Bölüm H4: Yalnızlık ve Ayrılık

1 0 0
                                    

Pembe Saçlı Adam: Evet, açıklamaya başlıyorum. Bu beyin aslında çok da sorunu yok. İşleri raya oturtmuş güçlenmekte olan bir adam. Eskiden olduğundan çok daha güçlü, neredeyse her konuda. Çok güzel arkadaşları var. Genelde mutlu ve tutkulu bir çocuk. Bu adam yapraktan düşen bir çiğ damlasını, gece perdenin arasından sızan ay ışığını, dalganın kıyıya çarpışını gördükçe mutlu olur. Arkadaşları bir işe başlayınca o da heyecanlanır. Böyle tutkulu bir insandır o. Fakat bir sorun var. Neden böyle birisi bir anda içine kapanık, düşünceli ve melankolik birisi olsun ki?! Hem de o "O" diye baskılaya baskılaya söylediğiniz kişi geri gelmiş olduğu halde. Bu iş kesinlikle... Ah! Ağh!!! Aşk!! İşte bu yüzden ben geldim, Aşk. Ben senin Aşk'ınım, Hüso.
Hüso 2: Biliyordum.
Karanlık Hüso: Ben uyuyorum lan, bitince uyandırırsınız. Saçmalık.
Aşk: Şimdi sizin o çok bahsettiğiniz "Sen hala bizim küçük tombik Hüsomuz'sun." lafı neden bu adamı bu kadar yıktı, biliyor musunuz? Normalde bu laf gülüp geçilecek bir laftır, değil mi? Hatta nostaljiktir, böyle ruhları ürpertir. Size bir şey söyleyeceğim şimdi, dinleyin. O "O" diye bahsettiğiniz kız gittikten sonra bizim Hüso bunalıma falan girdi. Ama esas melankolisi ve dağılması o geri gelip bu cümleyi söyledikten sonra başladı. Biliyorum, Hüso, sana en çok zararı ben verdim. Ama unutma, ben de senin bir parçanım. Bana sen izin verdin. O melankoli, o yıkıklık, o acı o kadar çok zevk verdi ki sana. Zoraki gülümsemeler, tam hissettiğin anda onu görmeler. Hepsini kendin istedin. Geceleri yatağında nasıl da ağlardın öyle. Her şey daha güzel gelmeye başlamıştı gözüne. Onu özlüyordun hep. Bazen yanındaydı ama ona sarılamamanın acısını çekiyordun. Sarılsan da ellerini tutamazdın. Onun bacaklarına kafanı koyardın eskiden, gözlerini kapardın. Göğüsünde en güzel güller açardı. Fakat biliyordun, bütün bu mutlulukların bir bedeli vardı. Sen acı çekmeye gittin onun yanına. Ona neler söyledin hatırlıyor musun? Aslında her zaman dediğin şeyleri dedin. "Seni seviyorum." dedin. O da sana derdi öyle. Ama o akşam ona belki başka bir şekilde söylesen bu durumlara düşmeyecektin, biliyorsun. Hepsi bilerek yani. Her zamanki gibi söyleyecektin. Neden gittin öyle drama yarattın ki. İşte beyler. Hüso'nun bu kadar batmasının gerçek nedeni o kıza aşık olup onu kendisinden uzaklaştırmasıdır.
Hüso 2: Evet. Onu kurtarmakla ilgili bir şey diyordun hani. Sen kimseyi kurtaramazsın, Hüsom. Kurtulmak isteyen kurtulur, sen de izlersin. Farkında değil misin yoksa, hah, dur sana anlatayım: o kız da en az senin kadar üzüldü. Yanında otururken gözlerindeki bakışı görmedin mi? Sendeki gözlerle aynıydı. Ölmüş gözler. Fakat hala onu gülümseten bir umut var. Böyle hastalıklı bir bakış... Belki de, belki o da senin gibi kurtarılmak istemedi. Sen nasıl onunla ilgili acı çekmekten hoşlandıysan, o da seninle ilgili acı çekmekten hoşlandı. Yaşamak bu değil mi zaten? Acılara rağmen umutla yaşayabilmek, acılardan keyif almak... Hayat hep beyaz olsa, siyah eksik kalırdı.
Hüso: Onu özledim.
Hüso 2: Bekle, henüz onu göremezsin. Daha kurtulmadın. Hep onun yanında olmak istiyorsun değil mi? Her zaman senle kalsın, yanında olmasa da onu hissetmek istiyorsun.
Hüso: Birlikte kurtulalım.
Hüso 2: Hatsiz! Sabret. Ulan senin sabrın da asla güçlenmiyor. Önce kendin kurtul. O da seni görünce kurtulacaktır. Senin sorunun ne biliyor musun? Sen yalnızlığı hissetmek istiyorsun.
Aşk: Sözünü kesmek istemem, ama Hüso bu süre boyunca kendisine gösterilen sevgiyi reddetti. Ya onunla olacaktı, ya da yalnız kalacaktı. Onunla olmadığı zamanlarda da yalnız hissetti. Bazen yollara düştü, onu düşündü. Omzunu duvarlara sürte sürte yürüdü. Ay'a bakıp o ölü gözlerle gülümsedi. Şiirler yazıp camdan attı. Her şey ona o kızı hatırlattı. O fallı sakızları da onun için çiğniyor. Fallarda onun sesini duyuyor, sakızdan onun kokusunu alıyor. Sabah kalktığında dudakları titriyor ve onun adını söylemeye kalkıyor. Unutmuyor onu, unutmak da istemiyor. Çünkü biliyor, onu unutmak onu hatırlamaktan daha çok acı verecek. Dışarılarda bağırıp aşkını haykırmak istiyor. Bu yalnızlık bitsin istiyor. Bir yağmur yağsa da sırılsıklam olsun istiyor. Kendini aç bırakıp hayaller kuruyor. Bazen hiç beklemediği anda o karşısına çıkıyor. Eli ayağı birbirine dolanıyor. Çok hoş oluyor yüreği, yine çiçekler açıyor. Fakat o gidince hepsi soluyor geriye sivri dikenler kalıyor. Hastalanmıyor ama en hasta insandan daha hasta hissediyor. Attığı her adım onun için gibi geliyor ama aslında yerinde sayıyor. İyi hissetmek istemiyor. Çünkü iyi hissettiğinde bu aşk bitecekmiş gibi hissediyor. Bazen de asla gerçekleşmeyecek hayallerine gülümsüyor. Bir dalgınlık hali onu alıp bir yerlere götürüyor. Tatlı bir öfke geliyor, parlak kızıl değil bu sefer, pembe pembe. Kendinden çıkarıyor. Ter içinde kalıp uyuya kalıyor. Böyle bir macera işte, böyle romantik bir macera. Hiç bitmesin istiyordun, Hüso. Neden şimdi buradayız? Beni mi öldüreceksin yoksa!?
Hüso: Ne diyorsun sen? Seni asla öldürmem. Bana en çok acı veren sensin ama sensiz olmaz. Sen bana böyle garip hissettirdin işte. Gitme.
Aşk: Gideceğim. Her şey sonlanmak üzere yaratılmıştır.
Hüso: Gitme!!
Aşk: Ah, ağh!!! Olamaz, bu ne kadar güçlü bir tutkudur böyle!? Tamam, genç Hüso biraz daha yanında kalacağım. Fakat unutma bu işin sonunda ya gideceğim ya şekil değiştireceğim ya da başka bir aşk olacağım.
Hüso 2: Bu "Aşkımız sevgi ve saygıya dönüştü." olayı mı bu?
Aşk: Hayır. Detaylarını ben bile bilmiyorum. Neye dönüşeceğim bilmiyorum. Ayrılığa alış, Hüso. Bu hayatta her istediğin kişiyi her gün göremezsin. Bazıları anı olacak, bazılarıyla da çok az görüşebileceksin. Seni gördüklerinde eskiden olanlardan bahsettiklerinde yine öfkelenecek misin?
Hüso: O bir anıya dönüşsün istemiyorum? Benimle kalsın. Asla ayrılmak istemiyorum.
Hüso 2: Dostum, ağlama. Ayrılık da ölüm gibi hayatın bir gerçeği. Bir gün ayrılacaksınız fakat sizleri bağlayan görünmez bir bağ her seferinde sizi geri buluşturacak. Çünkü buluşmak da ayrılık kadar gerçektir.
Ses: ...
Hüso 2: Artık rehabilitasyonunun sonuna yaklaşıyoruz. Hesaplaşman gereken birisi daha var. Neye karar vereceksin?

Battland Maceraları Vol. 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin