Sekiz Ay Sonra...
Zaferle oldukça yakın olduğum için Sinan'ın evinde kalmam tehlikeliydi. Bu yüzden kızım ve kendim için, Sinan'ın yardımıyla küçük bir ev tutmuştuk. Şimdi ise o evde, Sinanla birlikte kahvaltı yapıyorduk. Kızım Melisa da kendi çapında, yerde oynuyordu.
''Tuğçe, tebrik ediyorum seni. Çok azimli ve sabırlısın.''
''Sabretmem gerekiyordu. Zafer aylardır Aslı'nın istediği 5 milyon TL'yi bir yerlerden kısıp biriktiriyor, çocuklarıyla arasını düzeltmeye çalışıyor.''
''Çocuklarının öğrenmesi işini güçleştirdi. Annelerini çok genç bir kadınla aldatan babalarına kızgınlar doğal olarak. Seni de hiçbir zaman sevmeyecekler. Belki Tuna sevebilir, Emine umursamayabilir, ama Simge umursayacak, daima senin kuyunu kazmak isteyecek.''
''Kapkaç mevzusu tamamen kapandı, öyle değil mi?''
''Evet, kapandı.Tuğçe'yi bulamayacağını anladı herhalde Zafer.''
''Umarım bulamaz. Sertan deşifre olmasın diye kendi ismimi vermiştim, umarım buna pişman olmam.''
''Umarım.. Nüfus cüzdanlarınız benim evimde dursun. Zafer'in bu eve geleceği tutar, ya da çocuklarının... Benim evimde güvende olurlar. Melisa'ya da artık pek Melisa deme. Büyüyor artık. Unutma, onun ismi Pelin.''
''Tamam. Zafer şu para işini halletse de bir an önce evlensek, intikamımı alsam ve kurtulsam o katilden.''
''Sana daha çok sabır lazım Tuğçe. Bu oyun yıllarca sürebilir, unutma. Daha bir yıl oldu.''
''O kadar uzun sürer mi?''
''Sürebilir. Her şeye hazırlıklı olmalısın.''
Korkuyordum. Kocamın katiliyle evlenmeme az kalmıştı. Kızımın ona ''baba'' diyeceğini düşündükçe vicdan azabı duyuyordum.
Melisa'nın bakıcısı gelince Sinan ve ben evden çıktık. Biz fabrikaya girerken, Emine oradan çıkıyordu. Onu durdurdum.
''Emine, biraz konuşalım mı?''
''Ne konuşacağız ki?''
''Emine, ben böyle olsun istemedim. Babanı da hiçbir şeye ben zorlamadım.''
''Bunları neden anlatıyorsun bana?''
''Bana kızmaman için.''
'' Kızmıyorum ki. Sen, muhattap olmayacağım kadar küçük bir insansın.''
Tuna'nın gözünden...
Sertan'ın dizine yatmış, mis gibi kokan denizin kokusunu içime çekiyordum. Bu ne güzel bir huzurdu, tarif edemiyordum.
''Sertan?''
''Efendim?''
''Şey... İleride... İleride evlenirsek, düğünümüz deniz kenarında olsun mu? Denizin kokusunu o gün de içimize çekelim. Uçsuz bucaksız, masmavi deniz bizim aşkımızın simgesi olsun. Kıyıya vuran dalgaların sesi gibi atsın kalbimiz. Birbirimizin ellerini asla bırakmayalım. Hiçbir fırtına engel olamasın bize, aşkımız her şeyden daha güçlü olsun.''
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...