Bunları, finalden sonra yazmak yerine, finale 3 bölüm kala yazmayı tercih ettim.
Evet, dediğim gibi, ''Büyük Sırlar''ın bitmesine 3 bölüm kaldı. 109 bölümdür, hikayemi emek vererek yazdım. Yazım kurallarına elimden geldiğince dikkat ettim. Senaryoyu da, başından beri aklımın bir köşesine not ettiğim kurgudan saptırmamaya çalıştım. Tadının gelip geçici olmaması için, olayları bir an önce birbirine bağlayıp bir çözüme kavuşturmak yerine, ağır ağır, sindirerek birbirine bağladım ki çözüme kavuştuğunda, tat, damaklarda kalsın; ''Ne zaman ne oldu; hiç bir şey anlayamadım.'' denmesin...
Entrika yazmayı tercih ettim. Ama, bunu kötülüklerle çerçevelemek yerine, farklı açılardan hissedilebilen bir masumiyetle çerçeveledim; masum bir aşk ile de süsledim.
Defne -Tuğçe- kötüydü, iyi şeyler yapmadı, ; ama, haksız değildi. Bu ikilemi sizlere hissettirmek istedim; umarım hissettirebilmişimdir.
Zafer'i de başlarda kötü olarak tanıttım; sonradan, içindeki sevgi kırıntılarını ortaya döktüm ki kötü insanların da kalbinde sevgi duygusu olabileceği sezilsin.
Tuna ile Sertan'ı özellikle kötü yapmadım. Sertan'ın sahte aşkını, özellikle gerçek bir aşka dönüştürdüm ki hikayede biraz da iyi bir şeyler olsun; zorluklar yaşansa da, imtihanlardan geçilse de asla pes edilmesin ve sonunda 'kavuşma' olsun.
Ezgi ile Çağan aşkını kısa kestim; açık kapı bıraktım ki hikaye, yılan hikayesine dönmesin ve okuyucunun kendi yorumuyla tamamlayabileceği bir senaryo olsun.
Elbet de sizleri sıktığım yerler olmuştur. Ne zaman biter ki bu hikaye, dediğiniz zamanlar olmuştur. Sayıları çok olmayan okuyucularımın bir kısmı, zaman içinde hikayemi okumayı bıraktılar. Her bölümde bir entrika, bir heyecan olacak diye bir şey yok. Bazı bölümler durağan olabilir. Bazı bölümler ilgi çekmeyebilir. Bunun için okumayı bırakmak mı gerekir?
Hikayeyi sonsuza kadar yazacak değildim; elbet bitecekti. Birkaç bölümde heyecan göremeyen, tat alamayan bazı okuyucularım, okumayı bıraktılar. Diğerleri ise sabrettiler, en azından sonunda ne olacağını öğrenebilmek için okumaya devam ettiler. Sabredip, okumaya devam edenlere teşekkür ederim.
Ve de hikayemde, bazı karakterlerin isimlerini kendi hayatımdaki insanlardan, çok değer verdiğim arkadaşlarımdan, aldım. Onlar;
Tuğçe, Tuna, Simge, Emine, Aslı, Ezgi, Melisa, Deniz.
Onların içinden de hikayemi okuyanlara, bu yazdıklarımı görenlere çok teşekkür ediyorum..
Fırsatım olursa, seneye, YGS'yi ve LYS'yi atlattıktan sonra, kurgusunu henüz belirlemediğim bir hikaye yazmayı düşünüyorum. Büyük Sırlar'ı okumuş olan ve onu da okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ediyorum.
3 bölüm daha görüşmek üzere; 3 bölüm daha okumanız dileğiyle...
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...