-23-

101 8 0
                                    

Tuğçe'nin gözünden...

Zafer'in ofisinde, Zaferle birlikteydik. Zafer'e telefonla kızı Simge'nin yaralandığı haberinin gelmesini bekliyordum.

O sırada Simge öfkeyle ofise girdi. Zafer, Simge'nin bu davranışına bir anlam verememiş gibiydi. Ben ise şaşırmıştım, bu kızın burada ne işi vardı?

''Simge, kızım, neyin var?''

''Bir saat kadar önce yolumu bir adam kesti, beni elindeki bıçakla deşip çantamı almak istedi. ''

''Ne? İyi misin? Sana bir şey yaptı mı?''

''Ben iyiyim, ama o iyi değildir herhalde. O bıçakla ben onun yanağını çizdim. Bir görseydin, nasıl bağırıyordu, onu bırakmam için nasıl yalvarıyordu bana.''

Ben de dikkat çekmemek için şaşırmış gibi yapıp Simge'ye ''geçmiş olsun'' dedim.

Zafer ise Simge'yi sorgulamaya devam ediyordu. O sırada odaya Emine girdi.

''Emine, kız bir görseydin adamı nasıl çizdiğimi.. Kıskançlıktan yarılırdın vallaha.''

''Hangi adamı?''

''Bir adam beni kapkaç yapmak istedi de.''

''Ne? İyi misin?''

''Gördüğün gibi iyiyim. Adamın yanağına bıçağı dayayınca bülbül gibi öttü, emri bir kadınla bir adamdan aldığını itiraf ediverdi. Adamın ismini bilmiyormuş ama kadının ismi Tuğçe'ymiş.''

O an hem korkmuş, hem de derin bir nefes almıştım. İyi ki bu ihtimali de düşünüp o adama ismimin Defne değil, Tuğçe olduğunu söylemiştim. Eğer sahte ismimi kullanmış olsaydım, şu an her şey benim için bitmişti.

Zafer de şaşkındı.

''Tuğçe mi?'' diye sorduktan sonra derin düşüncelere daldı.

O sırada Emine de derin derin nefes alıyordu. Sonra kardeşine sarılmak istedi ama Simge bunu reddetti.

''Çekil be şuradan, yılışma. İyiyim işte.''

Emine babasına döndü.

''Baba, bu Tuğçe kim olabilir? İş dünyasında böyle bir düşmanımız var mı?

''Bilmiyorum ki kızım, araştıracağım.''

Zafer, Simge'nin tarif ettiği eşgali bir yere not etti. Telaşa kapıldığı belli oluyordu. Emine ve Simge oradan ayrıldıktan sonra tekrar baş başa kalmıştık.

''Zafer, kim bu Tuğçe? Kızlarına belli etmemeye çalıştığını fark ettim, bu konuyla ilgili bir fikrin var, belli.''

''Bir süredir Tuğçe adında bir kadının peşindeyim, onu arıyorum. İşle ilgili bir mesele, pek önemli bir şey değil. O kadının bana karşı ne hissettiğini bilmiyorum, kin besliyor olabilir, olmayabilir de. Ama, eğer ikisi de aynı Tuğçe'yse, Tuğçe kin besliyor demektir. Ve, durmayacaktır. 

''Hiçbir şey anlamadım dediklerinden.''

''Dedim ya, önemli bir mesele değil. Küçük bir yanlış anlaşılma, diyebilirim. Onu bulup durdurmam şart oldu demek ki.''

Durduramayacaksın, dedim içimden. ''Asla durduramayacaksın.''

BÜYÜK SIRLARWhere stories live. Discover now