LOHP-5.KİTAP

Kılıç Dişli Ruh Kaplanı

"Zhang shi!"

Saman kulübenin girişine geri döner dönmez Hu Yaoyao, Xue Zhenyang ve diğerlerinin devasa bir ruh canavarının arkasından indiklerini gördü.

Yarım ay önce hâlâ akademideki en güçlü dört öğrenci grubunun otoriter ve güçlü liderleriydiler. Ancak şu anda sanki kudretli bir kartalla tanışan küçük civcivler, daha önce sahip oldukları kibirden yoksundular ve vücut dillerinden bir miktar korku hissedilebiliyordu.

Daha önce hâlâ rakip olarak görülebiliyorlardı ama şu anda onun için sadece astlardan başka bir şey değillerdi. İsteseler de onun huzuruna ağırlıklarını koyamazlardı.

"Zhang shi, şimdi yola çıkmaya hazır mısın?" Hu Yaoyao sordu.

"Bir." Zhang Xuan başını salladı.

"Harika. O halde ruh canavarına binelim!" Hu Yaoyao, Zhang Xuan'ı az önce bindikleri ruh canavarının üzerine atlamaya hazırlanırken işaret etti.

"Hadi bir başkasına binelim, şuradaki çok yavaş..." Zhang Xuan zihninden bir sinyal gönderirken başını salladı. Bir dakika sonra, saman kulübenin arkasından maymuna benzeyen bir aziz canavar ortaya çıktı.

"Kıdemli Bizans Helios'u mu?"

"Eski müdürün evcilleştirilmiş canavarı mı?"

"Kıdemli Bizans Helios'u kaybolmamış mıydı?"

Hu Yaoyao, Xue Zhenyang ve Long Cangyue önlerindeki genç adama sanki bir canavara bakıyormuş gibi bakarken şok içinde sıçradılar.

Hepsi Usta Öğretmen Akademisi'nin okul müdürlerinin doğrudan öğrencileriydi, bu yüzden Kıdemli Bizans Helios'un ortadan kaybolmasıyla ilgili haberleri de biliyorlardı... O nasıl Zhang shi ile birlikte olabilirdi?

Üstelik görünüşe bakılırsa ikisi arasındaki ilişki hiç de basit görünmüyordu.

Diğerlerinin şokunun aksine Dong Xin sakin kaldı.

Kıdemli Bizans Helios'un ona usta olarak nasıl hitap ettiğini bizzat görmüştü ve ayrıca On Büyük Usta Öğretmen ve Mushi'nin kendisinden önceki genç adamı bir sonraki müdür olarak aday gösterdiklerini de biliyordu.

Ancak konunun önemi nedeniyle bunu kimseye açıklamadı.

"Eğer ona binersek, Kızıl Ateşböceği Meyvelerini alıp üç gün içinde geri dönebiliriz!" dedi Zhang Xuan, Bizans Helios Canavarına dönüp talimat vermeden önce, "Bizans Helios, sana güveneceğiz."

"Evet usta!" Bizans Helios Canavarı başını salladı.

Vücudunun her yerindeki kemiklerden gelen keskin yankılarla fiziği anında üç kat büyüdü ve başlangıçtaki büyük fiziğini mini bir dağa benzeyen bir şeye dönüştürdü.

Daha sonra odayı almak için Dong Xin'in ruh canavarının üstüne yürüdü ve onu sırtına yerleştirdi.

"Hadi yola çıkalım!" Zhang Xuan, Bizans Helios Canavarı'nın sırtına atlarken şunları söyledi.

Öte yandan, eski müdürün akademinin aziz canavarının bir bineğe dönüşmesini izleyen Hu Yaoyao, Xue Zhenyang ve Long Cangyue tamamen şaşkına döndüler ve ya dünyanın çıldırdığını ya da kendilerinin çıldırdığını düşünmekten kendilerini alamadılar. henüz rüyalarından uyanmamıştı.

Kıdemli Bizans Helios'un ne kadar gururlu olduğunu duymuşlardı, bu yüzden onun sadece Zhang Xuan'ı efendisi olarak kabul etmekle kalmayıp, hatta... isteyerek bir binek olarak hizmet edeceğine inanmak zordu! Her ne kadar bu manzaraya bizzat kendi gözleriyle şahit olsalar da, bunu akıl almaz bulmaktan kendilerini alamadılar.