Serkan şaşkınlıkla bir Kaan'a bir Eylül'e bakarken Eylül kahkaha attı...
Serkan: dalga mı geçtin benimle? Hani, nerede sevgilin?
Eylül: hayır... bugün şaşkına uğrayan tek ben olmadığım için memnunum, oysa günlerdir beni üst üste şaşırtan sen oldun...
Serkan: bir dakika... ben gerçekten anlamıyorum...
Eylül: Kaan'ın koruyucu annesiyim ben. Evli olmadığım için evlat edinemiyormuşum sadece koruyucu aile olma şansım varmış, ben de oldum...
Serkan: yani o Kaan bu Kaan mıydı? Sevgilin değil miydi?
Eylül: Serkan, sana günlerce anlatmaya çalıştım, ne zaman söylemeye çalışsam ağzıma tıktın. Sevgilim yok, Kaan da benim sevgilim değil diyemedim bir türlü...
Serkan birden kocaman sırıtmış, kendine gülmüştü...
Eylül: seni er ya da geç tanıştırmayı planlıyordum zaten, ama sen sürekli sevgilin sevgilin diyip lafı hep ağzıma tıkayınca ben de biraz sevgilim olduğunu düşünmeni istemiş olabilirim...
Serkan: sevdiğin biri yok yani?
Eylül: var ya işte, Kaan'ı çok seviyorum ben...
Eylül, yanındaki Kaan'ın yanağına öpücük bırakmış, saçlarını karıştırmıştı...
Serkan: öyle demediğimi biliyorsun...
Eylül, bir şey diyecekken ailesinin onları izlediğini fark edince sustu...
Eylül: burada olmaz...
Serkan: gel o zaman başka bir yere gidelim, konuşabileceğimiz bir yere...
Eylül: nikah kıyılmak üzere, sonra...
Serkan yerinde duramıyordu. Demek Eylül'ün bir sevgilisi yoktu... bu ne anlama gelebilirdi? Eylül onunla ne konuşabilirdi ki? Heyecandan patlayabilirdi...
Eylül'ün şahitliğini yaptığı nikah çiftin alkışlar eşliğinde birbirini öpmesiyle son bulmuştu...
Eylül yeniden yerine geçerken Serkan'ın ona gözlerini bile ayırmadan hayranlıkla baktığını farketti. Nerdeyse takılıp düşecekti, neyse ki hemen kendini toparladı...
İçkiler masalara dağıtılırken Serkan'ın gülüşü bir saniyeliğine bile olsa bozulmamıştı...
Serkan : biz meyvesuyu içeriz dimi Kaan?
Kaan : evet! Ben vişneli seviyorum
Serkan: biz birer vişne suyu alalım...
Eylül onlara gülümserken Serkan çoktan onun için kadehini şarapla doldurmuştu...
Eylül: ben de meyvesuyu alacaktım...
Serkan gülümsedi...
Serkan: buna gerek yok... sana daha önce de söylemiştim, hiç rahatsız olmuyorum.
Eylül: ama...
Serkan : şişşt... düğündeyiz. Keyfine bak..
Eylül de gülümseyip kadehinden bir yudum almıştı... Canlı müziği dinlerken iki kadeh bitirdiğini farketmişti, ikisini de Serkan doldurmuştu... Üçüncü kadehini de doldururken Eylül ona güldü...
Eylül: ne o, yine sarhoş olmamı sağlayıp ağzımdan laf almaya mı çalışıyorsun? Ama bu sefer o kadar kolay değil...
Serkan da Eylül'ün sarhoşken yaptığı o aşk itirafını hatırlayıp gülümsedi...