Ruh Uyanıyor

127 26 0
                                    

Dış savaş alanındaki uzaysal çatlaklar burada yaşanan sayısız savaş yüzünden belirirdi. Eğer Ölümsüz Birliği gelip bu bölgeyi dengelememiş olsaydı, çoktan çökmüş olurdu.

Uzaysal boşlukların diğer tarafında yıldızlar denizi bulunuyordu. Bu yer enerjiyle ve garip yaratıklarla doluydu.

Çatlaklara yakalanan kimsenin geri dönmemesiyle alakalı değildi bu. Her ne şekilde olursa olsun, yakalanan Ruh Değişimi gelişimcileri çekiş gücü azami gücüne ulaşmadan önce, olabildiğince kısa süre içerisinde ışınlanırdı.

Dış savaş alanındaki uzaysal çatlaklarla alakalı en korkunç şey çekiş gücüydü. Ruh Değişimi gelişimcileri bile bununla uğraşıyordu. Emilim o kadar güçlü olurdu ki ruhsal enerjiyi bile emebilirdi, bu yüzden kaçmak düşünülmemeliydi bile.

Tehlikeli olmalarının bir sebebi buydu. Diğer sebebi ise uzaysal çatlakların nereyle bağlantılı olduğunu kimsenin bilmemesiydi. Sadece, güçlü insanlardan duydukları kadarıyla uzay simsiyahtı ve oraya gidildiğinde ilahi his vücudu terk edemiyordu.

Bir ışık noktası aniden uzaysal çatlakta belirdi ve süzülmeye başladı. Eğer birisi yakından bakacak olsaydı, bir ruh alevinin zayıfça ışıldadığını görebilirdi.

Zaman yavaşça geçti. Bilinmeyen bir zaman zarfından sonra dahi, bu ışık noktası boşlukta süzülmeye devam etmişti. Ancak ruh noktası dağılma işaretleri de gösteriyordu.

Zaman geçse de ışık hala çok solgundu. Ruh alevinden geriye sadece soluk bir kor kalmıştı.

Bir gün, devasa bir gölge ansızın ışığa doğru süzülmeye başladı. Yakından bir kontrol yapılsa, bu gölgenin büyük bir ceset olduğu anlaşılırdı.

Bu beden Devasa Şeytan Klanı üyelerinin bedenleriyle aynıymış gibi görünüyordu. Ancak, eğer birisi bedenin alnına yakından bakarsa, burada çekiç yerine bir balta sembolü olduğunu görürdü.

Bir siyah balta!

Eğer Devasa Şeytan Klanı üyelerinden birisi burada olsaydı, anında bu sembolün ata kabilelerine ait olduğunu anlardı.

Ceset ışığa dokunduğu anda, içinden bir duman şeridi çıktı. Duman bir insanın şeklini aldı ve ışığa atılırken açgözlü bir görünüm sergiledi.

Bu dış savaş alanında yaşayan özel bir tür yaratıktı. Her şeyi yutardı, ceset olması, büyülü hazine olması veya ruh olması fark etmezdi.

Işığa zıplamıştı, ancak bir çığlık attı ve kaçmayı denedi Ne var ki, ışık anında yaratığı özümseyerek, arkasında sadece bedenini bıraktı.

Yaratığı özümsedikten sonra, ışık daha parlak bir hal almış ve içindeki ruh alevi daha da güçlenmişti.

O anda, Wang Lin uyandı.

Daha doğrusu, ruhu uyandı.

Uyandığında, sadece bir ruh ateşi küresiyken bilinci yoktu. Aşırı soğuk bir hissiyat ruhundan yayılmaya başladı.

Ruhunun yanında son derece büyük bir alev yanıyordu. Bu alev şeytani bir aura yayıyor olsa da, Wang Lin ona doğru atlarken tereddüt etmemişti.

Işık aniden devin kafasına girdi ve yavaşça içine yerleşti.

Soğukluk kaybolurken ve ruhu yavaş yavaş sakinleşirken Wang Lin'in ruhu şeytani alevlerle çevrelenmiş olarak düşünebilirdi. Zaman tekrardan yavaşça ilerledi. Bu seferki zaman zarfı öncesinden daha uzun sürmüştü. Bu uzun zaman zarfında, Wang Lin'in bedeni yavaşça dış savaş alanında süzülmüştü.

Xian LiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin