Leo ve Nao, Vincent'i tanımıyorlardı. Fakat Eren'i turnuvada görmüşlerdi. Onu dinlemeleri gerektiğini düşündüler. Es bu sefer de Eren'e saldırdı. Eren hiç bir şey yapmadan yürümeye devam etti. Es sinirlendi.
-Neden işe yaramıyor?
-Ben tanrılarının arkadaşıyım. Beni onlar çağırdı. Makinenin nasıl çalıştığını göster lütfen.
Es bir anda sakinleşmişti. Hayatında daha önce hiç kandırılmadığı için buna da kanmıştı. Eren'e makinenin nasıl çalıştığını gösterdi. Kafana birkaç kablo oturtturunca Es makineyi başlatabiliyordu. Eren son uyarısını yaptı.
-Burdan sonrasını öğrenmek sizin için kötü olacak. Hüso acımam sana. Sakın buraya gelmeyin. Sadece ben ve Vincent gidecek.
Vincent çocuklar meraklarını gideremeyecek diye üzülmüştü. Hüso ve arkadaşlarına gülümsedi.
-Merak etmeyin. Patron'un bir bildiği var.
Hüso, Leo ve Yuki karara uymuşlardı fakat Nao makine çalışmadan hemen önce kendini bağlamıştı. Eren, Vincent ve Nao kendilerini bir siyahlıkta buldular. Birkaç insanın sesini duydular.
- Merhaba seyahatçiler. Kimsenin gizli planımıza böyle dahil olabileceğini hiç düşünemezdik. Biraz zaman sıkıntımız var bu sebeple size geç cevap vereceğiz. Konuşmamız saatler alabilir.
Eren rol yapmaya başladı. Bunu yapmak istemezdi fakat gerçeği öğrenmek zorundaydı. Birden rol gereği merak ve endişe içinde bakmaya başladı.
-Lütfen bana neler olduğunu anlatın! Size yardım etmek için elimden geleni yaparım. Bilim adına her şeyi yapabilirim!
Karşısındaki bilim insanlarını ne pahasına olursa olsun kendine inandırmalıydı.
-Kardeşimi de durdurabilecek gücüm var! Siz gerçekten tanrı sayılabilirsiniz! Şu an gelecekle konuşuyorum! Lütfen beni de sizin geçmişteki görevliniz yapın. Sizi amacınıza ulaştırmalıyım. Bu süreçte de zamanın sırlarını öğrenebilirm. Bu yüzden lütfen yardımımı kabul edin!
Eren'in dedikleri karşısındakileri çok etkilemişti. Ona güvenebilirlerdi. Fakat sadece ona.
-Yanındakiler senin kadar istekli değiller genç. Onlara güvenemeyiz. Onları kov yanından. Geçmişteki elemanımız Es'i de buraya getirin. Ona gerçeği anlatmanın vakti geldi.
Nao hiç karşı çıkmadan geri gitmeyi kabul etti. Ne de olsa önlemini almıştı. Nao ve Vincent kendilerine geri geldiler. Nao, Es'i geleceğe ruhsal seyahate gönderdi. Es'in bilincinin burda olmadığına emin olduktan sonra neler olduğunu anlattı.
-Kayıt cihazımı yerleştirdim.
Hüso şaşırmıştı.
-Nasıl yani?
Nao sadece ruhsal olarak gelecekteydi. Yani bilinci ordaydı. Bir kayıt cihazı yerleştiremezdi. Nao açıklamaya başladı.
-Maddenin taiye dönüşümü ve zamanda gönderilmesi. Aslında hepsi sadece çok hızlı, bir yerden öbür yere gönderilen, tai üzerine kaydedilmiş ses kayıtları gibi. Bu makine düşünürken kullanılan enerjinin tai olmasını sağlıyor. Sonra düşünceyi de saydam renkli bir taiye kaydedip geleceğe aktarıyor. Kısaca beyni bir veriyi taiye kaydetmesine zorluyor ve bu taiyi de geleceğe gönderiyor. Fakat makinede bir açık var. Benim şu anda düşüncelerimi duyamıyorlar. Yani makineye duyabildikleri Eren dışında kimsenin bağlı olmadığını düşünüyorlar. Fakat az önce bizim makinemize saydam taiyi kaydeden bir cihaz yerleştirdim. Sonra onları saydam taiyle çalışan gizli iletişim cihazlarımıza aktarıp dinleyebiliriz.
Hüso biraz şüpheliydi.
-Vincent bunu duymamıza izin verir mi? Eren başından beri bizden birinin durumu duymasını istemediğini biliyor. Aynı zamanda cihaz çalışmayabilir. Belki saydam tai bir kereliğine geliyordur ve yok oluyordur. Mesela sana bir şey söylesem ve sen onu hatırlasan bu onu sen hatırladığın sürece sana tekrar tekrar söylüyor olduğum anlamına gelmez. Sen sadece dediğim şeyi hafızana kaydetmiş ve onu tekrardan dinliyor olursun. Cihazın belki sadece yok olmayan saydam taileri kendi içinde tutuyor ve böylelikle kaydetmiş oluyordur haksız mıyım?
Nao üzgünce baktı.
-Üf. H-haklısın.
Hüso güldü.
-Belki saydam tai yok olmuyordur ve biz de gerçeği abim gibi öğreniriz. Kendine kızma. Bir zamanlar arası telefonun nasıl çalıştığını hemen kavradın ve nasıl olur da hala kendine küçük bir hata yapmış olma ihtimalin olduğu için kızabiliyorsun?
Nao kızarmıştı.
-Beni övme hakkını sana kimse vermedi, beyinsiz. Hem ben bir bilimciyim. Bu gibi durumlarda asla hata yapmamalıyım.
Hüso güldü fakat Vincent'in kararsız bakışlarını görünce gülmeyi kesti. Vincent üzgün baktı.
-Ne yazık ki bu seferlik patronun emirlerine karşı geleceğim. Siz gerçekten zeki çocuklarsınız. Eğer planınız işe yararsa Eren bilmeyecek.
Leo havalı bir şekilde güldü.
-Tabi ki. Geri kalanını size bırakıyorum. Beni uyku bastı.
Eren ve Es'e neler anlatılacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battland Maceraları Vol. 2
AventuraBattland Maceraları'nı okumak için: https://www.wattpad.com/story/76321977-battland-maceralar%C4%B1 Her bölüm ortalama 300 kelimedir. Bu yer beklediklerinden çok daha farklıydı. Hem her yer, hem de hiçbir yere benziyordu. Büyük güçler ve tehlikeler...