Eylül, arkadaşları gittikten sonra yatağına yatması için Kaan'a yardım etmiş, kendisi de yanına uzanmıştı...
Kaan : beni seviyorsun değil mi?
Eylül şaşırmıştı...
Eylül: bu da nereden çıktı? Şüphe mi ediyorsun yoksa? Tabii ki seviyorum. Sevdiğimi biliyorsun...
Kaan : biliyorum... sadece senden de duymak istedim...
Eylül gülümsedi ve uyumak üzereyken Kaan'ı göğsüne yaslamış, saçlarını okşayarak hem onu hem de kendini rahatlamaya çalışmıştı. Bir süre sonra kendisi de uykuya dalmıştı...
Serkan bütün gece boyunca Deniz ile konuştuklarını düşünmüştü. Kaçmak bir çözüm değildi, Eylül'den kaçamazdı, bunu yapabilmesi için işten ayrılması gerekirdi ve bunu asla istemiyordu çünkü kendisini toparlamasında en büyük etken bu iş olmuştu... ama işte kalmaya devam ettikçe de Eylül ile sürekli karşılaşacaklardı... Deniz'in önerisi de tam da bunun üzerine gitmek idi... konuş demişti, arkadaşça sohbet et, onun arkadaşı ol... aşık olduğu kadının arkadaşı olmak?
Deniz : ...e o zaman sen de kaçma Serkan. Neden kaçıyorsun ki? Hem nereye kadar kaçabilirsin? Ne yapacaksın? İşten mi ayrılacaksın?
Serkan: ama bu çok yanlış. O şimdi gayet mutlu, zaten bunun için bıraktım onu, mutlu olsun diye. Şimdi neden tekrar hayatına gireyim ki? Hayatında olmamam en doğrusu.
Deniz : ama o zamanki Serkan ile bu Serkan bambaşka iki insan. Sen bu sefer tamamen farklı bir insan olarak onun hayatında olacaksın.
Serkan: iyi tamam ama o şuan bir başkasıyla beraber ve onunla mutlu. Sevgilisi var, anlıyor musun?
Deniz : o yüzden arkadaşça diyorum ya zaten... İki düşman gibi değil de arkadaş olarak kalmayı başarabilirsiniz... benimle ilk tanıştığın günkü Serkan ile şuan karşımdaki Serkan arasındaki fark ortada ama onu da affetmediğin sürece eski sana dönmen an meselesi Serkan. Çünkü senin ailenden sonra en büyük hesabın onunla...
Serkan: bu doğru değil... yani benim onunla bir hesabım falan yok ki. Ona küs değilim ki affedeyim...
Deniz : var... bak, şöyle düşün, bana ilk geldiğin gün karşımda hayata ve herkese öfkeli bir Serkan vardı. Buna "kötü Serkan" diyelim... İçinde iyi ve sevgi dolu bir adam, buna da "iyi Serkan" diyelim, olduğunu anlamıştım, onu çıkartabilmek zaman aldı ama oldu. Çevrendekileri affettin, kendi çabanla bir iş buldun, kendini işine adadın, bakımına özen gösterdin, yeni hobiler edindin... Serkan'ın yelkene ilgisi olabileceğini düşünebilir miydin eskiden olsa?
Serkan kafasını iki yana sallamıştı...
Deniz : işte böyle böyle, yavaş yavaş o düzgün adam senin içinden çıktı ama yine de bir sürü ipliklerle birbirinize bağlı ve çok yakın duruyordunuz. İyi Serkan ve kötü Serkan... öfkeli olduğun ve affettiğin her insan sayesinde o ipler birer birer koptu, iyi ve kötü Serkan birbirinden git gide uzaklaştı. Ama Eylül... o içinde ailenden sonraki en büyük hesabın ve eski sana kocaman bir halat ile bağlı olduğunu düşün. Eylül ile hesabını bitirmeden o kötü adam olabilmen an meselesi, halatı çekersin ve o iki adam birleşir. Ama o halatı kesip kötü Serkan'ı sonsuza dek ardına bırakman mümkün... bunun için Eylül'den kaçman değil, aksine üstüne gitmen gerekiyor.
Serkan: peki nasıl olacak bu? Çıkart beni bu durumdan Deniz, çekilecek çile değil bu. Benim için bile çok ağır... bu ceza bana bile ağır...
Deniz : Konuş onunla, arkadaşı ol. Günlük konuşmalar yapın, havadan sudan, işten konuşun nasıl olsa ortak bir konunuz bu...
Serkan: arkadaşı olmak... bu kadar seviyorken, böylesi aşıkken nasıl arkadaşı olabilirim ki? Yani arkadaşı olduktan sonra bana sevgilisini falan anlatmaya kalkarsa yeniden o kötü adam olmam içten bile değil...
Deniz : bırakan sendin Serkan, bu kadar seviyorken, böylesi aşıkken nasıl bıraktın? Onu terkederken bunun olması beklemiyor muydun? Olası değil miydi?
Serkan: evet ama...
Deniz : katlanacaksın... zor olacak ama bu senin son sınavın. Sen aileni bile affettin, yoluna baktın, bunu da yapabilirsin... Ama Eylül'ün arkadaşı olabildiğin noktada o kötü Serkan'ı tamamen arkanda bırakacaksın, sancılı olacak biliyorum ama dayanmak zorundasın... ayrıca onu yeniden kazanmış olacaksın, öyle ya da böyle. Değmez mi?
Serkan: değer... kendimi geçtim, ben çekerim ama ya yeniden hayatında olmam ona yine acı verirse? Ya yine mutsuz olursa? Ya ona eskileri hatırlatırsam?
Deniz : ama yeni senle o anları unutturmak senin elinde... temiz bir sayfa aç, yeni bir başlangıç yap.
Serkan: arkadaş...
Deniz : arkadaş...
Serkan : benim hiç aklıma yatmadı bu... evet onunla yeniden konuşmak çok güzel olur, havadan sudan bile olsa... en saçma şeylerden bahsetse bile onun sesini bile duymak yeter ama hayatında bir başkası varken buna kalkışmak hiç ama hiç doğru gelmiyor...
Deniz : ama arkadaşça olacak ilişkiniz, bunun ne zararı var ki?
Serkan: yaklaşımım arkadaşça olabilir ama niyetim başka olacak. Kalbim başka şeyler hissediyor olacak...
Deniz : ama o bunu hiç bir zaman bilmeyecek....
"Hay ben böyle işin" demek istedi ama sustu... o her saniye küfürler savuran Serkan'ı sonsuza dek arkasında bırakmak istiyordu ve bunun için ne yapması gerekiyorsa yapmaya hazırdı...
Biraz daha acı, göze almaya değmez miydi?
Değeceğini çok iyi biliyordu...