfadesi adeta düşüncelerini dile getiriyordu. ''İşte bu kötü oldu. Duyduğuma göre Wang Lin'le Wang Hao akrabalar ve ilişkileri de oldukça iyi... Bununla nasıl uğraşacağım? Eğer üç gün önce olsaydı, Wang Hao'nun gitmesine izin verir ve kızmasına sebep olmazdım, fakat şimdi... ah Wang Hao çoktan böyle bir halde. Eğer gider ve Wang Hao'yu bulursa, öfkesiyle karşılaşacağım demektir... Dingil Wang Hao hayatta kalmamalı! Eğer gitmesine izin verirsem, gelecekte intikam almak için geri gelecektir! Değiş tokuş bittikten sonra, gidip Wang Hao'yu öldürmeli ve başka bir sebepten olmuş gibi göstermeliyim!''

Lu Song kafasını eğmiş ve üzerindeki mor kıyafetlere bakmıştı. Acı acı gülerken düşündü: "Heng Yue Tarikatı'nın iç tarikat öğrencileri kargaşaya sürüklenecek gibi duruyor. Wang Lin basit biri değil. Entrikalarının altında oldukça derin anlamlar yatıyor. Muhtemelen gelişimini sadece bu gün için gizliyordu. Hehe, korkarım ki Wang Lin'in adı kısa süre içinde Zhao ülkesinin ölümsüz dünyasını sallayacak! Wang Lin'i dostum yapmalıyım, düşmanım değil!'' Düşünceleriyle birlikte, gelecekte Wang Lin'e nasıl yaklaşacağına karar vermişti.

Zhang Kuang'ın yüzü hüzünle kaplanmıştı. Ruhsal suyu aldığında, sadece çok fazla ruhsal güç içerdiğini düşünmüştü, bu yüzden de Wang Lin'in peşinden gitmemişti...

Xian LiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin