Hüso, Blast'in sırtına binmişti. Uçarak Nao, Leo ve Yuki'nin kaldığı yere gidiyorlardı. Hüso, Nao'nun kesinlikle kızacağını biliyordu çünkü iki veya üç saat sonra geleceğini söylemişti ama neredeyse bir gün olacaktı. Hüso yolda bir tai hissetti. Tai bu zamana kadar hissettiği en güçlü taiydi. En Güçlü Seçmeleri Turnuvası'nda yayılan en güçlü taiden bile daha güçlüydü. Bu kadar güçlü olmasına rağmen sadece küçük bir alanda hissedilebiliyordu. Hüso aşağı baktı. Tainin geldiği yerde aşırı normal görünümlü bir adam vardı. Dünya sokaklarında her gün fazlaca görülebilecek tipten bir adamdı. Giyimi bile çok normaldi. Ne boyu çok uzundu ne de aşırı kaslı gözüküyordu. Adamda ondan yayılan tai dışında garip hiçbir şey yoktu. Adam Hüso'ya baktı ve gülümsedi. Hüso ona bakarken adam birden kayboldu. Tai artık daha yakından geliyordu. Hüso korluyla tainin geldiği yere baktı. Bu tai o kadar güçlüydü ki adamla dövüşmek Hüso'nun seçenekleri arasında bile değildi. Tüm gücünü Blast'e yükleyip hızla kaçmayı planladı. Tainin geldiği yer şimdi yukarıdaydı. Adam da ordaydı. Düşerken Blast'in kafasından tuttu. Artık üçü de yerdelerdi. Yayılan taiden Blast bile korkmuştu. Hüso yerde oturup korku dolu gözlerle karşısındaki adama bakıyordu. Adam gülümseyip normal bir ses tonuyla konuştu.
-Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Pechvogels'in 0 Numarası Mahmut. Şu anki iki En Güçlü'den biriyim. Pechvogels'i tamamen yok ettin sayıyorum. Zaten Pechvogels'in kurulma amacı buydu. Bana rakip olabilecek biri yetiştirmek. Pek başarılı olamasa da yine iyi bir iş becerdi. Hüso, seni iyi tanıyorum. Örgütteki 3, 8, 9 ve 11 Numara dışındaki herkesi sen ve yakın arkadaşların yendi. Gerçi 11'i de sonradan yendiniz. Biliyorsun ki, Pechvogels 1'den 12'ye kadar güçlenerek gidiyor. Onu yenecek kişinin de güçlenmeyi bırakmaması lazım yani.
Hüso hala korkuyla bakıyordu. Zar zor yutkunup konuştu.
-Ö-örgütü neden kurdun?!
-Ahaha, Hüso. O kadar korkmana gerek yok. Sana zarar veremem, henüz. Zaten sana zarar vermek istesem seni hemen öldürebilirdim. Nefes almak kadar kolay. Herhalde o kadar korkuyorsun ki cevapladığım soruyu tekrardan sordun. Ya da farkı bir soruydu bu. Neden "terör örgütü" kurdun? Sorun buydu herhalde. O zaman sana açıklayacağım. İyi iyiyi durdurmaz. İyi kötüyü durdurmak için çabalar ama. Sen de bu hikayedeki iyi adamsın. Biz de kötülerdik. Sen kötüyü yok etmek için güçlendin ve ettin fakat daha da güçlü bir kötü vardı. O da benim! Şimdi sana yeni planımı açıklayacağım. Beş kişi toplayacağım ve yeni bir örgüt kuracağım. Pechvogels yok artık. Senden istediğim de bizi durdurman.
Sato, Hüso'nun aklında konuşmuştu.
-Korkma Hüso. Sana zarar vermeye niyeti yok. Ölmeden önce o toplayacağı adamları yenmelisin.
Hüso'nun korkusu geçmişti. O da gülümsedi.
-Tamam o zaman. En güçlü kötüleri bul. Artık amacım ölmeden önce hepinizi yenmek. Daha fazla güçleneceğim ve seni yeneceğim!
-İşte bu! Hadi şimdi gidebilirsin! Beni yenebilirsin, sana güveniyorum!
-Tamam! Ne kadar zorlarsan seni o kadar hızlı durduracağım.
Hüso yine Blast'e binip yoluna devam etti. Az önce yaşanan şey Hüso'ya göre çok garipti. Adam o kadar güçlü bir tai yayıyordu ki kim hissetse güçten başı döner ve Hüso gibi saçmalardı. Hüso yüzünde kararlı bir gülümsemeyle yoluna devam etti. Acaba Nao ona ne kadar kızacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battland Maceraları Vol. 2
MaceraBattland Maceraları'nı okumak için: https://www.wattpad.com/story/76321977-battland-maceralar%C4%B1 Her bölüm ortalama 300 kelimedir. Bu yer beklediklerinden çok daha farklıydı. Hem her yer, hem de hiçbir yere benziyordu. Büyük güçler ve tehlikeler...