Salonun içinde kırkı aşkın iç tarikat öğrencisi bekliyordu. Siyah, beyaz ve kırmızı dereceli öğrenciler vardı ama mor yoktu. Tüm öğrencilerin ciddi ifadeleri vardı. Bu öğrencilerin arasında Wang Lin' in tanıdığı bir sürü yüz vardı, Wang Zhuo, Xu isimli kız, Zhou isimli kız, dövüşçü kardeş Zhang ve başkaları gibi.
Tam önünde, soğuk ifadeleriyle ondan fazla üstadın oturduğu iki sıra vardı. Üstatların ortasında oturan, yaklaşık kırk yaşlarında, mavi bir cüppe giyen, yıldırım gibi gözlere sahip figür konuşmaya başladı. ''Küçük kardeş Sun, bu çocuk senin öğrencin mi?''
Sun DaZhu aceleyle yüzüne bir sırıtış yerleştirmiş ve karşısındaki adamın sorusunu yanıtlamıştı. ''Üstat dövüşçü kardeşim, bu benim öğrencim, Wang Lin. Tarikata gireli çok olmuyor, bu yüzden çan beş kere çaldığında ne yapacağını bilmiyordu.''
Sağ tarafta oturan kırmızı yüzlü adam alayla gülümseyerek, ''Öğrenci ustasına benzer derlerdi de inanmazdım. Bu çocukta tıpkı sen gibi salağın teki.'' Diye söylenmişti.
Söylenen figürün yanındaki adamda gülerek laf atmıştı. ''Dövüşçü kardeşim, yanlış dedin. Küçük kardeş Sun en azından azıcık yeteneğe sahipti, yani bu aptal öğrencisinden daha güçlü.''
Sun DaZhu' nun ifadesi kırmızıyla beyaz arası bir renkte değişip duruyordu. Wang Lin' e sert bir bakış atmış, ardından burnundan soluyarak, umursamazca Wang Lin' i arkasında bırakıp yerine oturmuştu.
Mavi cüppeli figür kaşlarını çattı. Wang Lin' i aklından çıkarmadan önce bir kere bakmış, ardından konuşmaya başlamıştı. ''Öncesinde de dediğim gibi, bu dört yıllık yoğun eğitimden sonuç almak zorundayız. Xuan Dao Zong' a karşı yarışmayı kazanmaya mecburuz. Bugünden başlayarak, hepiniz dağın arkasına gireceksiniz. Herkes kendine ait pratik yapma alanına sahip olacak. Bu sefer, tarikat herkesin kullanması için 10000 Qi Toplama Hapı sağlayacak. Bu süreçte hiçbiriniz dağdan ayrılamazsınız.''
Bütün iç tarikat öğrencileri uyumlu bir şekilde figürün sözlerini tekrarlamıştı.
Mavi cüppeli adam kafasını salladıktan sonra sözlerine devam etti. ''Umarım dört yıl içinde, aranızdan birisi mor giyimli öğrenci olacak. Mor giyimli öğrencinin iç tarikat öğrencilerinden daha önemli olan çekirdek öğrenci olduğunu biliyor olmalısınız. Ya da unutun gitsin, kendiniz deneyimleyince öğrenirsiniz. Şimdi, hepiniz, dağın arkasına gidin ve sizi pratik yapma yerinize götürecek birini bulun.''
Konuşmasını bitirdikten sonra, kolunu sallamış ve beyaz bir ışık parlayarak ortaya çıkmıştı. Bu ışığın salonu bir kez turlamasının ardından, mavi cüppeli adam gürlemeyi andıran sesiyle bağırmıştı. ''Açıl!''
Beyaz ışık aniden genişlemiş ve kısa sürede tüm iç tarikat öğrencilerini içine çekmişti.
''Git!'' Mavi cüppeli adamın kükremesini takiben, beyaz ışık herkesin gözünü kamaştırarak ortadan kaybolmuştu.
Wang Lin vücudunu kaplayan sıcak duyguyu hissetti. Bir göz kırpmasının ardından, kendini bir vadide bulmuştu. Bu yer diğer yerlere göre çok daha fazla Ling Qi içeriyordu. Her yerden su sesleri duyulabiliyordu. Genç adam çevresini incelediğinde diğer iç tarikat öğrencilerinin birbiriyle muhabbet ettiğini görmüştü.
Bu vadide hiç bitki yoktu; sadece bir arı kovanı gibi oyulmuş çok fazla deliğe sahip bir uçurum vardı. Bazı delikler dev kayalarla kapatılmıştı.
Aniden Wang Lin birinin onu izlediğini hissetti. Kendi etrafında dönmüştü ki Wang Zhuo' nun soğukça sırıtarak ona baktığını gördü.
O anda, uçurumdaki deliklerin birinden bir genç çıkmıştı. Bu genç, mor kıyafetler giyiyordu ve herkese soğukça bakarken konuşmaya başladı. '' Sevgili dövüşçü kardeşlerim ve kız kardeşlerim, burası tarikatımızın dağının arkası. Dağın arkası demişken, burası aslında Heng Yue Tarikatının arkası değil, ancak 500 yıl önce birkaç -Ying Bian-Ruh Değişimi aşamasındaki uzman tarafından iç tarikat öğrencileri pratik yapsın diye inşa edildi. Burası normalden daha yoğun Ling Qi içeriyor. Burada olduğunuza göre, pratik yapmaya yoğunlaşmalısınız, aksi halde kıdemliler tarafından kovulduğunuzda şikayet etmemelisiniz.''
Wang Lin mor giyimli genci tanıyordu. Bu genç Wang Lin' den Ling Qi sıvısını alan öğrenciydi. Söylentilere göre çoktan Qi Yoğunlaştırması' nın 6. Katmanında olduğu ve sağının solunun belli olmayacağı lafları yayılmıştı.
Wang Lin kafasını aşağıya doğru eğmişti. Bu tür entrikaları kolayca anlıyordu çünkü geçmişte tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelmişti.
''7. Ve katman ve altındaki katmanların ilahilerine sahibim. Eğer yeterli seviyeye ulaşmışsanız, ama sonraki katmanın ilahisine sahip değilseniz, gelip beni bulun. İlk sizi kontrol edeceğim, ardından da ilahiyi size vereceğim. Nerede pratik yapacağınız konusuna gelince, boş olan mağaralardan istediğinizi seçin. Qi Toplama Hapları' nın bulunduğu şişerler burada. Her şişede 50 hap var ve yılda bir kez yeniden doldurulacaklar.'' Konuşmasını bitirdikten sonra, elini sallamış ve 50 beyaz şişe yerde belirmişti.
Bazı iç tarikat öğrencileri öne çıkmış ve bir şişe aldıktan sonra pratik yapmak için bölge seçmeye koyulmuşlardı.
Wang Lin derin nefes aldı. Daha öncesinde gizlenme hapı aldığı için bu genç kimliğini bilmiyor olmalıydı, bu yüzden harekete geçmiş ve bir şişe almıştı. Zhang Kuang yan tarafta duruyor ve iç tarikat öğrencilerinin şişeleri sırayla alıp almadığı kontrolü ediyordu, ta ki Wang Lin' i görene kadar. Yüzünde beliren garip ifadeyle Wang Lin' e bakarak konuşmaya başlamıştı. ''İsmin ne ve nasıl hala Qi Yoğunlaştırması' nın ilk katmanına ulaşamadın? Ustan kim senin?''
// Görünüşe göre adı Can Jie' den Zhang Kuang' a değiştirildi. Her neyse...//
Wang Lin durup kendi etrafında dönmüş, ardından saygıyla gencin sorusuna yanıt vermişti. ''Kıdemli kardeş, benim ismim Wang Lin. Ustam da Sun DaZhu. Ne yazık ki yetenek konusunda yetersizim, bu yüzden daha ilk katmana ulaşamadım.''
Zhang Kuang şaşırmıştı. Gülümsedikten sonra konuşmasına devam etti. ''Demek Wang Lin sensin? Daha önce hakkında bir şeyler duymuştum. Üzülme kardeşim, yetenek önemli bir şey olsa da, azimde anahtar noktadır. Yeteneğin eksikse, daha çok çalışmalısın!''
Wang Lin hızlıca söz vermişti.
''Bu uçurum, senin gibi ilk katmana ulaşamayan birisi için çok yüksek. Gel, sana bir el atayım.'' Zhang Kuang kolunu sallamış ve görünmez bir güç Wang Lin' in ayaklarının altında belirip bir mağaranın önüne gelene kadar yükselmesini sağlamıştı.
Wang Lin saygıyla Zhang Kuang' a teşekkür etti. Sonra da arkasına dönüp mağaraya girmişti ki yüzü hızla kötüleşti. Eğer bu gençle daha önce tanışmamış olsaydı, minnettar olurdu, ancak gerçek doğasını gördükten sonra, tabii ki de bu küçük jesti önemseyemezdi.
Mağara çok da geniş değildi. İçeride sadece taş bir yatak ve duvarda bir kol vardı. Wang Lin harekete geçip kolu aşağıya indirivermişti. Aniden, düşen devasa kayadan yayılan ses duyma yetisini engellemiş ve mağaranın girişi tamamen kapanmıştı.
Mağarayı dikkatle inceledikten ve hiçbir sorunla karşılaşmadıktan sonra, Wang Lin buradan oldukça memnun kalmıştı. Sun DaZhu' yla görüştüğünde, ondan tarikatın dışında pratik yapmak için gitmeyi istediğini söylemişti. Reddedildiği halde, şu anki bulunduğu yer ile asıl düşüncelerinde gitmeyi planladığı yer oldukça benzerdi.
Mağaranın tek sıkıntısı içinde hiç su kaynağı yoktu. Wang Lin' in gelişimi esas olarak Ling Qi sıvısına dayanıyordu. Neyse ki boyutsal çantasında, oldukça fazla kar suyu vardı, yani bir süreliğine kullanması için yeterince vardı.
Ayrıca vadinin içinden gelen su seslerini duymuştu. Biraz dikkatli olduğu sürece, su çok da sorun olmamalıydı.