Buz gibi havaya rağmen yine her şeyden çok sevdiğim hayat arkadaşımın yanındaydım. Başımı soğuk toprağa dayamış, ağlıyordum.
"Neden yaptılar bunu? Neden seni benden, kızımızdan ayırdılar?'' diye cevap alamayacağımı bilmeme rağmen sorarken Sinan kısık bir sesle ''Tuğçe...'' diyerek omzuma dokundu.
''Dönelim artık. Hava çok soğuk. Hem Melisa da arabada kaldı, uyanmış olabilir, ağlamasın.
Tamam, diyerek yavaşça ayağa kalktım. Sinan koluma girdi. Mezarlıktan çıktık ve Sinan'ın evine gittik.
Eşim Murat'ın öldürüldüğü günden beri kızım Melisa ile beraber Sinan'ın evinde kalıyorduk. Çünkü, peşimde Murat'ı öldüren adamlar olabilirdi. Sinan, çok iyi bir aile dostumuzdu. Elektrik mühendisiysdi. Kocam Murat'ı öldürten Fabrikatör Zafer Hazar'ın da en yakın elemanıydı. Bu, benim için büyük bir şanstı. Sinan sayesinde kocamın intikamını alabilecektim.
Sinan'ın evine geldiğimizde tekli koltuklardan birine oturdum. Kızımı da kucağıma aldım.
Sinan kendi odasına gitti. Ben de içimdeki nefretin beni neler yapmaya itebileceğini düşünüyordum. Patronunun sebep olduğu kaçakçılıkları ve hileleri ihbar etmek istediği için öldürülmüştü kocam. Sinan'dan bile habersiz yapmıştı bunu Zafer Hazar. Ama ben gözlerimle görmüştüm. Marketten alışveriş yapmış dönerken evimizin kapısının önünde vurmuşlardı onu. Arabanın plakasının Zafer'in adamlarından birine ait olduğunu da Sinan'dan öğrenmiştim. Ama onlar her şeyin kılıfını hazırlamışlardı. Plakadan bile bir şey çıkmamıştı. Sahte bir ismin üzerine kayıtlı olduğunu Sinan bile o gün öğrenmişti. O gün aklımdan çıkmıyordu. Gözlerimi her kırptığımda o an geliyordu aklıma.
Sinan salona elinde iki nüfus cüzdanıyla geldi.
''Emin misin?'' diye sordu.
Derin bir nefes aldım ve ''evet'' dedim. ''İçimde bir boşluk var. Bir huzursuzluk var. İntikam almadan dolmayacak o boşluk, huzur bulamayacağım.''
''İntikam almak için, başarabilirsen onun karısı olacaksın ama. Buna da razı mısın?''
''Evet.''
''O da kabul ederse kızın ona ''baba'' diyecek?''
''Yeter! Kabul ediyorum dedim ya. Bu oyun sonsuza dek sürmeyecek ki. Acılar çekecek, perişan olacak, birçok şeyini kaybedecek... Bütün bunlar için değer.''
Bunları söylerken ağlıyordum. Sinan nüfus cüzdanlarından birini bana uzattı.
''Bu Melisa'nınki. Onun ismi artık Melisa Kaya değil. Onun yeni ismi Pelin Yılmaz. Babası da sahte doğal olarak. Babası, yani kocan, Mahmut Yılmaz. Birkaç ay önce bir trafik kazasında öldü.''
''Sinan, Melisa'nın doğum tarihini de değiştirmişsin. Burada yazılandan bir hafta sonra doğdu Melisa.''
''Zafer Hazar sandığından daha güçlü bir adam. Elinde sizinle ilgili her türlü bilgi mevcut. Sizi arıyor olabilir. Genellikle ortadan kaldırdığı insanların ailelerinin de icabına bakar. Benim, Murat'ın en yakın arkadaşı olduğumu bilseydi belki beni de... "
"Nasıl yakalanmıyorlar peki?"
"Çok gizliyorlar kendilerini. Sıradan bir holding sahibi ve fabrikatör gibi gözüküyor, ama değil. Aynı zamanda bir mafya denebilir. "
"Korkuyorum. Ama bunu yapmak zorundayım. Hem hiçkimsenin kılına bile dokunamadığı bir adamın hayatını alt üst edersem bu benim için çok büyük bir başarı olur. Düşünsene... Evleri, arabaları, arsaları, her şeyi benim olacak."
"Holdingin yarısı ve fabrikalardan biri de benim..."
"Tamam, o iş kolay."
Kızımın yeni kimliğini incelerken Sinan bir şeyler anlatmaya devam ediyordu:
"Ayrıca senin doğum tarihini de değiştirdim. Tuğçe 25 yaşında; Defne ise 26.
''Defne mi?''
Sinan bana benim yeni kimliğimi uzatırken bir yandan da açıklama yapıyordu:
"Evet... Bundan sonra senin ismin Defne..."
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...