-72-

96 6 0
                                    

Sertan'ın düşünüp bir karar vermem için verdiği bir haftalık sürenin dolmasına üç gün kalmıştı.

Ben ise hala daha bir karar verebilmiş değildim.

Zafer'den boşanmalı mıydım? Aldığım intikam yeter miydi acaba?

Bayağı para biriktirmiştim. Kocaman bir köşküm vardı, güzel de bir arabam. Zafer'in ailesi onun suratına bakmıyordu. Kısacası, onu seven hiçkimse yoktu; Melisa hariç.

Beni düşündüren nokta da tam olarak buydu zaten.

Zafer'e "Seni hiçbir zaman sevmedim, paran için seninle evlendim." dediğimde Melisa benden nefret edebilirdi.

Ama, biliyordum ki başka çarem yoktu. Sertan'a engel olamazdım.

Karnımın acıktığını hissettim. Son birkaç gündür o kadar stresliydim ki karnım hep açtı, kendimi yemek yemeye adamıştım ister istemez.

Mutfaktan çıkmış, salona giderken Zafer'i elinde birkaç poşetle gördüm.

"Onlar ne?"

"Alışveriş yaptım. Erzak, abur cubur falan."

Ona ters bir bakış atıp salona gittim. O da elindeki poşetleri mutfağa koyup yanıma geldi.

"Tavır yapması gereken sen değilsin."

"Kim peki? Sen mi?"

"Defne... Ben seni çok sevdim, sana güvendim. Ama sen ne yaptın?"

"Ne yaptım?"

"Bana ihanet ettin. Beni evlat acısıyla sınadın, bunu yapmandaki amacı bilmiyorum bile."

"Yine aynı mesele..."

"Evet! Bu mesele kapanmayacak Defne. Sen benim güvenimi sarstın."

"Kime inanacağına karar verdin yani? Kızlarına inanıyorsun?"

"Evet, onlara inanıyorum."

"O zaman bu evliliği sürdürmenin ne anlamı var?"

Bu söz, ağzımdan çıkıvermişti. Zafer bunu hiç beklemiyor olacaktı ki, oldukça şaşırmıştı.

"Defne, ne dedin sen?"

Kararlıydım. Bu evlilik bitmeliydi. Ona bu şekilde daha çok acı çektireceğimden emindim.

"Ne dediğim açık ve net Zafer. Boşanalım, dedim."

"O kadar kolay yani?"

"Evet, kolay. Hem de çok kolay."

Zafer hayretle bana bakıyordu. Ben ise onun daha da üstüne gitmek istiyordum.

"Sana yarım saat süre Zafer Hazar. Yukarıya çık ve eşyalarını topla."

"Ne? Bunu senin yapman gerekmez mi?"

"Bu ev kimin Zafer?"

"Benim?"

"Emin misin?"

Zafer düşündü. Ardından da dehşetle gözlerimin içine baktı.

"Ama... Ama o formaliteden..."

"Ne formalitesi ya? Sen bu köşkü benim üzerime geçirdin. Bu köşk benim."

"Defne..."

"Hadi canım, güle güle. Bana güvenmiyorsan kapı orada.."

"Sana güvenmiyorum ama seni seviyorum."

"Ama ben seni sevmiyorum."

"Sevmiyor musun?"

"Günaydın... Neredeyse babam yaşındasın, büyük kızınla aramızda iki yaş var."

"Ağzından çıkanı kulağın duysun Defne.. O zaman benimle neden evlendin?"

"Paran için. Şimdi evimden çık." dedim.

Zafer kahrolmuştu. Bu, beni mutluluktan havalara uçurmuştu. Zafer Hazar acı çekiyordu; hem de benim yüzümden...

BÜYÜK SIRLARWhere stories live. Discover now