Kırkayak

195 30 0
                                    

Yuan Dao Tarikatı'ndaki öğrenciler, özellikle de Heng Yue Tarikatı'ndaki 6. ve daha üst katmanlarda bulunan öğrencileri inceliyorlardı. Ayrıca Wang Zhuo'nun görünüşü ve 5.katmanın zirvesinde olan gücü de Yuan Dao Tarikatı öğrencilerinin zihninde yer edinmesini sağlamıştı.

Wang Lin' e gelince, sadece üçüncü katmandaydı, bu yüzden tamamen görmezden gelinmişti.

Herkes Liu Mei'den uzak duruyordu. Wang Lin, bu genç kızın birazcık dikkatini çekmişti.

İki tarikatın üstatları birbiriyle konuşurken, gizlice rakip tarikatın öğrencilerini de incelemeyi ihmal etmiyorlardı. Yuan Dao Tarikatı'nın üç üstadı, Heng Yue Tarikatı'nın öğrencilerini gördükçe gittikçe daha da fazla mutlu oluyordu. Düşüncelerine göre, Heng Yue Tarikatı'nın sahip olduğu bütün öğrenciler böyleyse, yarışmayı kesinlikle kazanacaklardı.

Ancak Heng Yue Tarikatı'yla yıllardır gizlice çatışan bu tarikat çok iyi biliyordu ki, rakipleri çok kurnazdı. Öldürücü hamlelerini en kritik ana kadar kullanmayacaklardı. 6.katmandan pek çok öğrenci olsa da, hepsi yeni kişilerdi ve geçen sefer yarışmaya katılan hiç kimse kendini göstermemişti.

Yarışma sırasında odaklanmaları gereken gerçek rakipleri bu kendini göstermeyen öğrencilerdi!

Tarikat Lideri, Huang Long, Yuan Dao Tarikatı'nın öğrencilerini inceliyordu. Bakışları su ruhu köküyle doğmuş iki gencin üzerinde durmuştu. Huzursuz bir şekilde iç çekiverdi. (?) Geçen 500 yıl içinde, Heng Yue Tarikatı bir halefe sahip olmadan düşüşe geçmişti. 500 yıl önce, bilinmeyen, küçük bir tarikat olan Yuan Da Tarikatı bile sık sık Heng Yue Tarikatı'nı eziyordu. Başlangıçta, bu sefer kazanabileceklerine inanıyordu, ancak iki tane tek elementli ruh köküne sahip öğrenci ortaya çıkmıştı ve bu durum tarikat liderini çok endişelendiriyordu.

''Dikkat çekmek için mor giyimli öğrencilerimizi ortaya çıkarmak mı zorundayız? Halen çalışıyorlar...'' Aniden, Huang Long' un bakışları öğrencilerin arkasına kaymış ve sonunda bir karar alabilmişti.

''İyi. Bu öğrenciyi ortaya çıkardıklarına göre, sıra bizim çekirdek öğrencilerimizi ortaya çıkarmaya geldi."

Bu konu hakkında düşünürken, kahkaha atmaya başlamıştı. ''Eski dostum Ou Yang, öğrencilerin yol yorgunu olmalı. İzin ver ilk dinlensinler. Bizim gibi yaşlılarda iyi vakit geçirmeli. Gel de ana avluya geçelim.'' Yüzüne yerleştirdiği bir gülümsemeyle elini sallamış ve ana avluya buyurmalarını işaret etmişti.

Yuan Dao Tarikatı'nın üç üstadı kafa sallayıp peşinden yürümeye başlamıştı.

Heng Yue Tarikatı'nın üstatları da arkadan geliyordu. Üstat Xu en sonda giderken, öğrencisine dönmüş ve söylenmişti. ''Wang Zhuo, Yuan Dao Tarikatı'nın öğrencilerine dikkat etmekle sen sorumlusun. Eğer herhangi bir sorun olursa, affedilmeyeceksin!''

Wang Zhuo bu duruma hazır duruyordu. Saygıyla ustasının sözlerine karşılık verdi. ''Endişelenmene gerek yok usta. Yuan Dao Tarikatı'ndan gelen dostlarıma uygun bir şekilde göz kulak olacağım.''

Üstat Xu, Yuan Dao Tarikatı'nın öğrencilerine tebessüm ettikten sonra, ''Yuan Dao Tarikatı'nın öğrencileri, eğer herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa, Wang Zhuo'dan isteyebilirsiniz. Bu ihtiyar adamın yaşı iyice ilerledi, bu yüzden siz gençleri rahatsız etmek istemiyorum. Birbirinizi daha yakından tanımanızı tavsiye ediyorum. Sonuçta, geleceğimiz sizin elinizde.'' Demiş, ardından da, küçük bir tebessümle ana avluya doğru ilerlemişti.

Üstatlar ayrıldığı anda, öğrenciler hemencecik daha da rahat bir hale bürünmüştü. Heng Yue Tarikatı'ndan, gözleri hayranlıkla dolu, birkaç kadın öğrenci su ruhu köküyle doğan gencin yanına ilerlemiş ve konuşmayı denemişlerdi.

Ayrıca, Heng Yue Tarikatı'ndaki 6.katmanda olan bazı öğrenciler de Yuan Dao Tarikatı'ndaki kendileriyle aynı seviyede olan öğrencilerin yanında belirmiş; deneyimleri hakkında ufak sohbetler yapmaya koyulmuşlardı.

