Tuğçe, olayın ayrıntılarını öğrenmek için evime geldi. Sırf bunun için adresimi Sinan'dan istemiş.
Koltuklardan birine kurulurken gülümsüyordu.
"Anlat bakalım, neler oldu?"
"Okul çıkışında, tenha bir sokakta onu arabayla eziyormuş gibi yaptım."
"Ne?"
"Arabayı onun üzerine sürdüm. Son anda direksiyonu kırdım. Sonra da tanıştık."
Tuğçe, hayretle bana bakıyordu.
"Sertan, sen birazcık aptalsın galiba?"
"Neden ki?"
"Çok etkilendi mi bari trafik canavarlığından?"
"Dalga geçme, etkilendi biraz. Bakışlarında bir gariplik vardı."
"Kesin aşktır o." diyerek çekip gitti Tuğçe. Ne ilginç bir kızdı bu, çok dengesizdi.
Ertesi sabah çiçekçiden bir demet begonya alıp Tuna'nın okulunun önünde beklemeye başladım. Tuna'nın en sevdiği çiçeği öğrenmeyi iyi ki akıl etmiştim.
Yarım saat kadar bekledikten sonra Tuna geldi. Arabayı tanımış olacak ki hızlı adımlarla okuluna girdi, yetişemedim.
Holdinge gittim. Zafer Bey ile bir toplantı yaptık. Şirket, bir ihalenin eşiğindeydi. Zafer Bey de çok kararsızdı.
Eğer Tuğçe intikam oyunundan zaferle ayrılırsa bu holdingde bana da hisse verecekti. Bu yüzden holdingin menfaatleri, benim menfaatlerimdi. Zafer Bey bana ne yapması gerektiği hususunda danışınca, ihaleyi kesinlikle kabul etmemiz gerektiğini ona söyledim.
Tuna'nın okuldan çıkış saati geldiğinde sabah aldığım begonyalarla birlikte okulun kapısının önündeydim. Tuna beni fark etmişti. Yanıma geldi.
"Sen kimsin? Beni takip mi ediyorsun?"
Ona elimdeki begonyaları uzattım.
"Sanırım en sevdiğin çiçek begonyaymış Tuna." dedim.
Şaşırdığı belliydi.
"Sen bunları nereden biliyorsun? İsmimi, en sevdiğim çiçeği..."
"Ben, senin hakkında senden daha çok şey biliyorum."
Gözlerini bana dikti.
"Mesela...?" dedi.
"Mesela, dünden beri beni düşünüyorsun. Benden etkilendiğini kendine itiraf etmekte zorlanıyorsun."
Tuna kıpkırmızı olmuştu. Gözlerimin içine bakmaya cesaret edemediği belliydi. Hiçbir şey demedi. Hızlı adımlarla benden kaçtı...
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...