Korktuğum başıma gelmiş, Sertan benden şüphelenmişti. Beni bir ara mutfakta sorguya çekti.
"Sen yaptın, öyle değil mi?"
"Yok artık... Saçmalama.."
"Beş yüz bin lira için yaptın, köpek!"
"Doğru konuş. Ben hiçbir şey yapmadım. Hem ben geçen gün sana ne dedim, ilişkinize destek olduğumu söyledim."
"Hepsi yalandı. Çabuk o adamını ara. Tuna yarım saat içinde burada olmazsa Zafer'e her şeyi anlatırım."
"Dur! Ben yapmadım, diyorum. Benim bir suçum yok. Bu kez doğruyu söylüyorum. İnan bana."
"Gözüm üzerinde Tuğçe. Sana yemin ederim ki, bu konuyla bir ilgin olduğunu öğrenirsem seni mahvederim. Canını öyle bir yakarım ki, bir daha kendini toparlayamazsın.."
Sertan bunları söyledikten sonra salona gitti. Ben kalakalmıştım. Ne yapacaktım şimdi? Bunu Sertan'dan nasıl saklayacaktım? Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.
Derin bir nefes aldım. Her şey iyi olacak, dedim kendi kendime.
Salona gittiğimde manzara aynıydı. Hatta ekstradan bir de Çağan gelmişti. Aslı'yı sakinleştirmeye çalışıyordu.
Aslı'ya karşı vicdan azabı duyarken, onun beni dövdüğü günü hatırladım. Onca insanın içinde beni rezil etmişti. O günü hatırlayınca içimdeki Aslı'ya karşı olan vicdan azabım yok oluvermişti. Bu da onun bedeli olsun, dedim içimden. Biraz ağır bir bedel olacaktı ama başka çarem yoktu.
Yarım saat sonra Zafer, elinde para dolu bir çantayla eve geldi. Her şey hazırdı. Mutfağa gidip Hüseyin'e telefon ettim ve Zafer'i aramasını söyledim. Salona döndüğümde Zafer'in telefonu çaldı. Aralarında çok kısa bir konuşma geçtikten sonra Zafer ve Aslı göz göze geldiler.
"Adam parayı götüreceğim adresi verdi. Korkma Aslı, Tuna'yı getireceğim."
Aslı o kadar üzgündü ki Zafer'e nefret dolu gözlerle değil, yalvaran gözlerle bakmıştı.
Zafer'in gözünden...
Adamın verdiği adresteydim. Ormanlık bir alandı burası. Biraz bekledikten sonra yüzü maskeli, elinde silah olan bir adam yanıma geldi. Silahını doğrultum parayı istedi, ben de verdim.
"Kız, orada." derken birkaç adım ötedeki eski bir depoyu gösteriyordu. Adama inanmıştım, çünkü burası kaçırılan bir insanın tutulabileceği bir yerdi. Hemen oraya koştum. Etrafı kolaçan ettim ama Tuna yoktu. Koşarak dışarı çıktığımda ise adam çoktan ortadan kaybolmuştu.
Şimdi ne yapacaktım? Tuna'yı bir daha görebilecek miydim?
Emin olduğum tek bir şey vardı; kızıma bunu yapanları bulduğumda, asla onları sağ bırakmayacaktım..
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...