-2-

168 13 1
                                    

Sıcak bir duş aldıktan sonra mutfağa gidip Melisa'nın mamasını hazırlamaya başladım. Sinan evde değildi, sabah erkenden şirkete gitmişti. 

Neler olacağı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Talihsiz kızım babasının katilini babası zannedecekti. Ya ben? Ben ne yapacaktım? O aileye girmeyi başarabilirsem öfkemi nasıl kontrol edecektim? O katilin gözlerine nasıl aşkla bakacaktım? Bilmiyordum.

Saat 5 gibi Sinan geldi. Elinde bir dosya vardı. Koltuğa oturmadan dosyayı bana uzattı. Dosyayı açtıım. Anladığım kadarıyla bu dosyada Hazar Ailesi'ne ait bilgiler vardı.

''Okumakla uğraşamayacağım. Sen kısaca özetleyiver.'' dedim Sinan'a. Sinan bunu reddetmedi ve anlatmaya başladı:

''Aslı Hazar. Zafer'in 25 yıllık karısı, 45 yaşında, Zaferle de yaşıt.. Zaferle üniversitede tanışmışlar. Birbirlerini sevmişler. Ve, üniversitedeyken evlenmişler. Evlendiklerinde ikisi de 20 yaşındaymış. Aslı, büyük kızları Emine'ye hamile kalınca okulunu yarım bırakmış. Şu an Zaferle olan aşklarının eskisi gibi büyük olduğu söylenemez. Zafer yıllardır karısına paradan başka hiçbir şey vermiyor; ne sevgi, ne de ilgi gösteriyor. 

Büyük kıızları Emine demiştim, 24 yaşında. Matematik mühendisi. Ortanca kızları Simge, 23 yaşında. Fizik tedavi bölümünden geçen sene mezun oldu. Simge diğer aile üyelerine göre daha asi, daha hırçın. Pek muhattap olmamanı tavsiye ederim. Sonra, Çağan var, tek oğulları. 21 yaşında ve işletme okuyor. Babasından sonra holdingin başına geçeceği düşünülen kişi. En küçükleri ise Tuna, 18 yaşında bir kız. Üniversiteye daha bu yıl başladı, o da makine mühendisliği okuyor. ''

''Of, çok kalabalıklar. Benim bunlarla baş etmem sandığımdan daha da zor olacak.''

''Zorlanacağın kesin.''

''Çocukların anneleriyle araları nasıl peki?''

''Üzgünüm, fazlasıyla iyi.''

''Tamam, yapacağız artık bir şeyler.''

Tam kalkıp kaldığım odama gidecektim ki Sinan beni durdurdu.

''Tuğçe...''

''Efendim?''

''Birazdan biri gelecek. Seninle tanıştıracağım. Benim olmadığım durumlarda sana yardımcı olacak. Ben hep etrafında olamam, dikkat çekeriz. Bu yüzden sana o da benim kadar yardımcı olacak.''

''Hani bu ikimizin sırrıydı?''

''Buna mecburdum. Hem merak etme, oldukça güvenilir biri.''

''İsmi ne peki?'' diye sorduğum anda kapı çalındı.

Sinan kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açınca içeri uzun boylu, benim yaşlarımda, genç ve yakışıklı bir adam girdi. Biraz yaklaşınca boyunun o kadar da uzun olmadığını fark ettim. Ya da ben de uzun boylu bir kadın olduğumdan bana öyle gelmişti..

Sinan, bana dönüp:

''Tanıştırayım.'' dedi. Ve devam etti:

''Bu, Tuğçe. Yani Defne...''

''Bu da Sertan.''

İsminin Sertan olduğunu öğrendiğim adam bana ''Memnun oldum.'' diyerek tokalaşmak için elini uzattı. Ben de karşılık verdim ve memnun olduğumu söyledim. Sertan denen bu adamın gözlerinde değişik bir sinsilik vardı, şeytana bile pabucunu ters giydirebilecek birine benziyordu. Bana yardımcı olurdu umarım. En azından Hazar Ailesi'nden birini bu adama havale edebilirdim, böylelikle kısa zamanda daha çok şey başarmış olurdum.

BÜYÜK SIRLARWhere stories live. Discover now