13.Bölüm - Nikah

544 30 51
                                    

Eylül donup kalmıştı... az önce sevdiği adamdan evlilik teklifi mi almıştı?

Güney, Eylül'ün önünde diz çöktü ve cebinden bir yüzük çıkardı...

Güney : Eylül... bu süreçte seni üzmeyeceğime, kendimi seni mutlu etmeye adayacağıma söz veriyorum... benimle evlenir misin?

Eylül, Güney'e bakakaldı... ne cevap verecekti ona? Serkan'a göre binlerce kez tercih edeceği bu adamı nasıl reddedecekti?

Güney : bir şey demeyecek misin?

Eylül : söylenecek bir söz bırakmadın ki bana...

Güney : bu ne demek oluyor? Kabul ediyor musun teklifimi?

Eylül : hayır Güney... ben bu evliliği yapmak zorundayım. Ama seni sevdim ben, ve eğer seninle evlenecek olsaydım bunu zorunluluktan değil, seni sevdiğim için yapmak isterdim. Özür dilerim ama seninle evlenemem...

Eylül bunu söyler söylemez, Güney'e söz hakkı bile tanımadan anında kapıyı kapamıştı...

Nikah Günü,

Tevfik ve Nazan diken üstündeydi, her an Serkan bir problem çıkartacak mı diye endişe içindeydiler...

Ama Serkan onları şaşırtmış, gayet ayık bir şekilde kahvaltıya gelmişti...

Serkan : sanırım bu son fakir kahvaltım... yarından itibaren soframda kuş sütü eksik olacaktır, değil mi annecim?

Nazan, Serkan'ı kızdıracak herhangi bir şey söylememek adına sustu, oğluna sadece gülümseyip kafasını sallamayla yetindi...

Tevfik : neşeli olduğunu görmek güzel, hele ki seni ayık görmek bizim için daha da büyük mutluluk

Serkan : eee akşam eğlence olmayacak mı? Orda illa ki içecek bir şeyler bulurum babalık, hakkımı oraya saklıyorum... iki tek atarız değil mi?

Tevfik tam bir şey diyecekti ki Nazan onun kolunu tuttu ve susmasını istediği her halinden belli oluyordu. Bunun üzerine Tevfik de oğluna cevap vermemeyi tercih etmişti...

Serkan : bugün oğlunuz evleniyor, ama düğün evi mi cenaze evi mi belli değil, konuşsanıza azıcık...

Kimse bir şey demeyince Serkan omuz silkip gülümseyerek kahvaltısını etti...

Eylül'ün evinde de bir telaş vardı, herkes bir hazırlık içindeydi...

Mesude : kızım... hala vazgeçebilirsin... eğer istemiyorsan sorun değil, hemen iptal edebiliriz, baban da bunu ister

Eylül : hayır anne... benim kararım kesin. Beni biliyorsun, ben bir karar verdiysem ondan kolay kolay vazgeçmem...

Mesude : tabii biliyorum ama...

Eylül : elbisem hazır mı?

Mesude : evet... istediğin gibi sade bir şey seçtik. Basından birkaç kişiyi de davet ettik, en azından bir an önce haberleri olur...

Eylül : tamam...

Mesude : hepsi bitecek Eylül... belki hemen değil ama bir gün bu acın dinecek... söz veriyorum sana

Eylül : ben de biliyorum annecim... acımın bir gün dineceğini biliyorum... öldüğünde zaten düşünecek bir şey kalmıyor, acı da çekmiyorsun artık, hakkında söylenenleri de duymuyorsun, biliyorum.... ben tüm bu acıların dineceği o günü iple çekiyorum

Mesude derinden bir acıyla ağzını tutmuştu...

Mesude : Eylül... ne olur ölümden bahsetme bir daha... sen daha çok gençsin annecim...

Eylül zorla gülümsedi... elbisesine bakıp iç geçirdi... gerçekten çok güzel bir elbiseydi...

Nikah başlamak üzereydi, Eylül ve Serkan odada çağrılmalarını bekliyordu...

Eylül : neden her şeye razı oldun? Nasıl?

Serkan : yazanlara inanmıyorum

Eylül : neden? Beni tanımıyorsun bile... gerçek olma ihtimali geçmiyor mu aklından? Neden kabul ettin?

Serkan : senin ne yaptığın beni ilgilendirmiyor.

Eylül : bunu nasıl söylersin? Evleniyorsun, bu çocuk oyuncağı değil, farkındasın değil mi?

Serkan : evet... ayığım, her şeyin de farkındayım.

Eylül sustu... zaten konuşulmuyordu bu adamla, sürekli lafı ağzına tıkıyordu...

Mesude onlara nikah memurunun geldiğini söylemişti, onlar da ayaklanıp nikah masasına geçip oturdular...

Güney, koşturarak geldiği salona girdiğinde Eylül'ü gördüğü an yanına gitti...

Güney : Eylül... hadi gidelim...

Eylül cevap vermeyince Güney onun kolundan tuttu...

Güney : hadi canım, ne olursun yapma, gel kaçalım, gidelim... kimsenin bizi bulamayacağı bir yere gideriz. Evlenicem seninle, söz veriyorum. Ama onunla evlenemezsin, buna izin veremem... hayatını mahvetmene izin veremem...

Eylül tam cevap verecekti ki Serkan belirmişti....

Serkan : o elini çek ve karımı rahat bırak.

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin