-19-

103 8 0
                                    

Melisa'yı ayağımda sallarken Sertan da karşımdaki koltuğa oturmuş, telefonuyla meşguldü. Sinan, çalışmak için akşam da şirkette kalmıştı. Sertan'ın, telefonuna bakarken pis pis sırıttığını fark ettim.

"Komik olan ne Sertan?"

"Efendim?"

"Çok sırıtıyorsun, sebebi ne?"

"Tuna'ya gülüyorum. Çok fena bir kız bu, aşırı komik."

"Ben sana onunla gülüşün diye mi onca şey vaat ettim?"

"Zaferle sevgili olunca sen aklını yitirdin herhalde? Senin emrini bekliyorum."

"Yine de fazla yüz göz olma."

Sertan, şeytanca gülümsedi.

"Tuğçe, yoksa sen Tuna'ya gerçekten aşık olacağımdan mı korkuyorsun?"

"Ne alakası var?"

"Korkma sen, hiç olmazsa onunla ikimizin düğününde sıkıveririz gırtlağını."

Hayatımda Sertan kadar itici espiriler yapan birini daha tanımıyordum.

"Tuğçe, artık asıl oyuna başlasak?"

"Yeterince vakit geçirmediniz."

"En azından biliyor olayım, lütfen.."

"Of, olmaz."

"Tuğçe!"

"Bilmiyorum ki. Çok mu istiyorsun bunu öğrenmeyi?"

"Evet, çok merak ediyorum."

"Tuna'yı bir batağa sürükleyeceksin. Hazar Ailesinin itibarını yerle bir edecek bir batak bu."

"Ne batağıymış bu?"

"Uyuşturucu olabilir. Perişan olur hepsi, biz de eğleniriz."

"Olmaz, bu kadar büyük bir şeyi kabul edemem. Bu kadar büyük bir vebali üzerime alamam."

"Sandığın kadar kötü şeyler olmayacak. Hem holdingi düşün, hayatında hiç görmediğin kadar çok parayı bir arada düşün..."

"Bilmiyorum Tuğçe, geri dönüşü olmayan bir yola sürüklemeyelim kızı."

"Geri dönüşü olacak, sana söz veriyorum."

"Çıkmaza girersek her şeyi göze alıp her şeyi Zafer'e itiraf ederim Tuğçe."

"Söz verdim ya, birazcık eğleneceğiz sadece. Ama bir şartım var."

"Neymiş şartın?"

"Sinan bilmeyecek. Tuna'nın durumunu öğrendiğinde de bizimle bir ilgisi olmadığını söyleyeceğiz. Ve de, bu oyun Zaferle ben evlendikten sonra başlayacak. Kabul ediyor musun?"

"Evet, ediyorum."

BÜYÜK SIRLARWhere stories live. Discover now