37.Bölüm - Hikaye

373 33 20
                                    

Serkan gözlerini kapatmış uzanırken Eylül elinde tepsiyle odaya girdi... Serkan tepsiyi alıp bir şeyler yemeye başladı...

Serkan : omlet yapmamışsın...

Eylül : emir vermemeyi öğrenmen gerekicek... tatlı dile, güler yüze bir omlet esirgeyecek değilim..

Serkan : yani illa yalvar diyorsun... sanki kendin çok güler yüzlüsün de benden de aynısını bekliyorsun...

Eylül : yalvarmakla rica etmek arasındaki farkı bilmiyorsan yapabileceğim bir şey yok... bunca yıl öğrenemediysen, bundan sonra da çok zor. Ayrıca ben gayet güler yüzlüyümdür... aslında gülmeyi çok severim, yüzümü güldürmeyenler utansın...

Serkan sırıttı...

Serkan : belli belli... seni sevgilin bile güldüremedi, ben mi güldürücem?

Eylül suratını astı iyice.. Güney... yine onu hatırlamıştı.. hemen konuyu değiştirdi ve yeniden Serkan'a sorular yöneltmeye başladı...

Eylül : bir haftadır nerdeydin? Hastanede sadece 2 gün kaldığını söylediler, diğer günler naapıyordun?

Serkan : biraz orda biraz burda... yani anlayacağın, günümü gün ediyordum...

Eylül soran gözlerle baktı...

Serkan : hiç bir şey yapmadım, sadece içtim sızdım... Aaa, mesela yeni insanlarla takıldım, yeni arkadaşlıklar edindim... hani diyordun ya hiç arkadaşın yok diye, artık yeni arkadaşlarım var, sevinebilirsin... var ya, seninle köprünün altında gördüğümüz arkadaşların hepsi çok iyi insanlarmış meğer, fazla önyargılı davranmışız...

Eylül : pardon da hangi parayla içtin? Paran mı vardı sanki? Onlar seni nasıl aralarına aldılar ki?

Serkan : Eylül, her şeyin bir karşılığı vardır... içkinin de öyle... ve eğer para ödemezsen, verecek değerli bir eşyan da yoksa bunun karşılığını başka şekilde alırlar...

Eylül : yani?

Serkan : alt tarafı biraz dayak, hepsi bu... fazla büyütülecek bir şey değil...

Eylül alayla güldü...

Eylül : alt tarafı mı? Sen delisin... boşu boşuna kendini dövdürdün yani...yani, alt tarafı 1-2 damla içki için...

Serkan : alt tarafı birkaç damla içki demek... sen bunun benim için ne demek olduğunu bilmediğin için anlayamazsın... dur, hep sen sordun, şimdi soru sorma sırası bende...

Eylül soran gözlerle baktı...

Serkan : hazırsan o zaman sana bir soru... madem benim iyi biri olduğuma inanmıyorsun, madem sana kötü davrandığımı düşünüyorsun, o zaman neden hala benimle ilgileniyorsun?

Eylül : insanlık görevim... şimdi sen hastasın, kim olsa aynı şeyi yapardı.

Eylül tam odadan çıkacaktı ki Serkan konuştu...

Serkan : peki benim bir katil olduğumu bilsen de aynı şeyi düşünür müydün?

Eylül dondu kaldı... demek doğruydu... yine de bu düşünce onu karşısındaki adamdan zerre soğutmamıştı...

Eylül : ne? Katil mi?

Serkan : katillerin ellerini kollarını dışarıda gezdiğini söylemiştim... onlardan biri de benim işte...

Eylül : sen... nasıl?

Serkan : en yakın arkadaşımın katiliyim ben...

Eylül: ben buna inanamıyorum. Evet sinirlisin, kabasın, aksi ve inatçısın...

Serkan : sağol ya...

Eylül ona aldırmadan devam etti...

Eylül : ama senin birini öldürebileceğine inanmıyorum... insanlara karşı davranışların kötü ama bu seni kötü bir insan yapmaz...

Serkan : yaptım diyorum... öldürdüm onu. Etrafta kimse yoktu, bir görgü tanığı yoktu. Otopsiden de doğru düzgün bir şey çıkmadı, delil yetersizliği dediler, ama ailesi bu işin peşini bırakmadı tabii ki, sonra kefaletle hooop, dışarıdayım...

Eylül'ün tüyleri diken diken oldu...

Eylül : n-nasıl yaptın? Bunu nasıl yapabildin? Nasıl bu kadar soğukkanlılıkla anlatabiliyorsun? İnanılır gibi değil

Serkan : zordu... ama yaptım. Şimdi benim hakkımdaki düşüncelerin değişti mi?

Eylül : hayır... iki gündür hakkında ne düşünüyorsam hala aynı şeyi düşünüyorum... çünkü ben bunu zaten biliyordum

Serkan : nasıl? Kim söyledi sana? Annem mi?

Eylül : hayır.. Cemre söyledi...

Serkan : Cemre mi? Ne alaka? Sen onu nerden tanıyorsun ki?

Eylül : nerden tanıdığım önemli değil... önemli olan söyledikleri, ki onlar da senin anlattığının tersi değil... kendi ağzınla da onayladığına göre artık eminim ki sen meğer çok kötü bir insanmışsın... sadece davranışların kötü sanmıştım ama karakterin de kötüymüş

Serkan : yani onun anlattıklarına rağmen, bir katil olduğumu bile bile beni yeniden evine aldın ve bana yardım ettin... neden? Hiç mi korkmadın?

Eylül : inan bunu bilmek istemezsin.. zaten ben de söylemek istemem, çünkü mutsuzluğumla seni daha fazla mutlu etmeye niyetim yok...

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin