Serkan sustu... daha fazla bir şey söylemek istemiyordu, bugün için fazla bile ileri gitmişti. Ama bir an önce Eylül'ü kendinden iyice soğutmak istiyordu... bir an önce bu saçmalık son bulmalıydı...
Eylül : son birkaç zamandır senin biraz olsun düzeldiğini sanmıştım... daha iyi bir adam olduğunu, beni üzmemek için uğraştığını bile düşünmüştüm, ama çok yanılmışım... sen hala aynısın... hiç ama hiç değişmemişsin...
Serkan, Eylül'ün ağlayacağını düşündü ama yanıldı, Eylül sadece gözlerini dikip ona baktı... Serkan da bundan rahatsız olup ayaklandı... Eylül de arkasından bakakalıp kendi kendine söylenmeye başladı...
Eylül : al işte Eylül, sevdiğin adama bak... sana bu kadar şey söyleyen adamın peşinden koşacak kadar gurursuz musun? Hala devam edecek misin onu sevmeye?
Eylül kendinden nefret etti... onca insan varken neden o? Neden onu sevmişti ki? Yoksa bu bir aldanma mıydı? Her gün gördüğü tek erkek o olduğu için mi böyle hissetmişti?
Eylül : kendini kandırmaya devam et Eylül... baban sesinden bile farketti... of ne yapıcam ben?
Günler geçti...
Meral ve Mert'in düğünü yaklaşıyordu ki bu Eylül'ü mutlu eden bir olaydı... vaktinin çoğunu Meral'e yardım etmekle geçiriyor, kafasını dağıtıyordu... Serkanla günlerdir nerdeyse hiç konuşmuyordu, ama duygularında hiçbir değişiklik olmamıştı... hala seviyordu işte... gelinlik provasındayken Meral onun dalgınlığını farketmişti...
Meral : diyorum ki, beyaz olmasın, siyah yaptırayım... herkes tutturmuş gelinlik siyah olacak diye, sence de saçma değil mi?
Eylül : hı hı...
Meral : o zaman siyah olsun benim gelinliğim... çünkü en sevdiğim renk siyah. Zaten beyaz kilolu gösterir, siyah olsun ki zayıf göstersin, haksız mıyım?
Eylül : haklısın...
Meral : hey! Eylül! Bu ne hal kızım? Kendine gel
Eylül : ya Meral... af edersin... benim kafam çok dalgın, seni dinleyemedim
Meral : kızım siyah gelinlik alayım diyorum, sen de kafanı sallıyorsun... kendine gel ne olur... bak senin fikrin benim için çok önemli, üç model arasında kaldım, ne olur bana yardım et
Eylül: tamam...
Meral : ya tamam anlıyorum seni... Güney'le ayrıldığın için böyle olduğunu, düğünde olacağı için de gerildiğini biliyorum ama yapma kardeşim... biz küçüklükten beri bu günün hayalini kurmadık mı?
Eylül : evet... keşke ben de senin kadar şanslı olsaydım da sevdiğim adamla evlenip, düğünüm için böyle güzel bir gelinlik seçebilseydim
Meral : of Eylül... özür dilerim, öyle demek istemedim. Of batırdım... özür dilerim. Sen neden böyle oldun? Ben seni hiç iyi görmüyorum. Bana Güney'le ayrıldığını anlattığından beri hiç iyi değilsin, farkediyorum. Sen hiç böyle olmamıştın, yoksa Güney farklı mıydı?
Eylül : Güney mi? Şey evet... farklıydı...
Meral : o zaman konuşun yeniden, yani böyle bitmesin. O da seni seviyor, biliyorum...
Eylül : istemiyorum Meral, lütfen daha fazla konuşmayalım bu konuyu.... bak bence şu kuyruğu uzun olan gelinlik en güzeliydi... tam da prenseslere yakışır bir gelinlik o.
Meral : o tam senlik bence... küçükken de kendi gelinliğini böyle upuzun kuyruklu şekilde çizerdin...
Eylül : ben asla öyle bir gelinlik giyemeyeceğime göre... sen giyebilirsin, sana izin veriyorum...
Eylül gülümseyince Meral de güldü...
Meral : canısı biliyor musun, benim de en hoşuma giden o olmuştu... o zaman onu alalım...
Eylül : hem Mert de çok beğenicektir.. seni böyle görünce dili tutulacak çocuğun... bu arada sahi, o nerde?
Meral : babam erkekleri topladı, bir şeyler alıcaklarmış... zaten sonra gelip bizi burdan alıcak. Bu arada hazır burdayken sen de düğünüm için bir elbise alsana... baş nedimem çok güzel olmalı, en az benim kadar... hem burda çok güzel elbiseler var. Unutma, elbisen mor olucak, bütün nedimelerim mor elbise giyecek...
Eylül : unutur muyum? Ama şimdi bakmam şart mı? Sonra bakarım ben bir şeyler...
Meral bir elbise seçip Eylül'e uzattı ve onu zorla kabine itti... Elbise çok güzeldi, diz üstünde, tek omuzlu, üst kısmı dar, alt kısmı fırfırlıydı...
Eylül : Meral, bu elbise düğün için hiç uygun değil, uzun bir tuvalet falan seçsem?
Meral : olmaz... ben bunu çok beğendim. Hadi canısı giydiysen çık...
Eylül kabinden çıktı, elbise üstüne tam olmuştu ama o sevmemişti... Meral etraftakileri umursamadan mutlulukla ellerini çırpıp eserine bakarken Eylül onun arkasındaki dört çift gözü farketmişti...