194. Bölüm - Saklanan Mutluluk

179 19 15
                                    

Eylül birkaç dakika sonra hem Serkan'ın hem Göktuğ'un yokluğunu farketmişti...

Eylül : Serkanla Göktuğ'u gördün mü?

Meral : yok ben görmedim... ama gelirler şimdi, sen de iki dakika ayrı kalamıyorsun kocandan...

Eylül gözlerini devirdi ama gülmeyi de ihmal etmedi...

Eylül : abartma sen de...

Mert : şöyle içeriye doğru gittiler Eylül...

Eylül teşekkür edip odalara baktı, Göktuğ ve Serkan'ı görünce hemen yanlarına gitti...

Eylül : Serkan? Göktuğ? Naapıyorsunuz siz burada?

Göktuğ : hiç... biz de geliyorduk tam

Serkan : yoo, gelmiyorduk. Sen de tam Eylül'e neden böyle davrandığını anlatıyordun...

Eylül : Göktuğ... gerçekten sorun ne? Ne dedim de darıldın, bana neden küstün bilmiyorum ama ne yaptıysam özür dilerim tamam mı? Emin ol bilerek olmadı...

Göktuğ: ne?! Sen neden özür diliyorsun ki Eylül? Sen hiçbir şey yapmadın, yapmazsın da zaten

Eylül : o zaman neden benden kaçıyorsun?

Göktuğ: kaçmıyorum...

Eylül : kaçıyorsun... ters davranıyorsun, soğuksun. Eskisi gibi değiliz işte. Sıkıldın mı yoksa benden?

Göktuğ: hayır tabii ki...

Eylül : o zaman ne var söyle Göktuğ. Elbet öğrenirim bir gün ama senin ağzından duymak istiyorum, o yüzden direkt söyle. Üzülmeyeceğim söz!

Göktuğ kararsız kalmıştı...

Serkan : söylesene hadi, sabaha kadar beklemeyeceğiz seni..

Göktuğ: ben baba oluyorum... Elena hamile

Göktuğ'un içinde büyük bir mutluluk yaratan bu haberi asık bir suratla vermesi Eylül'ün de Serkan'ın da dikkatinden kaçmamıştı...

Ama Eylül birden sırıtmaya başlamış, Serkanınsa morali bozulmuştu...

Eylül : eee yani? Peki sorun ne? Sen de Serkan gibi istemiyor musun yoksa, ne bu surat?

Serkan kendine yapılan yorumu umursamadan Göktuğ'a odaklandı...

Göktuğ: saçmalama Eylül, ben çok mutluyum, istiyordum zaten, sonuçta insan aile olmak için evlenir. Ama sana bunu böyle nispet yapar gibi söylemekten nefret ediyorum...

Eylül : neden? Bu harika bir haber... neden sakladın benden?

Göktuğ : nasıl söylerim Eylül? Senle bu mutluluğumu nasıl paylaşırım ben? Senin bize iki gözün iki çeşme bir halde gelip durmadan ağladığın günü ne Elena ne de ben unutamadık. Söyleyemedik işte, söylemek istedik, dilimin ucuna kadar geldi ama söyleyemedim... ne zaman seni görsem, aklıma o halin geliyordu, bir yandan senle paylaşmak istesem de bir yandan...

Eylül : bizim için olan oldu Göktuğ. Elena hamile diye oturup ağlayacak değilim. Aksine çok mutlu oldum. Şimdi bu durumda ben hala mı oluyorum?

Göktuğ kafasını salladı...Eylül bunun üstüne mutlu bir şekilde Göktuğ'a sarılmış, onu tebrik etmişti.

Serkan da kuru bir şekilde tebrik etse de Eylül gibi mutlu olmamıştı... tek düşündüğü şey bu zamanda bir çocuk bekleyerek ne kadar bencilce davrandıklarıydı...

Serkan eve geldiğinde bile mutsuzdu, Eylül'ün nasıl mutlu olabildiğini anlayamıyordu... Nispet yapıyordu o herif, bir de ağzını yaya yaya söylüyordu "baba oluyorum" diye...

Bir yandan Kaan'ı dairlerine taşırken bir yandan Göktuğ'un suratına geçirme dürtüsünü bastırmaya çalışıyordu...

Kaan : Eylül abla bana dedi ki "ben senin artık annenim, bana anne diyebilirsin" o zaman sen de babam mı oluyorsun?

Serkan şaşırmıştı... onu hayatı boyunca baba olarak görebilecek biri olabileceğini düşünmüyordu...

Serkan : ister misin ki?

Kaan : evet... ama sen istemiyorsan demem.

Serkan : hayır tabii ki... sadece çok şaşırdım. İsterim tabii, baban olmayı çok isterim Kaan...

Kaan gülümsemişti...

Kaan : tamam... peki bu gece ortanızda yatabilir miyim yine?

Serkan : yatabilirsin ama istersen yeni odanda da yatabilirsin... beğenir misin bilmiyorum gerçi...

Kaan : odam mı? Benim mi odam? Yani başka çocuklarla kalmayacağım bir oda mı?

Serkan'ın içi acımıştı... çocuk anne baba bilmeden, bir sürü çocukla aynı odada kalmak zorunda kalmıştı... kendi çocukluğundan berbattı Kaan'ınki...

Serkan : evet, sadece senin kalacağın bir oda... gel içeri gidelim de odana bak...

Serkan onu odasına kadar kucağında taşımıştı. Kaan hayran odasına bakıyordu, bir sürü oyuncak, araba şeklinde de kocaman bir yatağı vardı...

Kaan : vayyyyy... bunların hepsi benim mi yani?

Serkan : evet, hepsi senin...

Kaan bunun üstüne Serkan'a sıkı sıkı sarılmış ve teşekkür etmiş, sonra da kucağından inmek ve yeni yatağında yatmak istediğini söylemişti... Eylül de arkalarından gelmiş, Kaan'a pijamalarını giydirmek için yardım etmeye başlamıştı...

Serkan odasına geçip yatağına girmişti, beş dakika kadar sonra Eylül de yanına gelip yatmıştı...

Eylül : çok sessizsin bu akşam...

Serkan : uykum var ya ondandır... yol yorgunuyum hala...

Eylül : haklısın... ben de çok yorgunum, onca yorgunluğun içinde bir de bunu düşündüğün için çok teşekkür ederim Serkan... Kaan'ı bana verdiğin için sana minnettarım...

Serkan : lafı bile olmaz... iyi geceler

Eylül : iyi geceler...

Eylül Serkan'a sarılarak, mutlulukla güzel bir uykuya dalmıştı...

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin