Güney : sen çekil, karışma... Eylül ile konuşuyorum ben, seni ilgilendirmez...
Eylül : Güney... ben evlendim...
Güney : ne?! Hayır, olamaz... yapmadın değil mi? Kahretsin, geç mi kaldım? Eylül ne olur evlenmediğini söyle...
Eylül : evlendim. Beş dakika önce nikahımız kıyıldı...
Serkan : duydun, aldın cevabını, şimdi uza...
Güney, birden Serkan'ın yakasına yapışmıştı...
Güney : sen sussana! Kimsin sen ha?! Kimsin?! Sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun?! Sen kim oluyorsun da bizim meselemize karışma hakkını kendinde buluyorsun?!
Serkan çabuk bir hamleyle Güney'den kurtuldu...
Serkan : ben artık onun kocasıyım... asıl senin burada işin ne?! Sen davetli bile değilken burada ne arıyorsun? Hangi hakla nikahımı basıyorsun?!
Güney : seninle evlenmesi hataydı... o beni seviyor, ben de onu...
Serkan : ama seninle değil benimle evlendi... şimdi elimden bir kaza çıkmadan git burdan
Güney : ne yapacaksın? Dövecek misin?!
Serkan : bekleyip cevabı almak mı istersin?
Eylül aralarına girmiş, elini Serkan'ın göğsüne koyarak olası bir kavgaya engel olmaya çalışmıştı...
Eylül : Serkan... sıkıntı çıkarma...
Serkan : tamam... yürü sen de hadi...
Serkan, Eylül'ün bileğinden yakalamış, onu kalabalığa doğru çekiştirmişti...
Eylül : ne yapıyorsun sen?!
Serkan : ne yapmışım?
Eylül : seninle evlenmem hiçbir anlam ifade etmiyor, farkındasın değil mi? Bu formalite icabı bir evlilik. O yüzden bana emirler yağdıramazsın, özel hayatıma da karışamazsın. O benim sevgilim...yani sevgilimdi...
Serkan : seninle özel hayatında yaşananlar yüzünden evlenmedik mi? Ben mi yanlış hatırlıyorum? Bu bana konuşma karışma hakkı veriyor. Unutma, bunu isteyen sendin, zorla oturmadın o masaya, kafana silah dayayıp kıymadılar bu nikahı...
Eylül'ün ağzı açık kalmıştı...
Eylül : iyi ama be-...
Serkan : ayrıca, senin attığın her adım artık beni de etkiler... o herifle görünmen sana ne kazandıracak? Dedikoduların artmasını mı istiyorsun? Evlendi ama şimdi de başka adamlarla görüşüyor diye haber olmak mı istiyorsun?!
Eylül : hayır ama...
Serkan : o zaman düşünmeden davranmaktan vazgeç... of çok işimiz var seninle, çok...
Eylül : evlenmeseydin o zaman!
Serkan : evlenmek benim de birinci dileğim değildi zaten... ben de senin gibi mecbur kaldım. Eee nerde kaldı bu kokteyller?
Birkaç saniye sonra, Eylül'ün gözüne iki kişi takılmıştı...
Eylül : hayır... buraya geliyorlar, bizimle konuşacaklar... ne olur konuşup her şeyi berbat etme tamam mı?
Serkan bir şey diyemeden, tanımadıkları iki kişi onlara doğru gelmiş, biri hemen kamerayı açmıştı...
Kadın : öncelikle tebrikler Eylül hanım... biz birkaç soru sormak istiyorduk...
Eylül teşekkür edip kafasını sallamıştı...
Kadın : sizin de tahmin edebileceğiniz gibi, önceden hakkınızda çıkan haberlerden sonra bu acil nikah kafalarda bir soru işareti yarattı... daha önce Serkan bey ile birlikte olduğunuz duyulmamıştı, ama birden evlilik haberleriniz alındı, peki bunun hakkında neler söyleyeceksiniz?
Eylül : hepsinin yalan olduğunu kaç defa söyleyeceğim?! Millet beni kötü kadın olarak anıp hakkımda ileri geri konuştu, şimdi düzgün bir hayata geçiş yapıyorum, evlendim, aile kurmaya uğraşıyorum. Benden daha ne istiyorsunuz siz?!
Kadın : ben çevredekilerden aldığım duyumlara göre soru soruyorum, lütfen kişisel algılamayın... şimdi de hamile olduğunuz söyleniyor... bu yüzden böyle apar topar evleniyormuşsunuz, doğru mu?
Eylül donup kaldı...
Eylül : ne?!
Eylül'ün gözleri dolmaya başlamıştı, Serkan onun konuşamayacağını anlamış, kendi araya girmişti...
Serkan : hepimiz doğum kontrolün farkındayız değil mi? Günümüzde bunu bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Evlendiysek aile kurmak için evlendik, çocuk mu, belki ileride düşünürüz. Hem bu ne biçim bir soru böyle?! Size ne?! Keşke anne babalarınız da bu doğum kontrol yöntemlerinden haberdar olsaymış, en azından birkaç hadsizden kurtulmuş olurduk...
Eylül : Serkan... sus ne olur...
Kadın : siz ne diyorsunuz?! Nasıl söylersiniz bunları?
Serkan : lütfen üzerinize alınmayın, kişisel algılamayın... ben öyle ortaya söylüyorum, siz de duyum aldığınız o çevredekilere bunları harfiyen iletirsiniz... teşekkürler...
Serkan, Eylül'ü çekiştirip onlardan uzaklaştırmıştı...
Eylül : hiç bitmeyecek değil mi? Evlenince de bitmedi işte, daha nikahımda başladı konuşmalar...
Serkan : bitecek... konuşup konuşup susup susacaklar... hamile olmadığın birkaç aya belli olacak. Sonra hepsi unutulacak... takma bu kadar kafaya...