Serkan çekinerek havuzun kenarına gelmişti... neden kabul ettim diye geçirdi içinden... Eylül... hepsinin sorumlusu oydu.. şu an hiçbir şey içemiyorsa hep onun yüzündendi... az sonra boğulup rezil olacağını saymıyordu bile.. bu yaşına kadar yüzmeyi öğretmedikleri için anne babasına küfürler yağdırdı içinden... bunu dışından da söylemeyi çok isterdi ama sustu. Zaten, Eylül'ün onu neden sevdiğini bir türlü anlayamamıştı, kendini ondan iyice soğutmak istemiyordu. Evet Eylül daha kötü zamanlarına da şahit olmuştu ama bu riske değmezdi...
Eylül korkusuzca havuzun kenarına kadar gelip, daha önce defalarca yaptığını düşündüğü bir hareketle suya atladı. Uzun süre sudan çıkmamıştı, havuzun diğer ucundan çıkıp Serkan'a gülümsemişti...
Eylül : haydi sen de gir... suyun boyunu aşacağını sanmam. Yine de güvenmiyorsan tutunabilirsin...
Serkan içinden küfürler ede ede yavaş yavaş suya girdi, parmaklarıyla zemini aradı ama yetişmiyordu, hemen kenarlara tutundu...
Eylül : serinledin değil mi?
Serkan : yetişmiyorum... çok derin..
Eylül : sorun değil... aslında tek yapman gereken ayaklarını çırpmak. Gerisi kendiliğinden oluyor. İstersen bi dene...
Serkan becerememiş, yeniden kenarlara tutunmaya çalışmıştı...
Serkan : içinden değil, yüzüme gülsene... rahat ol, bunca yıldır bi yüzmeyi öğrenememiş diye dalga geç benimle
Eylül : seninle bunun için dalga geçmem... ama bu kadar korkak olma... zor değil, gerçekten... sadece bunu hiç istemediğin için yapamıyorsun. Kendini versen, gerçekten istesen, burda boğulman imkansız.
Serkan : sana söylemesi kolay tabii
Eylül : ama böyle kenarda durdukça olmaz.. hemen pes edip tutunuyorsun. Ordan biraz uzaklaş...
Serkan : gerek yok
Eylül : ben seni tutarım, asla boğulmana izin vermem... hadi Serkan, bana güven. Gerçekten başka türlü olmaz
Serkan kafasını salladı ve kendini duvardan ittirerek biraz uzaklaştı. Eylül yanıbaşındaydı, az ilerisi de havuzun kenarıydı. Kenara kadar yüzebilirdi herhalde, bu kadarını yapabilirdi... Eylül'ün dediğini yapmaya çalıştı, hızlı hızlı ileri geri hareket ettirdi ayaklarını... beceremediğini düşünüp bir anda Eylül'ün kolunu tuttu...
Eylül : tamam canım sorun değil, bana tutun... hatta bana tutunarak şu diğer kenara kadar gitmeye ne dersin?
Serkan : oha! Orası çok uzak. Nasıl gideyim ben oraya? Sanki günlerdir yüzüyorum...
Eylül : Serkan, bana tutun, bir yandan da ayaklarını çırp. Bence bu sefer olucak...
Serkan, iki eliyle de Eylül'ün ellerini tutup söylediğini yapmaya çalıştı... ve ilerliyordu...
Eylül : işte! İşte oluyor!
Serkan, yavaş yavaş yüzmeye başlamıştı ama yine de Eylül'ün elini bırakmaya cesaret edemiyordu henüz. Yüze yüze havuzun karşı kenarına kadar gelmişlerdi, Eylül, sırtının havuz kenarıyla buluşmasından bunu anlamıştı... Serkan ise hemen Eylül'ün arkasındaki kenara iki eliyle tutunmuştu. Eylül yutkundu... kaçacak yeri yoktu, Serkanla duvar arasında sıkışıp kalmıştı...
Serkan : demek beni yüzmeye zorladın... bunu sana fena ödetirim...
Eylül : ne yaparsın?
Serkan : biraz düşünmem lazım. Beni böyle rezil etmenin bir sonucu olması lazım, yanılıyor muyum?
Eylül : ben sana yüzmeyi öğrettim... asıl bir şeyler borçlu olması gereken sensin...
Serkan : yoo, hiç sanmıyorum
Serkan uzun uzun baktı Eylül'e...
Serkan : gözlerin... çok güzel
Eylül : teşekkür ederim... seninkiler de fena değil...
Serkan : o kadar mı? Sadece fena değil...
Eylül : eh... fena değil, öyle ahım şahım güzelliği yok, sıradan...
Eylül, Meral'in Serkan taklidini hala hatırlıyordu... Meral kalın bir sesle Serkan'ın Eylül hakkında söylediklerini taklid ederken Eylül gülmekten yerlere yatmıştı... şimdi de zamanında Serkan'ın kendisi için kulladığı kelimeleri birbir kendisine iade ediyordu... Eylül sinsice sırıtırken Serkan da güldü...
Serkan : benim cümlelerimi bana kullanmak ha? Kim söyledi sana, Meral mi?
Eylül : tabii ki o söyledi, kim söyleyecekti başka? Meral benden hiçbir şey saklamaz
Serkan : iyi halt etmiş...
Eylül : iyi yaptı tabii... ben de öğrendim hakkımda ne düşündüğünü..
Serkan : şu an aynılarını düşünmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim... sen sıradandan çok uzaksın...
Serkan'ın uzun bakışları Eylül'e bir mesaj verir gibiydi, Eylül hemen kendini yukarı çekerek havuzdan çıktı. Hala havuzda olan ve tek başına kalan Serkansa küfürler savuruyordu. Onun haline gülen Eylül ise ona acıyıp çıkması için elini uzattı...
Biliyorum bölüm gecikti ama bugün çok yoğunum ve ufak bir işlemden sonra parmaklarımdan üçü zonklamak ve yanmakla meşgul 🙊😞
Bu yüzden bir süre bölüm yazma işi aksayacak gibi duruyor. Ağrım geçince ve işlerim hafiflediğinde biriken bölümlerimi okumaya devam edicem, söz veriyorum. Sakın bir yere gittiğimi sanmayın yazarlarım 🙊🧡