Diğer öğrencilere gelince, hepsi birbiriyle konuşmaya başlamıştı. Bunun yanı sıra, hareket etmeyen kırkayağa şaşkınlıkla bakan bir sürü öğrenci de vardı.

Wang Lin manzaraya bir bakış atmış ve katılmak istememişti. Yan tarafa geçip basamaklara oturdu. Güneş ışığıyla banyo yaparken mavi gökyüzüne ve bembeyaz bulutlara bakmak oldukça rahat hissettiriyordu.

Wang Lin gibi kalabalıktan hoşlanmayan bir sürü öğrenci vardı, Zhou isimli kız da bunlardan biriydi. Genç kız, Wang Lin'i görmüş ve sıradan bir şekilde yanına gelmişti.

''Küçük kardeş Wang, 3.katmana ulaştığın için tebrik ederim. Senin kadar sıkı çalışan pek iç tarikat öğrencisi yok.'' Zhou isimli kız gülümseyerek konuşmuştu. Kirlenip kirlenmeyeceğini umursamadan basamaklara oturmuştu.

Genç adam kıkırdadı. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp söylenmeye başladı. ''Tam olarak dediğin gibi değil. Bir sürü kişinin meşakkatle pratik yaptığını görebiliyorum.''

Zhou isimli kız bulutlara bir bakış atmış ve iç çekmişti: ''Küçük kardeş Wang, kendini bu kadar küçük görme.4 yıllık yoğun eğitim sırasında, iç tarikat öğrencilerinin neredeyse hepsi sık sık dışarı çıktı, ancak seni çok nadir görebildim. Pratik yapmak oldukça sıkıcı bir iş. Küçük kardeş Wang, dürüst olmak gerekirse, sana hayranım. 4 yıl içinde 3.katmana ulaşmak oldukça fazla azim gerektiriyor!''

Wang Lin eliyle burnunun üstünü ovaladıktan sonra gülümsedi. ''Kıdemli Kardeş Zhou, sen de 3.katmana ulaşmadın mı?''

Zhou isimli kız iç çektikten sonra kederli bir şekilde yanıt vermişti. ''3 yıl önce 3.katmana ulaştım, ama şimdi, o zamanlar benden daha zayıf olan bütün öğrenciler tarafından geçildim. Belki de bütün bu olanlar ölümlülerle olan bağlarımı kesemememdendir...''

Wang Lin bir süre düşündü. ''Yol, acımasızdır. Eğer Kıdemli Kardeş Zhou bir tavsiye istiyorsa, bu cümleyi anlamak zorunda.''

Zhou isimli kız Wang Lin' e büyüleyici gözleriyle bakmaya başladı. Güzel dişlerini sergileyen bir gülümsemeyle, konuşmaya başlamıştı. ''Küçük kardeş Wang, çoktan 3.katmanın zirvesine ulaştığını ve kısa bir süre içinde 4.katmana ulaşabileceğini görebiliyorum. Yakında beni geçeceğini düşünüyorum.''

Wang Lin karşısındaki nefes kesen güzelliğe bakakalmıştı. Acı acı gülümsedikten sonra söylendi. ''Yakın zamanda sınırları kırabileceğime inanmıyorum. Ne yazık ki ölümlü şeylerle olan bağlarım kolaylıkla kesip atabileceğim şeyler değil.''

Zhou isimli kız afallamıştı. Bir süre tereddüt ettikten sonra, kararsız kalmış bir şekilde sordu. ''Küçük kardeş Wang, sorması ayıp ama, ne gibi ölümlü bağlarını koparıp atamıyorsun?''

Wang Lin kafasını olumsuz anlamda sallayıp, cevap vermemişti. Tüm düşünceleri ailesi tarafından işgal edilmişti.

Zhou isimli kız Wang Lin'in cevap verme konusunda isteksiz olduğunu görünce iç çekip mırıldanmaya başladı. ''Ben ailemle olan bağlarımı kesemiyorum. Ölümsüzlük yolu çok acımasız. Belki de bunu yapmaya uygun değilimdir.''

Wang Lin konuşmak üzereydi, ancak aniden kafasını çevirip kendisine ve yanındaki Zhou isimli kıza kötü kötü bakışlar atan Wang Zhuo'yu gördü.

O anda, Wang Zhuo'nun sesi de kulaklarına ulaşmıştı. ''Yuan Dao Tarikatı'ndan kardeşlerim ve kız kardeşlerim, hepiniz kırkayağın canlı hayvanlar yemeyi sevdiğini söylediniz. İzin verin, siz burada konaklar ruh yaratığınızla ilgilenelim. Görebildiğiniz gibi küçük bir kardeşim var. Kardeşimin durumunda, pratik yapması sadece zaman kaybı, bu yüzden kırkayağı beslemek için hayvanlar yakalamasının daha uygun bir iş olduğunu düşünüyorum. Size de uygun mudur?''

Su ruhu köküne sahip olan öğrenci kararsız duruyordu. ''Kardeş Wang Zhuo, bu pek de uygun değil. Kırkayağın doğası gereği oldukça vahşi. Eğer bir yabancı onu beslemeye çalışırsa, kesinlikle tehlikeli bir durumla karşılaşacaktır."

Wang Zhuo nazik bir ifadeyle hemen yanıt vermişti. ''Endişelenmeyin kardeş Liu. Nasıl ölümsüzlük yolunda yürüyen birisi tehlike yüzünden geri adım atar ki? Burada misafirimizsiniz. Böyle işler bize, Heng Yue Tarikatı'na bırakılmalı!''

Xian LiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin