127.Bölüm - Kabus

278 28 35
                                    

Muayene anı gelmişti. Eylül heyecanlı, Serkan ise gergindi. Belki de bu rüyayı görmemiş olsaydı Serkan asla gerilmezdi. Zaten onu böyle tedirgin edenin ne olduğunu da anlamamıştı. Bebeğe bir şey olması korkusu mu yoksa Eylül'ün bunu öğrendikten sonra geldiği hal miydi onu böyle tedirgin eden? Belki de ikisi birdendi...

Doktor : ilk muayenedeki kararınız geçerli değil sanırım.... yani sanırım artık kürtaj düşünmüyorsunuz. Babamız da gelmiş zaten...

Eylül: hayır... bu bebeği doğurmak istiyorum

Doktor : bence en doğru kararı verdiniz...

Serkan : peki nasıl? Her şey yolunda mı?

Doktor : evet... hiçbir sorun yok.

Serkan rahatla bir nefes aldı... rüyası gerçek olacak diye öyle korkmuştu ki...

Hastaneden çıkarlarken ikisinin de yüzü gülüyordu...

Eylül : çok garip... seni hastaneye bile getirebileceğimi düşünmezdim Serkan... ama sen geldin, üstelik bir an önce gelmek isteyen sendin. Bir de çıkarken gülümseyip duruyorsun...

Serkan: her şey yolundaymış, doktoru duymadın mı? Ne yani, sevinmeyeyim mi buna?

Eylül: sevin tabii de... yani senden beklemezdim...

Serkan bir şey söylemedi, sadece gülümsemeye devam etti...

Serkan : bugün yapmak istediğin bir şey var mı? Dolaşmak ister misin?

Eylül: olabilir... nereye gidicez peki?

Serkan: bilmiyorum... senin aklında bir yer var mı?

Eylül: aslında var... senin mahallene gidebilir miyiz?

Serkan bir anda durup Eylül'e çatık kaşlarla bakarken Eylül yine her şeyin başa döndüğünü düşünmeye başladı. Serkan'ın ailesiyle barışmasını, hayatına devam etmesini istiyordu ama bu pek mümkün görünmüyordu...

Serkan: o neden? Ne yapıcaz orada?

Eylül: düşündüm ki ailene açıklarız... yani bebeği

Serkan : gerekmez... onlar daha kendi çocuklarına sahip çıkamıyor, benim çocuğuma mı sahip çıkacak?

Eylül: Serkan, neden onlara bir şans vermiyorsun? Zamanında kötü şeyler yaşamışsın tamam, ama izin ver, onları hayatına almaya çalış. Belki de bu bebek bunun için bir şanstır, ne dersin?

Serkan: Eylül, anlamıyorsun... sana anlattıklarımdan sonra neden hala üsteliyorsun ki?

Eylül başını öne eğip sustu...

Serkan : söyle, neden?

Eylül: kendi anne babasına böyle öfkeli olan bir insan nasıl yeni ailesiyle mutlu huzurlu geçinebilir ki? Onları affetmen bence en doğrusu... affet gitsin. Sonra herkes kendi yoluna baksın ama onlara öfkeli olma artık, ne olur.

Serkan durdu, biraz düşünceli gibi bir hali vardı...

Serkan: sen benim ailemle ilişkime bakacağına önce kendi ablanla ilişkine bak. Baban da boktan bir insan zaten... annen... annen desen o da babanı pek aratmaz, en son avukat seçiminden sonra onun da niyeti gayet belli oldu...

Eylül'ün ağzı şokla açılıp kapandı. Ne söyleyeceğini bilememişti... Serkan'ın haklılık payı yok değildi ama böylece dan diye söylemiş olması... Bunu böylece yüzüne vurması... uzun zamandır böyle ters davranmamıştı ona. Ama ne zaman ailesinden konu açsa Serkan hep böyle yapmıyor muydu zaten?

Eylül: hep böyle yapıyorsun. Ne zaman ailenden bahsetsem bana böyle davranıyorsun!

Serkan: o zaman bana onlardan bahsedip durma. Zorlama! Onlarla hiçbir zaman gerçek bir aile gibi olmayacağız. Seninle onlardan kurtulmak için evlendiğimi biliyorsun zaten

Eylül'ün ağzı şaşkınlıkla açıp kapanırken Serkan'a olan siniri gözlerinden okunuyordu...

Eylül: doğru... haklısın, bunu daha önce de söylemiştin. Unutmuşum.... ama hatırlayamamam gayet normal, çünkü ben de o zamanlar bir alkol bağımlısıyla uğraşmaktan tamamen bezmiş durumdaydım...

İkisi de birbirine yüklenmeye başlamıştı... şimdi de Serkan iyice sinirlenmişti...

Serkan: vay! Demek şimdi böyle oldu Eylül hanım... ama ben biliyordum. Biliyordum işte! Bir gün senin de bana bunları söyleyeceğini biliyordum! Bu zamana kadar bana çok iyi davranıyordun zaten, bunun altından bir şey çıkacağını, bunların gerçek düşüncelerin olmadığını gayet iyi biliyordum. Bak işte, şimdi gerçek yüzün ortaya çıktı. Sen de bana bunları söylüyorsun... diğer herkesle aynı düşünüyorsun ama yüzüme yalan söylüyordun! Çok iyiymişim gibi, iğrenç bir insan değilmişim gibi...

Eylül: öyle değil...

Serkan: Oysa ben bir gün olsun hakkında kötü bir şey düşünmedim... bir gün olsun, aklımdan böyle bir şey geçmedi, daha seni tanımıyorken bile... her zaman benim için her zaman fazla iyi olduğunu düşünüyordum... ama belki de değildir... belki de tencere yuvarlanıp kapağını bulmuştur...

Eylül: ne?!

Serkan: tamam sen alkolik falan değilsin ama senin de her adımda bir eski sevgilin çıkıyor.. hepsi de rezil insanlar, değil mi? Belki de beni bu yüzden sevdin. Çünkü ben de rezil biri değil miydim? Alkoliğin tekiydim!

Biraz durdu Serkan, ama sonra konuşmaya devam etti... sanki bir aydınlanma yaşıyordu adeta...

Serkan : Şimdi anlıyorum... sen sadece kötü adamları seviyorsun, ama benim tek farkım bunca zaman sana tekmeyi basmamam oldu değil mi?

Depodaki bölümleri okuyunca ağzım açık kaldı benim de... neden böyle bir şey yazmıştım, ne düşünüyordum da bunları yazdım hiç hatırlamıyorum. 😭😭
Silmeye de kıyamadım, o yüzden ben de silmeden devam ettiricem. Ama nasıl olacak ben de bilmiyorum 🤷‍♀️

Sonraki bölümde görüşürüz ✌🏻 😊

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin