Bölüm 223: 3.

9 2 0
                                    

"Bir gün gelecekler. O güne kadar devriye gezeceğim. Onların nerede olduğunu bilmesem de evimizin burası olduğunu biliyorum. Burayı onlar geri gelene kadar koruyacağım!"

Mahmut üçüncü üyeyi almaya tek başına gitmeyi özellikle istemişti. Çünkü o kişi Battland'deki en tehlikeli adamlardan biriydi. Mahmut boş çölde yürürken yavaşça yaklaşan o adamın silüetini kum fırtınaları arasında görünce durmuştu. O adamı bekliyordu. Üç metre boyu olan, kızıl tenli, kaslı, kel adamı. Adam yaklaştıkça bedenindeki parlak kızıl dövmeler belirginleşiyordu. Adamın kolu neredeyse Mahmut kadar büyüktü. Eliyle kafasını rahatça kavrayabilirdi. Adam, Mahmut'un tam önüne kadar geldi ve durdu.
-Ey önümdeki yabancı, çekiliver de devriyeme devam edeyim!
-Üzgünüm ama-
Adam derin nefes aldı. Nefes alışı kum fırtınalarının yönünü bile değiştirmişti. Sağ kolundaki kırmızı dövmeler parlamaya başlamıştı.
-Devriyeme devam etmeliyim.
Adam biraz daha bekleyip tai topladı. Mahmut hala çekilmiyordu. Adam hızla Mahmut'a yumruk attı. Mahmut eliyle onun yumruğunu engellemişti. Engelledikten sonra gökyüzü gürlemişti. Kum fırtınalarının hızı yedi katına çıkmıştı. Adam iyice şaşırmıştı. Mahmut'un ondan kat kat daha güçlü olduğunu anlamıştı. Mahmut konuştu.
-Şimdi konuşmama izin verecek misin? Sana bunu söylemem lazım. Devriye gezmek zorunda değilsin! Köyündeki bütün insanlar öldürüldü! Köyünle beraber Battland üzerinden silindiler.
-Seni yalancı!!
Adam hızla kızıl taili patlayıcı yumruklar atmaya başlamıştı. Mahmut hepsini engelliyordu.
-Anla artık, senden daha güçlüyüm! Nişanlını öldüren Kızıl Monarch da öyle!
Adam durmuştu. Şaşkındı. Karşısındaki bu normal görünüşlü adam bu kadar şeyi nasıl bilebilirdi?
-Bana katıl Lu Go Bonzu, seninle birlikte dört sene önce köyünü silenleri yok edelim!
-Adımı nereden biliyorsun?!
-Sana hepsini anlatacağım. Bana katıl. Zaten bunca zamandır onların ölü olduğunu biliyordun, değil mi? Burada boş boş dolanarak ölmeyi bekleyemezsin!! Eğer onlar için bir şey yapacaksan korkak biri olmaktan vazgeç ve onların intikamını al!!!
Lu Go Bonzu sinirden kükremeye başlamıştı. Kolundaki damarlar o kadar çok şişmişti ki patlamaya başlamışlardı. Lu Go Bonzu en hızlı yumruğunu atmıştı. Gökten yıldırımlar düşüyor yerden lavlar çıkıyordu. Mahmut bile bu yumruğu engellemek yerine ondan hızla kaçıp koca adamın karnına kendisi için pek de yorucu olmayan bir yumruk atmıştı. Bonzu bir anda kilometrelerce uçmuştu. Litrelerce kanlar kusarak. Mahmut ondan daha hızlı bir şekilde birkaç kilometre gidip orda Bonzu'yu sırtından tutup durdurmuştu. Bonzu bayılmıştı. Mahmut konuştu.
-Saldırman gereken kişi ben değilim. İntikamını alman gereken kişi. Fakat bu intikamını alacağın yolda karşına engeller çıkmayacak değil. Evet, kesinlikle. O çocuklar karşına çıkacaklar! Senin düşmanın oldukları için mi, hayır! Güce ulaştıkları yolda onlar için tırmanmaları gereken bir dağ olacaksın!
Mahmut yerde yatan kendisinden beş altı yaş küçük olan ama boy olarak iki katından biraz az olan adama gülümsedi. Gülümsediği kişi sadece Bonzu değildi.
-Kesinlikle. Baş belası çocuklar. Senin başına da bela olacaklar.
Mahmut, Lu Go Bonzu'yu sırtına aldı ve oğlu ve ikinci üyeyle görüşecekleri yere götürdü. Dördüncü üyeleri nasıl bir yerdeydi?

Battland Maceraları Vol. 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin