LOHP-5.KİTAP

Zhu Jian Bir Hamle Yapıyor

Consonant Spirit alemi, bir yetiştiricinin ruhla ilgili meselelerle ilk temas kurduğu alemdi ve aynı zamanda gerçek bir uzman olma yolundaki uzun yolculuğunda karşılaşacağı ilk engeldi. Tipik olarak konuşursak, bir yetiştirici yetiştiriciliğini ne kadar güçlendirirse güçlendirsin, Consonant Spirit alemi'nde kullanabileceği gücün hala bir sınırı vardı. Yine de, düello platformundaki dövüş ustasının aurası, normal bir Consonant Spirit alemi yetiştiricisinin geleneksel sınırlarını çok aşan, yükselen bir dağ gibi ağır hissettiriyordu.

"Önce ben gideyim!"

Aşağıdaki kalabalığın arasından aniden bir erkek sesi duyuldu ve genç bir adam sahneye atladı.

"Yunxu'dan Zhao Zhongchuan! Dahili seçimlerde altıncı sırada yer aldı!"

"Yunxu'da altıncı en güçlü olarak sıralanmak, seçimi geçebileceğine şüphe yok!"

"Elbette. Bu aynı zamanda bizim için o Savaş Ustası Xu'nun hünerlerini görmemiz ve kendimizi önceden hazırlayabilmemiz için iyi bir fırsat olacak!"

"Un. Rakibin yetenekleri hakkında henüz somut bir bilgi olmadığı için ilk önce gitmek büyük bir dezavantaj. Ancak, Zhao Zhongchuan'ın gücü göz önüne alındığında, üç darbeye dayanması zor olmamalı!"

...

Genç adamı görünce sahnenin altından fısıltılar duyulmaya başladı.

1. Sınıf adaylarının birçoğu düello platformuna dikkatle bakıyor, savaşın tek bir saniyesini bile kaçırmak istemiyorlardı.

Zhao Zhongchuan daha önce güç gösterisinde şaşırtıcı bir yetenek göstermişti ve hatta dört Usta Öğretmen Akademisi'ndeki seksen adayın hepsi arasında rahatlıkla ilk on beşe girebilirdi.

Başka bir deyişle, normal elemeli turnuva formatında bile Combat Master Seçimi'ni geçebilirdi.

Böylesine güçlü bir adayın ilk sırada yer almasıyla, diğer adaylar Xu Tai'nin sahip olduğu gücün tam kapsamını değerlendirebilecek ve böylece kendi sıraları için önlem alabileceklerdi.

Zhao Zhongchuan'ı gören Xu Tai, kılıcını hafifçe salladı ve umursamaz bir tavırla, "Silahın nerede?" diye sordu.

O, ezici gücüne rağmen, en ufak bir rehavete kapılmadı ve rakibini küçümsemedi.

"İşte burada!" Zhao Zhongchuan bileğini şıklatarak bir kılıç savurdu ve hafifçe şıklattığında, çevrede güçlü bir rüzgar esintisi oluştu.

"Başlamak!"

Rakibinin kendisinden daha güçlü olduğunu bilen Zhao Zhongchuan, savaşın gidişatını kontrol etmek için hemen öne atıldı ve inisiyatifi ele geçirdi. Aynı zamanda, kılıcını öfkeyle fırlattı ve kılıç qi'si kılıcından öfkeyle fırladı, önündeki birkaç düzine metrelik alanı tamamen kılıç qi'siyle doldurdu.

"Fena değil!"

Wo Tianqiong, Zhao Zhongchuan'ın ilk önce gönüllü olarak yukarı çıktığını gördüğünde biraz endişelenmişti. Ancak, bu manzarayı görünce rahat bir nefes aldı.

Bu, Zhao Zhongchuan'ın cephaneliğindeki en güçlü teknikti. Amansız saldırıları altında, bir Kozmos Köprüsü alemi bile bir süreliğine geri çekilmek zorunda kalacaktı, aksi takdirde ölümcül şekilde yaralanma riskiyle karşı karşıya kalacaktı.

Düellonun can alıcı noktasının rakibini yenmek değil, üç darbeye dayanmak olduğunu bilen Zhao Zhongchuan, önce rakibini deneme riskini göze almadı, bunun yerine rakibini en başından bastırmak için en güçlü hamlesini kullanmaya karar verdi. Bundan, onun esnek olmayan bir insan olmadığı anlaşılıyordu.