Muazzam konsantrasyonla, Wang Lin seçtiği yolda ilerliyordu. Yedi yıl geçmişti. Ne zaman bir kısıtlama kırsa, biraz değiştirir ve üzerine biraz daha eklerdi. Eğer seçtiği yol cehennem gibi her adımda onu tehdit edecek olursa, o zaman adımladığı zeminin de buzlarla kaplı olduğunu düşünecek ve hissedecekti. Her şey gökler ve yeryüzü kişiyi yutuyormuşçasına birleşiyor gibiydi.
Eğer kısıtlamalara kafa atacak kadar şanssız birisi varsa, ölmese bile yine de derisinin bir katmanını kaybederdi.
Geçen yedi yılda, Wang Lin kısıtlama tekniğinde bir sürü şey değiştirmişti. Oldukça çok bilgi elde etmişti. Şimdi kırdığı bütün kısıtlamaları kolayca kendinin yapabiliyor, ve asıl hallerinden daha etkili bir duruma getirebiliyordu.
Bu Wang Lin’i şaşırtmış ve ilgisini daha da arttırmıştı. Sonuçta, bu dağdan ayrılmanın tek yolu kısıtlama tekniklerinden geçiyordu.
Geçen yedi yıldaki kısıtlama araştırmasında, Wang Lin asla sadece basit gözlem yaparak geçiştirmemişti; kısıtlamaları nasıl geçeceği konusunda kendi sonuca ulaşma metodunu üretebilmişti. Bu metot sayısız denemeye ve hataya sonuç vermişti. Genç adam başlangıç noktasından itibaren her zaman yavaşça çalışıyor, bir detayı bile atlamıyordu. Yavaşça ilerlerken, ileriye doğru olan her adımı sağlamdı.
Nadir ve zor kısıtlamalara denk geldiğinde, her zaman temelden başlayarak yavaşça ilerliyordu. İçinde hiçbir sabırsızlık olmadan, yavaşça kısıtlama tekniğine çalışmak için zihniyetini geliştiriyordu.
Kısıtlama tekniklerini kullanan birçok kişi vardı; ancak, çok azı kısıtlama tekniklerinde derin bir anlayışa sahipti. Birkaç yaşlı uzman hariç, kısıtlama tekniklerinde kimse Wang Lin’in dengi olamazdı.
Wang Lin’in kendisi bile oldukça kafası karışmış hissediyordu. Görünüşe göre vasat yeteneği kısıtlama tekniklerine çalışırken etki etmiyor gibiydi.
O anda, Wang Lin büyük bir kayanın üzerinde bağdaş kurmuş oturuyordu. Genç adam dümdüz mesafedeki buluta bakıyordu. Bulut, hareketsizdi.
İki gün önce, Wang Lin derin meditasyon durumunda buluta bakmaya başlamıştı. Bir yeşim çıkardı ve birkaç söz kaydetti, ardından yere koydu.
Bu bulut belirdiğinde Wang Lin’in fark etmesi oldukça zor olmuştu. Genç adamın kısıtlamaları dağın her tarafındaydı. Birileri kısıtlamalarını geçmek isterse, elinden sadece içlerinden uçmak ve hayatta kalma şanslarına güvenmek olurdu.
Yedi yıl önce olsaydı, küçük yaratıkları kısıtlamayı çözmek için kullanması gerekirdi. Ancak, şimdi kısıtlamalar konusundaki gelişmiş anlayışıyla, özellikle de ruh delen gözleriyle, tek yapması gerekn buluta biraz bakmaktı. Kısıtlamayı tamamen kavrayamasa da, bu yerdekinin ne kısıtlaması olduğunu söyleyebilirdi. Karşısındaki kısıtlama uçmayı engelleyenlerdendi.
Böylece, bulut kısıtlaması daha da ustaca olduğunu belli ediyordu. Eğer bulutlar olmasaydı, kısıtlamayı kırmak hala zor olsa da, kişi tamamen kaybolmazdı. Ancak, bulut kısıtlamanın merkezini kaplıyordu.
Bu da kısıtlama içindeki bilinmezliği arttırıyordu.