153.Bölüm - Ayan Gün

221 17 27
                                    

Merve sabah heyecanlı bir şekilde Eylül'ün yanına geldi, sanki artık kendini tutamıyormuş gibi bir hali vardı...

Merve : günaydın, çatlayacağım Eylül, anlatsana dün ne konuştunuz?

Eylül : anlamadım, kiminle?

Merve : kiminle olacak? Serkan bey ile...

Eylül: çok bir şey değil...

Merve : çok bir şey değil mi? Odasından çıktığında yanakların kıpkırmızıydı... kızlar sizi yemek yerken de görmüş hem.

Eylül: ima ettiğin gibi bir şey söz konusu bile değil. Kendisi babamın şirketinde çalışıyordu, onunla ilgili konuşuyorduk biz de. Aramızda bir yanlış anlaşılma olmuştu, mahçup oldum ona karşı, hepsi bu...

Merve : onun bu şirketten hoşlandığı biri varmış ama kim olduğu tam bir muamma. O kadar uzun konuşunca bir an sen olduğunu sandım...

Eylül gülümsedi...

Eylül: tam bir hayal kırıklığı, değil mi?

Merve : evet... kim acaba? İşin ilginci platonik seviyor anladığım kadarıyla... çünkü yalnızım ve hep yalnız olucam, bu benim cezam gibisinden bir şey söyledi, sanırım reddedildi...

Eylül tuttuğu nefesi verdi... konuşmalarının tamamını dinlememişti, bunları duymamıştı. Duysaydı kendisinden bahsettiğinden emin olur, Deniz'den falan da şüphelenmezdi...

Eylül: olabilir...

Merve : yazık ya... onu reddeden kadın da, ne biliyim... adam çöpsüz üzüm ayol, tek başına yaşıyor, düzgün bir işi var, maaşı dolgun, üstüne üstlük çok da yakışıklı... ah akıl yok, akıl. Kaçırılır mı böyle düzgün bir adam?

Eylül elinde olmadan gülmeye başladı... sen bir de geçen sene görseydin demek istedi ama yapamadı...

Eylül'ün güldüğünü görünce Merve de gülmeye başladı...

Eylül : torunlarını komşu kızlarına ayarlamak isteyen yaşlı teyzeler gibi konuştun

Merve : öyle oldum dimi? Doğru ama... bu devirde nerde onun gibiler?

İkisi de kahkahalarla gülerken kapı tıklatılmış, Serkan içeri girmişti...

Serkan: günaydın hanımlar... neşeniz daim olsun...

Eylül'ün neşesi Serkan'ı da gülümsetmişti, gününün aydığını hissetti bir anda...

Serkan: Merve, fuar için bana hala Yiğit beyden bir yazı gelmedi, o olmadan içeri giremem. Bilgin var mı bu konu hakkında? Onu soracaktım...

Merve : aa o fuar ertelendi Serkan bey. Size mail gelmedi mi?

Serkan: yoo, hayır.

Merve : Eylül maili sen atacaktın? Dün sana söylemiştim, unuttun mu?

Eylül: aaa evet, kusura bakmayın, taslaktaydı ama göndermeyi unutmuşum.

Serkan : sorun değil. Tarih belli mi peki? Ona göre biletimi değiştireyim.

Eylül: henüz değil, bu yaz olacağı düşünülüyor ama kesin bir tarih bildirilmedi. Ben belli olunca size bildiririm...

Serkan: açığa alayım o halde, teşekkür ederim...

Eylül sadece kafasını sallamıştı...

Serkan kapıyı kapatır kapatmaz Merve arkasından kahkahayı patlattı...

Merve : iyi insan lafın üzerine...

Eylül de ona gülümserken "İyi Serkan lafımızın üzerine" diye düzeltti Eylül içinden...

Eylül öğle arasında yemeğini yiyorken birden yanıbaşında dikilen Serkan'ı gördü...

Serkan: oturabilir miyim? Yoksa her gün her gün olmaz mı dersin?

Eylül: oturabilirsiniz tabii ki...

Serkan gülümseyip Eylül'ün karşısına otururken Eylül de aynı anda ayaklanmıştı...

Eylül: ben de tam kalkıyordum zaten, size afiyet olsun...

Serkan hiç olmadığı kadar bozulmuştu... tabii ki seninle oturup sohbet etmez, sevgilisi var sonuçta dedi kendi kendine... tüm iştahı kaçmıştı, hemen kalkmamak için oturup biraz tabağındakileri didikledi...

Göktuğ'u araması gerekiyordu, arayıp düğüne gelemeyeceğini ama tebrik ettiğini söylemesi lazımdı. Düğüne gidip ne yapacaktı ki? Eylül'ün sevgilisiyle mi tanışacaktı? Daha neler...

Belki de bir düğün hediyesi alıp bir tebrik kartıyla gönderebilirdi... Ne alacaktı ki? Şirket mailinden Eylül'e mail atmaya karar verdi...

"Serkan : çok sevgili arkadaşın ve müstakbel eşine düğün hediyesi olarak sence ne almalıyım? "

"Eylül: kahve makinesi olabilir..."

"Serkan: onların yaptığı kahve iğrenç oluyor. Elena İtalyan değil miydi? Bu kahve makinesini almak ona hakaret olur. Bir İtalyan bu kahveyi asla içmez"

"Eylül : o zaman hamur yoğurma makinesi alabilirsiniz, bir İtalyan olarak Elena belki eşine kendi elleriyle pizza yapmak ister"

"Serkan : bu harika bir fikir, teşekkür ederim"

Serkan gülümseyip internetten hamur yoğurma makinelerini araştırmaya başladı...

Yazıp yazmamak konusunda kararsız kalmıştı ama Deniz'e ne yapacağını sorması gerekiyordu çünkü Eylül'ün ona hem bu kadar yakın hem de bu kadar uzak olan hali Serkan'ı deli ediyordu...

"Serkan: Deniz, bu arkadaşlık işi olmuyor. Kızın sevgilisi var, belli ki benimle konuşmaktan rahatsız oluyor, ne zaman konuşmak istesem benden uzak duruyor, adeta kaçıyor."

"Deniz : ona biraz zaman tanı Serkan. Daha dün aşk itirafı yapmışsın kıza... bırak da hazmetsin olanları"

"Serkan: tamam... ne kadar bir zamandan bahsediyoruz?"

"Deniz : bunu istemediğini sanıyordum"

"Serkan : istiyorum ama eğer bu onu üzmeyecekse. Denemek ve görmek istiyorum. Eğer üzüldüğünü anlarsam işten ayrılır giderim, ondan değerli değil"

"Deniz : birkaç gün..."

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin