Zafer'in gözünden...
Elimde, beş ay kadar önce öldürttüğüm çalışanım Murat'ın karısına ve kızına ait bilgilerin bulunduğu dosyayı inceliyordum. Dosyada bir tek eksik vardı; fotoğraf. 25 yaşındaki bir kadına ait tüm bilgiler elimdeydi, ama bir fotoğraf yoktu. Onları bulmam lazımdı. Tuğçe denen o kadın her şeyi biliyor olmalıydı. Peki, neredeydi bu kadın? Küçücük bebeğiyle birlikte nereye gitmiş olabilirdi?
Bunları düşünürken odamın kapısı çalındı. Girin, diye seslendikten sonra içeri Defne girdi. Onun ela gözlerine, açık kahve saçlarına, gülüşüne hayrandım.
"Nihayet geldin." dedim neşeyle.
"Anca gelebildim. Dikkat çekmeden gelmem lazım senin yanına, biliyorsun."
"Az kaldı Defne. Yakında, Aslı'dan kurtulduğumuzda özgürce gireceksin bu odaya."
"Umarım... O günleri iple çekiyorum. Ne zaman boşanacaksın karından? Bir an önce boşanın, sadece benim ol Zafer."
Onu alnından öptüm. Defne haklıydı, Aslı'dan kurtulmanın vakti gelmişti. Zaten aramız da bozuktu. Aslı'nın, benim ondan boşanmak istediğimi duyduğunda işi yokuşa süreceğini bildiğimden vakit kaybetmemek için bir an önce ona her şeyi anlatmaya karar verdim. Defne'ye her şeyin çok yakında biteceğini söyledim.
Akşam olduğunda parçalamak üzere olduğum ailemle birlikte sofradaydık. Simge ve Emine'nin atışmalarına alışkındım. Tuhaf olan Tuna'ydı. Son günlerde üzerinde bir gariplik var gibiydi. Fazla mutlu gözüküyordu. Sorduğumda ise bir şeyi olmadığını söyledi. Çağan da her zamanki gibi sessizdi, Emine ve Simge'ye kınayan gözlerle bakıyordu.
Akşam yemeğinden sonra salonda Aslı'yla baş başa kalmıştık. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum. Lafı uzatmak yerine aniden söylemeyi tercih ettim.
"Boşanmak istiyorum" dediğimde Aslı'nın yüzündeki şaşkınlık ifadesi beni vicdan azabına sürüklese de Defne için buna mecburdum.
Aslı'nın ilk sorusu "O kadın için, değil mi?" oldu.
"Hangi kadın?" diye sorduğumda aldığım yanıt beni şaşırtmıştı:
"Ben her şeyi biliyorum. Simge birkaç kez o kadını senin odandan çıkarken görmüş. Etrafı kolaçan ediyormuş. Rezil köpek, hiç utanma yok değil mi sende? 45 yaşındasın, boyundan büyük oğlun var, genç kızların var. Utan be, utan."
"Geç bunları. Bu sadece beni ilgilendirir, benim kararım."
"Sen bilirsin. Nasıl olsa holdingde hissem var. Tazminat olarak da 5 milyon TL verdiğinde boşanırız,"
"5 milyon TL mi?"
"Bu zenginliğine ve terbiyesizliğine göre az bile..."
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...