Serkan: benim başıma bir şey gelmez Eylül... ben bir şey yapmadım ki... yapanın kim olduğunu biliyorum üstelik... baban da biliyor. Bana inanmamıştı ama bu geceden sonra o da gerçeği biliyor olmalı...
Eylül güldü... Serkan şaşkınlıkla ona baktı. Bu gülüş hayra alamet olamazdı, ya da olabilir miydi? Onun delirdiğini düşündü bir an...
Serkan: ne oldu?
Eylül: babama ettiğim bedduanın bu kadar çabuk tutmasına şaşırdım...
Serkan: beddua mı? Beni kaybettin Eylül, ne olduğunu açıklayacak mısın? Beynim bu saatte seninki kadar hızlı çalışmıyor...
Eylül: yılbaşı gecesi, yemekten kalkıp gitmeden hemen önce babama ne demiştim hatırlıyor musun?
Flashback
Eylül, Serkan'ın elini tutup masadan kalkarken babasıyla son kez konuşmuştu...
Eylül : Serkan'a yalvaracağın günler de gelir baba... o zaman biz de aynı böyle senin oturduğun gibi oturup izlicez..
Flashback sonu
Eylül: ... dediğim çıktı, babam seni oraya sana yalvarmak için çağırıyor Serkan... gerçekleri ortaya çıkarmanı, onu aklamanı istiyor
Serkan: evet, bunu görebiliyorum. İstediği büyük bir şey değil... yalan değil, bunu onun yapmadığını biliyorum
Eylül: ve sen de yardım edeceksin öyle mi? Sana yaptıklarına, tüm o söylediklerine rağmen...
Serkan: sadece yapabilirim diyorum ama yapmak istemiyorum. Hiç istemiyorum. Ama o senin baban, seni üzecek bir şey yapamam.
Eylül: beni üzmezsin inan bana...
Serkan gülümsedi...
Serkan: şimdi kızgın olduğunu biliyorum ama günün birinde bu seni üzer...
Eylül: hayır
Serkan onu dinlemeden kollarına aldı...
Serkan: şimdi uyu... yarın uzun bir gün olucak, bunu yarın düşünürüz, olur mu?
Eylül bunu mantıklı bulmuştu, şu an tek istediği uyumaktı. Ama yarın olsun istemiyordu, yarın istemediği şeylerle karşılaşacaktı, annesiyle konuşacak, babasıyla yüzleşecekti...
Sabah kahvaltıdan sonra karakola gitmişlerdi. Mesude perişan bir şekilde oturmuş, bir kapıya bakıyordu. Eylül yanına gelip annesine sarıldı...
Mesude : geldin... geleceğini biliyordum. Sen kötü bir insan değilsin, aileni seviyorsun. Baban biraz kötü davrandı ama her ailede zaman zaman kavga olur değil mi?
Eylül: durum ne?
Mesude: avukat içerde, durumu değerlendiriyorlar ama uzun süredir çıkmadı. Endişeleniyorum kızım, bu sefer durum baya ciddi sanırım...
Mesude'nin gözlerini diktiği kapı sonunda açılmıştı. İçerden elinde kocaman bir dosya çantası taşıyan bir adam çıkmıştı. Gözleri Eylül'le buluştu...
Eylül: Erdem? Sen mi? Anne, yoksa babamın avukatı Erdem mi?
Mesude : evet...
Eylül: Hala babamla çalıştığını bilmiyordum.
Mesude : çalışmıyordu zaten, ama dün gece o saatte gelebilen bir o vardı.
Erdem ortamı yumuşatmak için güldü...
Erdem : nöbetçi avukatınız...
Eylül onu umursamadı...
Mesude : durum ne? Ahmet ne zaman çıkıcak?
Erdem : henüz değil. Davası görülecek, o zamana kadar burada kalıcak...
Eylül: dava mı? O kadar ciddi mi yani durum?
Erdem : evet, öyle görünüyor. Baban benden Serkan diye birini bulmamı istedi. Sanırım o, babana yardımcı olabilecek bir şeyler biliyormuş. Şu an için tek şansımız o
Mesude : ne yani? Hapse mi girecek?
Erdem : hemen kötüyü düşünmeyelim... nerde bulurum Serkan'ı? Kim o?
Serkan : benim.. ama ben yardımcı olamam
Erdem : bence bir şeyler biliyorsunuz... yoksa bunu siz mi yaptınız? Ahmet beyin üstüne mi attınız?
Serkan : ve bunu yapmış olsam, daha ilk defa gördüğüm herife bunu anlatıcam öyle mi? Ulan bunu sana neden söyleyeyim ki? Salak mıyım ben?
Eylül: Serkan bir şey bilmiyor. Babam onu sebepsiz bir şekilde sevmiyor, suçu ona atmaya kalkarsa bile şaşırmam...
Erdem : ama biliyorsun ki aileler hep haklıdır, belki de onu sevmemesinin senin bilmediğin haklı bir sebebi vardır
Serkan: öfke problemim olduğu doğru... üstünde çalışıyorum ama patlamama az kaldı, sonra uyarmadı deme. Kaşınma avukat...
Eylül: bence sus Erdem... herkesin sinirleri çok gergin şu anda.
Erdem : ben bunu bulurum ama... neyse... daha kaybettiğim bir dava olmadı benim.
Eylül: benimki hariç...
Erdem : yoo hayır, o dava benim en büyük zaferimdi. Kazandık unuttun mu?
Eylül: evet, unutmak ne mümkün? Bu yüzden o adam dışarıda ya zaten... o yüzden hala gelip beni rahatsız edebilecek kadar rahat...
Erdem : yapabileceğim bu kadardı Eylül... biliyorsun
Eylül yüzünü başka yöne çevirdi... onunla konuşmak istemiyordu... buna rağmen Erdem yüzsüz bir şekilde ona bakmaya devam ediyordu...