193.Bölüm - Sürpriz Parti

213 21 21
                                    

Eylül : Yarın işe mi gideceğiz biz şimdi? Her şey öyle güzeldi ki işe hiç gidesim yok...

Serkan, kendini yeni salonlarındaki koltuğa bırakıp güldü, Şanslı da Serkan'ın karnına çıkmış, kendini sevdirmenin peşindeydi...

Serkan : evet, maalesef. Ama sen gitmek zorunda değilsin, hemen yarın istifanı verebilirsin...

Eylül : hayır tabii ki, öyle bir niyetim yok. Hem ben çok keyif alıyorum çalışmaktan, sen çalışırken benim için evde zaman geçmez bir türlü...

Serkan : Merve de ordayken orda olmazsam rahatsız olurum, içim hiç rahat etmez desene sen şuna...

Eylül : Merve hanım... hanım diyecektik, unuttuk mu yoksa Serkancım?

Serkan gözlerini devirdi...

Eylül : gözlerini de devirme. Hem ayrıca Merve ile sorunum yok ki... o bizim evli olduğumuzu biliyor, düğünümüze bile geldi, evli adama sarkacak değil ya.. hem zaten görüştüğü biri varmış, kız aşık olmuş, bütün gün Leyla gibi geziyor ortalıkta...

Serkan güldü...

Serkan : Göktuğlara gidelim mi bu akşam?

Eylül : isterdim ama onun beni isteyeceğini hiç sanmıyorum. Bir şey de söylemedim ama belli ki darılmış bir hareketime...

Serkan kaşlarını çatıp ona baktı...

Serkan : sorun ne?

Eylül : keşke bilsem... soruyorum, bir şey yok diyor ama belli var bir şey. O eski, neşeli ses tonu yok işte. Hemen telefonu kapatıyor falan... bizim düğünden beri böyle. Ordan da bana veda bile etmeden kaçar gibi gitti.

Serkan'ın kafası karışmıştı... Göktuğ'un böyle davranmak için hiçbir sebebi yoktu ki...

Serkan : sana öyle gelmiştir. Hadi gidelim orda da kendi gözlerinle görüp konuşunca için rahat eder...

Eylül : olmaz öyle, rahatsız etmeyelim.

Serkan : yolda ararız... hadi gel...

Eylül istemeye istemeye çıktı evden, Göktuğ ile arası hiç bilmediği bir sebepten,bir türlü anlam veremediği bir şekilde bozulmuştu. Ona yine ters davranmasını istemiyordu...

Serkan ise yolda Göktuğ'u aramış, Göktuğ kabul edince de arabayı evlerine doğru sürmüştü...

Eylül : sesi soğuk değildi değil mi?

Serkan : hayır...

Serkan'a da öyle gelmişti ama muhtemelen yorgunluktandır dedi Serkan. Onca iş verdikten sonra başka türlüsü beklenemezdi zaten...

Eylül : sorunu benimle işte!

Eve gelip kapıyı çaldıktan sonra Eylül büyük bir sürpriz ile karşılaştı. Ailesi, Serkan'ın anne babası, Meral, Mert ve Kaan ordaydı ve hep bir ağızdan doğum gününü kutladıkları o şarkıyı söylüyordu...

Babası hemen kızının yanına gelip ona sarılmıştı, sonra annesi ve geri kalan herkes... Göktuğ da içten ve neşeli bir şekilde ona sarılınca Eylül bunca zaman kuruntu yaptığını düşünmüştü...

Pastalar kesildi ve hediyeler dağıtıldı. Eylül birbirinden güzel hediyeler almıştı ve mutluluğu gözlerinden okunuyordu...

En son Kaan verdi hediyesini... Eylül ona uzatılan uzun zarfa hayretle baktı, acaba resim mi çizmişti?

Eylül: bu ne Kaancım?

Kaan : bilmiyorum, Serkan abi vermemi istedi, hem ondan hem benden bir hediyeymiş, öyle bir hediyeymiş ki benim hiçbir şey yapmama bile gerek yokmuş, öyle dedi...

Eylül gülerek zarfı açmış, içinden çıkan tek sayfa kağıdı okumaya başlamıştı...

Eylül : ne?! Nasıl yani?

Serkan : ne okuyorsan o....

Eylül : ciddi mi bu? Ciddi ciddi... yani şimdi gerçekten...

Serkan : evet...

Ahmet : neymiş o Eylül? Bize de söylesene kızım...

Eylül : Kaan... Kaan'ın evlatlık işlemleri yapılmış, artık resmi olarak annesi benim... Serkan da babası... onaylanmış başvurumuz...

Kaan : bu ne demek? Anlamadım ben...

Serkan : bir görüştüğümüzde sana hep bizimle kalmak isteyip istemediğini sormuştum ya... hatırlıyor musun? Sen de çok istediğini söylemiştin...

Kaan : evet! Yoksa hep sizinle mi kalıcam?

Eylül, Kaan'a sımsıkı sarılarak sorusuna cevap verdi...

Eylül : evet... hep bizimle kalıcaksın, gitmek yok artık.

Kaan da Eylül'e sarılmış, bu haber onu havalara uçurmaya yetmişti...

Kaan'ın kollarından çıktıktan sonra Eylül, mutluluk gözyaşları içinde Serkan'a koşup sarıldı...

Eylül : çok teşekkür ederim... çok...

Serkan ise sadece saçlarını öpmekle yetinmişti...

Mesude : sen buna ne zaman başvurdun Eylül? Bize hiç söylememiştin kızım...

Eylül : henüz başvurmamıştım ki.. nasıl olduğunu ben de anlamadım...

Serkan : ben başvurdum, Kaan da isteyince Eylül'e sürpriz yapmak istedim, hem onaylanmazsa da boşuna ümitlenip üzülmesini istemiyordum. Ama onayın doğum gününe kadar yetişmesi muhteşem oldu...

Eylül yeniden Kaan'ın yanına gidip saçlarından öptü...

Eylül : artık sen benim biricik oğlumsun Kaan... annenim... hep de böyle olacak. Artık gitmek yok...

Serkan bir anda salondan kayıp giden Göktuğ'u gördü. Herkes konuşmaya dalmışken peşinden gitti...

Serkan : Göktuğ! Ne oluyor abi? Ne bu tavır?

Göktuğ: yok bir şey Serkan. Bir yandan sen bir yandan Eylül... üstüme gelmeyin.

Serkan : Eylül'e kardeşim demeyi biliyorsun, kardeşin gibi görüyorsun diye iki iş verdik, mutlu olursun sandık ama surat yapıyorsun. Bıktıysan söyle de bilelim...

Göktuğ: o kadar da değişmemişsin... iyi hallerin sadece Eylül'e galiba

Serkan : Eylül üzülüyor. Onu üzen herkes karşısında beni bulur... yalnızız işte, şimdi derdin ne, anlat bana.

Final bölümü hazır, upuzun bir bölüm sizleri bekliyor 🙊 benim içinse sadece arayı doldurmak kaldı artık geriye 🙊❤️

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin