Tuna'nın gözünden...
Ayaklarım soğuktan buz kesmişti. Üşüyordum. Kaç haftadır banyo yapmamıştım, bilmiyordum.
Yine karşımda bir duvar vardı. Yanımda duran üç dilim ekmekle bir tas suya daha fazla direnemedim. Ekmekleri yedim, suyu içtim. Boş tası kapıya fırlattım. Çıkan ses beni artık rahatsız etmiyordu, çünkü buna alışmıştım.
Kapının sesinden dolayı o kadın yine geldi. İsmini bilmiyordum.
"Ne yapıyorsun yine?"
"Çıkar beni buradan."
"Buraya neden tıktım seni ben?"
"O kızı dövdüğüm için. Ama söz, bir daha yapmayacağım."
"Deniz'den ona vurduğun için af dilersen çıkarırım."
"Tamam, yeter ki çıkar beni bu pis yerden."
Kadın kapıyı açtığında kendimi koridora attım. Birkaç adım ötedeki odaya tekrar girdiğimde Deniz uyuyordu. Benim geldiğimi duyunca uyandı. O kadın beni dürtünce "Özür dilerim Deniz." dedim. Kadın beni yere ittiriverdi ve odadan çıkıp kapıyı kilitledi. Denizle yalnız kalmıştık. Deniz hakkında tek bildiğim şey, ismiydi.
"Kimsin sen?" dedim.
"Manyak mısın kızım sen? Allah Allah ya..." cevabını aldığımda öfkelenmiştim.
"Kim olduğunu merak ediyorum."
"İsmim Deniz. Yirmi yaşındayım. Kaçırıldığım için buradayım ve başıma neler geleceğini bilmiyorum, oldu mu?" diyerek ağlamaya başladı.
"Deniz... Geçen gün kavga ettik, ôfkeyle sana vurdum. Ama kavganın sırası değil. İki ay önce bizim gibi iki kız daha vardı, biliyorsun. Onları götürdüler. Ne yaptıkları belli değil."
"Ne yapalım peki?"
"Kaçalım. İkimiz kaçabiliriz, kalabalık değiliz ne de olsa."
Deniz bunu düşünürken odaya o kadın girdi.
"Senin adın ne?" diye bağırıverdim. Kadın bu soruyu beklemiyordu, şaşırmıştı.
"Sana ne?" diyerek sesimi kesti. Sonra elleri bağlı bir kız getirdi içeri. Bizim yaşlarımızdaydı.
"Bu kim?" diye sordu Deniz.
"Tanışıp kaynaşmak için bol bol vaktiniz olacak." deyip sırıttıktan sonra odadan çıktı. Kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol ettim. Kilitlemişti.
Yeni gelen kız, korkan gözlerle bize bakıyordu. Kumral, uzun boylu bu kız, oldukça yorulmuşa benziyordu.
"Benim ismim Deniz, onunki Tuna. Senin ismin ne?" diye sordu kıza.
Kız, Deniz'in gözlerine baktı ama cevap vermedi.
"Biz de senin gibi esiriz, bizden korkmana gerek yok." dedim.
Kız, ikimize de baktıktan sonra gözlerini demir parmaklıklarla çevrilmiş küçük pencereye çevirdi.
"İsmim... İsmim Ezgi..."
YOU ARE READING
BÜYÜK SIRLAR
Teen Fiction"Sana söz veriyorum; beni tekrar içten bir şekilde gülümserken göreceksin." "Gerçekten mi?" Onun gözlerinin içine baktım. O da benimkilere bakıyor, bir cevap arıyordu. Yıllardır benim yüzümden çekmediği çile kalmamıştı. Doğruluğundan benim bile emin...