Serkan uyandığında nefes nefeseydi, Eylül ise yanında huzurla uyuyordu. Serkan ona bakıp rahat bir nefes aldı, içinden aynı şeyi tekrarladı, rüyaydı, sadece rüyaydı...
Sonra uyumayı denemedi ama başaramadı, daha fazla dönüp durursa Eylül'ü de uyandırırdı bu yüzden kalkıp balkona çıktı. Bu rüyadan sonra fazlaca huzursuz olmuştu, bir an önce sabah olmasını, doktora gitmeyi istiyordu. Çünkü buna ihtiyacı vardı, her şeyin yolunda olduğunu duymaya ihtiyacı vardı...Eylül çok erkenden uyanmış, o uyandığında henüz gün yeni doğmak üzereydi, etraf tam olarak aydınlanmamıştı. Ama yatağın boş olması ve Serkan'ın yanında olmayışı onu endişelendirmişti... Evde her yerde onu aradı ama bir türlü bulamadı, telefonla aramak için odasına geri dönecekti ki Serkan'ın balkonda oturduğunu gördü, hemen kalın bir battaniye alıp yanına gitti...
Eylül: Serkan? Bu soğukta burada ne yapıyorsun? İçer girsene...
Serkan: uyku tutmadı, sen git yat, daha çok erken
Eylül: farkındayım ama sen de gel. Ne oldu? Neden uyku tutmadı? Yine bir kriz mi yoksa?
Serkan: hayır hayır... kötü bir rüya gördüm, hepsi bu. Endişelenecek bir şey değil yani. Sen uyu, ben yeniden uyuyabileceğimi sanmıyorum...
Eylül, hemen Serkan'ın yanına oturdu ve battaniyeyi ikisinin etrafında sararak iyice Serkan'a sokuldu...
Eylül: uykum kaçtı bir kere... ben de uyuyamam artık
Serkan : olsun.. yatağa git dinlen yine de...
Eylül : rüyanı anlatsana Serkan.. daha doğrusu kabusunu. Anlat ki rahatla...
Serkan: çok... çok korkunç...
Eylül: olsun... bana da anlat. İnan bana rahatlayacaksın canım...
Serkan: tekrar hatırlamak, sana anlatmak çok zor olucak...
Eylül : ama rahatlarsın...
Serkan : tamam, peki şey... seninle hastaneye gidiyorduk, bebeği görmeye ve kontrole, aynı yarın sabah daha doğrusu bu sabah yapacağımız gibi...
Eylül anlayışla kafasını salladı...
Serkan : doktora gittik ama bebek... bebek ölmüştü ve sen hiç üzülmemiştin. Hem de hiç! Düşünebiliyor musun? O kadar soğuktun ki, hiçbir tepki yoktu suratında...Ben bile üzülmüştüm ama sen umurunda değilmiş, hatta daha iyi olmuş gibi davranıp beni çileden çıkarıyordun. Sonra eve geldik ve sen içmeye başladın, hem de deli gibi içiyordun. Korkunçtu Eylül, korkunçtu... öyle kötü bir haldeydin ki neye üzüleceğimi şaşırmıştım.. bebeğimizi kaybettiğimize mi üzüleyim yoksa sana mı üzüleyim bilememiştim. Üstelik bundan sonra seni nasıl toplayabileceğimi de bilmiyordum, delirmiş gibiydin...
Eylül, Serkanın boynuna sarılıp defalarca öptü...
Eylül: iyi olucak... iyi olucaz Serkan...
Eylül, Serkan'ın bunu duymaya ihtiyacı olduğunu biliyordu bu yüzden defalarca tekrarladı bunu... En sonunda Serkan da rahatlayıp derin bir nefes alarak Eylül'e sımsıkı sarıldı...
Serkan : sabah erken gitsek bizi almazlar mı? Bence alırlar, erkenden gidelim...
Eylül : delirdin mi Serkan? Zaten randevumuz erken bir saatte, ilk biz varız.
Serkan : ama bir an önce iyi olduğundan emin olmak istiyorum...
Eylül : Tamam evhamlı babacık, şimdi sakin ol tamam mı? Birkaç saat daha yatabiliriz, hadi gel, yatağımıza geçelim, burası buz gibi...
Eylül ayağa kalkıp elini uzatınca Serkan da elini tutup Eylül'ün onu götürmesine izin verdi...
Serkan : uzun bir haftaydı...
Eylül : evet, hiç geçmeyecek gibiydi. Babam.. Erdem...
Serkan : o herifin adını ağzına alma... deliriyorum olanları düşündükçe
Eylül : tamam... biraz daha uyuyalım mı? Lütfen...
Serkan : tamam canım.. uyu haydi...
Serkan onu göğsüne çekip sıkı sıkı sararak kendini uykuya teslim etti... birkaç saat sonra tüm korkularından arınmasını diliyordu...
Serkan sabah zor uyanmıştı. O yataktan kalkana kadar Eylül çoktan hazırlanmıştı bile...
Serkan : sen ne zaman kalktın öyle?
Eylül : bir saat kadar oldu. Ama sen öyle güzel uyuyordun ki uyandırmak istemedim, zaten gece uykusuz kalmıştın...
Serkan : gidiyor muyuz? Saat kaç?
Eylül : sen hazırlanır hazırlanmaz gidiyoruz...
Hastaneye giderlerken ikisi de endişeliydi. Eylül kötü bir şey hissetmiyordu, ona göre hiçbir sorun çıkmayacaktı ama yine de Serkan'ın rüyasından ötürü biraz korkmuştu.. Çünkü bu bebek onun tek şansıydı. Belki de Meral'e sormalıydı, onun içine doğardı böyle şeyler. Serkan'ı bile bilmişti...
Hiçbir zaman anne olmayı istememişti ama Serkan'ın çocuğuna annelik yapmayı çok istiyordu, bu yüzden her şeyin yolunda gitmesini her şeyden çok istiyordu...